Okuyorum

gözbebeğim

Adını Baba ve Piç meselesi ile duyduğum Elif Şafak‘ın Pinhan kitabına kadar daha evvel hiç kitabını okumamıştım. Sanırım Baba ve Piç kitabı ile gündemde bir süre olumsuz şekilde kalmasından dolayı bende bir önyargı oluştu ve okumadım Elif Şafak. Orhan Pamuk gibi ona da önyargı ile baktık ama şimdi düşünüyorum da sanırım biraz fazla hissiyat takılmışız. Milliyetçiliği fazlaca yapmışız. Neyse amacım burada bu konulara girmek değil aslında. Sadece Elif Şafak’a karşı benim gibi önyargısı olup da kitaplarını okumayanlar varsa çok şey kaçırdıklarını bilsinler diye söylüyorum.

Pinhan kitabının bitmesine birkaç sayfa kaldı. Hazır Elif Şafak‘tan bir kitap okumuşken diğer kitaplarına da bir göz gezdireyim dedim bugün. Aslında bana Nagehan‘ın tavsiyesi ile okumuştum Pinhan’ı. Bugün kitabın bitmeye yakın olduğunu söyleyip yeni tavsiye istedim. O da Mahrem kitabını tarif etti bana. Bir de Amin Maalouf‘un Yüzüncü Ad kitabını önerdi.

Yarın kitap alma bahanesi ile Kızılay‘a inmeyi düşündüğüm için hemen bu kitapların tanıtımına bakayım dedim ve kitapyurdu‘na girdim. Girip Mahrem‘in tanıtım yazısını okuyunca sanırım yüzümde güller açtı. Bir iki sene evvel Yeni Türk edebiyatı dersinde işlediğimiz herhangi bir dersin bir beş dakikasında hocanın anlattığı o ufak epigrafı gördüm. Aylardır bunu arıyordum aslında. Çok hoşuma gitmişti. Ve bu epigrafı burada görmenin mutluluğunu yaşıyorum şu an.  İşte o epigraf:

Gözbebeği: İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçimde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir. Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.

Âşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka “gözbebeğim” diye hitap edilir.

Previous Post Next Post

You Might Also Like

4 Yorumlar

  • Reply nagehan aytekin 06 Ekim 2008 at 21:18

    Demek yüzünde güller açtı ha,o güller kitabı okuduktan sonra da aynen devam eder inşallah :)Tavsiyelerimi dikkate aldığın için teşekkür ederim ne de olsa çömün sayılırım değil mi üstad 😉

  • Reply Kaan Fakılı 06 Ekim 2008 at 21:26

    Üstad ne demek. 🙂 Çömlük keşke aradaki sınıf farkı ile olsaydı. Birimiz üniversiteyi bitirince meslektaş sayılıyoruz. Sen benim kıymetli bir meslektaşımsın. 🙂 Tavsiyelerine elbette uyacağım. Sağ ol tekrardan.

  • Reply Guher 08 Ekim 2008 at 13:31

    Elif Şafak kitabı okumak nasip olmadı henüz.siyah süt kitabını okumayı istiyorum inş.
    bazen tevafuken duyduğumuz sözler,yazılar vardır,dikkatimizi çeker hoşluğuyla.benim de “Ayın,Şın,Kaf imiş her nevar alemde..” sözü hoşuma gitmişti.paylaşayım dedim (:

  • Reply Funda Ergöz 21 Şubat 2009 at 17:27

    Benimkisi tavsiyeye layık değil amma fikrimi söylemek isterim.Elif Şafak’ın bahsi geçen bütün kitaplarını okudum ve duyduğum önyargıların haksızlığını kabullendim.Pinhan ve Mahrem ziyadesiyle okunası…Görmeye ve görülmeye dair diye de açıklaması var Mahrem’in…Nazar Sözlüğü kısımları ise edebiyata gönül verenlerin işine yarar derecede…

  • Yorum yazabilirsiniz

    This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.