Yaşıyorum

seviyorum.

Hayatı anlamlı kılan şeyler olduğunda, ya da hayatı anlamlı kılmak istediğinde birçok şeyi sevdiğini fark ediyorsun. Bu bir cisim, soyut bir şey ya da bir insan olabilir. Hiç fark etmeyecektir. Bir şeyleri seviyorsan, sevgiye, sevgine giden yollar açık demektir.

Son zamanlarda hayatımda kötü giden bir şeylere artık dur demenin gerektiğini biliyordum. Hayatımdaki ufak ya da büyük gelişmeler bu yönde sanki ortak bir karar almış ve uygulamaya koyulmuştu. Öyle ya da böyle bir şeylere güzel diyebiliyorken, her şeye güzel diyesi geliyor insanın.

İçinde bulunduğumuz zaman dilimine baktığımızda sanırım ben bahar mevsimini seviyorum. Nedense tüm mevsim içime doğmuş gibi hissediyorum, içimdeki tüm polenleri salıyorum ve sanki o papatyalar, güller, laleler ve bilumum çiçekler içimde patlak veriyor. İçimde bir yerlere salıyor kokularını. Rengârenkliği, çok renkliliği, çok sesliliği, kalabalığı sevdiğimi hissediyorum. Sanırım insan, içinde yalnız olmamayı öğrendiği zaman kalabalıkta da yalnız hissetmiyor kendini.

Hayat, biz anlamlandırabildiğimiz derece anlam kazanır diyorum ben sık sık. Ve bu görüşümü hiçbir zaman değiştireceğimi düşünmüyorum. Mesela, gözlerinizi kapatın ve düşünün:

O kadar güzel bir işte çalışıyorsunuz ki, hiçbir şekilde maddi probleminiz yok. Eviniz çok güzel, arabanız çok güzel. Mutlu olduğunuzu düşünüyorsunuz. İstediğiniz her şeyi alabileceğinizi düşünüyorsunuz. Her şey kusursuz bir güzelliğe sahip. Peki ya ne oluyor? Bu kusursuz güzellik sanırım bir tekdüzeliği beraberinde getirmez mi? Bu da insana bir bıkkınlık vermez mi? Bunları gözlerinizi kapatıp da düşündüğünüzü biliyorum. İçinizde ister istemez gereksiz bir mutluluk hissettiniz değil mi? O gereksiz mutluluk sizin içinize sıkıntı verdi.

İşte yukarıda da dediğim gibi; insan, hayatı, içinde bulunduğu durumdan bağımsız değerlendiriyor. İçinde bulunduğu durum ne kadar güzel olursa olsun ya da ne kadar kötü olursa olsun düşünceleri ile, hayalleri ile hayatına bir yön verebiliyor.

Netice itibariyle, hayatımızı güzel kılan, yaşayışımızı içselleştirebilmemizdir. Bazı şeylere ömrümüz boyunca ulaşamayabiliriz. Hiçbir zaman bir şeyleri elde edemeyebiliriz. Kesinlikle elde edemeyeceğimiz şeyler için uğraşmayı bırakmalıyız. Bu hayallerimizin daha gerçekçi, yaşayışımızın daha güzel, ölçülü olmasını sağlayacaktır.

Son olarak Kaan oğlan der ki; bir şeyler hayatınızda güzel gidiyorsa, önünüze çıkan birçok kötü şeyi de güzelleştirirsiniz. Bardağın dolu tarafından bakarsınız. Eğer ki bir şeyler kötü gidiyorsa, iyi giden şeylerin de açığını arar, kötü tarafına bakmaya çalışırsınız.

Previous Post Next Post

You Might Also Like

4 Yorumlar

  • Reply evren 26 Mart 2010 at 05:07

    “Türkçe yazım kurallarını ihmâl etmezseniz sevinirim. Zira “aslan yattığı yerden belli olur”

    Zira, bildiğim kadarıyla çünkü anlamını taşımıyor Türkçe’de. ” Fakat ” anlamıyla kullanılıyor.

    iyi çalışmalar

  • Reply Naz saatci 14 Nisan 2010 at 15:56

    “Kesinlikle elde edemeyeceğimiz şeyler için uğraşmayı bırakmalıyız.”

    Bence iyi niyetle velakin tembellikle, hatta boşvermişlikle dilegelmiş bir önerme. Daha da kötüsü, -doğruluğuna itimad edildiğinde- insan kendini bir kuyu dibinde, asla çıkamayacağını düşünüp ölümü beklerken bile bulabilir mazallah.

    Uğraşmadan, o şeyin elde edilip edilemeyeceğine kanaat getirmek gaflettir. Uğraşmak, umud etmektir.

    Doğru anlatım: “Uğraştığımız şeyleri elde edemeyeceğimiz kesinlik kazandığında, umutlarımızı ve uğraşlarımızı farkı şeylere yönlendirmeliyiz.” olmalıdır bence. Ya da vb. 🙂

  • Reply Esra Şen 14 Nisan 2010 at 23:11

    insan yaşar/insan ölür/güler insan-ağlar.
    insan biraz durgun kalmayı dener.
    biraz selamı,bir zaman sonra vedayı.

    böyledir yani.

    insan bu herşey beklenir :p

    neyse, hoş kelam ves’selam 😉

  • Yorum yazabilirsiniz

    This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.