Yaşıyorum, Yorumluyorum

türkiye’de “edebiyat” mezunu olmak

Sevgili arkadaşlar,

Bu yazıyı birkaç sene evvel, iş-aile konusunda ciddi sıkıntılar yaşarken yazdım. Ve yazıyı yazmaktaki esas amacım sizi edebiyat okumaktan vazgeçirmek değil. Tamam belki karamsar bir üslûp kullanmış olabilirim ama lütfen yazının sonuna falan bir bakın. Ben, benim yaptığım hataları yapmayın, şunları şunları yaparsanız bu bölümde başarılı olursunuz gibisinden şeyler de yazdım. Neden onları dikkate almıyorsunuz?

Bakın ben şu an Ankara’da bir Anadolu Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak görev yapıyorum. Hem de “kadrolu”. 2010 yılında atandım. Hayatımdan da memnunum çok şükür. Ha öğretmenlik dışında başka bir işte çalışmak isterim ama bu öğretmenliği sevmediğimi göstermez.

Tüm bu bilgilendirmelerime rağmen hâlâ olumsuz yorumlar gelirse bu yazıyı sileceğim maalesef.

Bana ulaşmak için   https://www.instagram.com/kaanfkl/ ‘u kullanabilirsiniz.

Arkadaşlar aşağıdaki yazıyı okuduktan sonra mutlaka şu yazıyı da okuyun:

http://www.kaanfakili.com/edebiyat-mezunlarina-umut-isigi/

Edebiyat bölümü öğrencilerine altın öğütler

İşbu yazı ilk paragraftan son paragrafa kadar yer yer gerek devlet kurumlarına, gerek özel kurumlara ve gerekse de başka şeylere ağır ithamlar içermektedir. Bu ithamlar muhtelif zamanlarda küfre doğru kayacak ve haddi aşacaktır. Lütfen Türkiye‘de herhangi bir üniversitede okumayı düşünmediyseniz ve henüz liseyi bitirmediyseniz bu yazıyı okumamanınızı öneririm. Zira yazıdan sonra Türkiye’de üniversite okumaktan vazgeçebilirsiniz. Lütfen bu durumda kabahati bende aramayın.

Yazacağım yazıda bizzat yaşadıklarımı farklı bir bakışla anlatmaya çalışacak, zamanla farklı farklı insanların gözünden aktarmalar yapmaya çalışacağım. Bu yazı bir serzenişin, bir gücenmenin ve bir zora gitmenin yazısı olacağından biraz uzun ve duygusal içerikli olacaktır. Eğer bu tarz yazılara katlanamıyorsanız sayfanın köşesindeki çarpı işareti ile sayfayı kapatabilirsiniz, teşekkür ederim.

Yazımda bizzat kendimi hareket noktası almayı düşündüğüm için başlığı “edebiyat mezunu olmak” şeklinde koydum. Ancak yazıyı Türkiye‘de edebiyat dışında farklı bölümlerden mezun olanlar okuduğunda benden pek farklı hissiyatlara kapılmayacak ve zaman zaman bana hak verecektir. Bu sebeple bu yazıda herkesin duygularına tercümân olmayı istiyorum.

Araya sıkışmış not: Yazıyı okuyan arkadaşlar, yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Bilelim kimin ne sıkıntısı olduğunu. Eğer yorum yazmazsanız yazının pek okunmadığını düşünecek ve gerçekten çok üzüleceğim.

Uzunca bir girizgâhın ardından asıl içeriğe geçmek doğru olacaktır. Ancak yazıya nereden, nasıl başlayacağımı bilemediğim için lafı geveleyip duruyorum. Öncelikle benim şu an hangi okuldan mezun olduğumu ve ne ile meşgul olduğumu bilmenizi isterim. Belki hakkımda sayfasını okuyanlar bunu bileceklerdir, ancak ben yine de belirteyim.

Ben, Kırıkkale Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Şu an işsizim.

Bundan 5 sene kadar önce, dershaneye giderken tercihlerim hususunda epey kararlıydım. Ancak dönem ortasında yaşadığım bir iki hadise benim edebiyatçı olma yönündeki tereddütlerimi ortadan kaldırdı ve dönem ortasından sonra hep edebiyat bölümü okumayı istedim. Bundan 5 sene evvel, yani 2002 ÖSS‘de, yani bu 300’lü puan sisteminin ilk senesinde ÖSS‘ye girdim ve ÖSS Sözel bölümden 266,500 ham puan aldım. Okuldan da 60 puan gelmesi ile -lisede tembel bir öğrenciydim- puanım 326 ‘ya yükseldi ve yaptığım tercihler neticesinde sürpriz bir şekilde Kırıkkale Üniversitesi‘ne yerleştim. Benim edebiyat bölümünü ne kadar istediğimi sanırım yaptığım 23 tercihin de “Türk Dili ve Edebiyatı” bölümü olması ispatlar.

Edebiyat bölümüne dair aklımda birçok güzellik vardı. Ancak bu güzelliklerin yerini zamanla bıkkınlıklar, küskünlükler ve reddedişler aldı. Daha sonra korkularımla yüzleştim, kırgınlıklarım geçti ve yeniden edebiyata aşık olmaya başladım. Eski idealistliğimi yeniden kazandım, ancak iş işten biraz geçmiş durumdaydı sanırım. Çünkü okulu bir dönem uzatmıştım. Neyse ki sadece bir dönemdi.  Nihayetinde uzun maratonun sonunda bu bölümden mezun oldum. İdealistliğim hâlâ devam ediyordu. Bizim okulda yüksek lisans yapacak ve akademik kariyerimi geliştirecektim. Bir yandan da bir yerlerde iş bulmalı ve masraflarımı çıkarmalıydım. Yapabileceğim işlerin arasında en makulü dershanede edebiyat öğretmenliği yapmaktı. İşte şu andan sonra 1 sene içerisinde yaptığım şeyleri size anlatacağım.

Öncelikle dershanede çalışacak ve birkaç dersten uzattığım okulu dönem ortasında bitirecektim. Sonra da dönem ortasında açılan yüksek lisans kontenjanlarına başvuracak ve öğrenimime devam edecektim. Bir yandan dershane, bir yandan da okulu idare ederim diye düşündüm. Ancak daha sonra dershanede öğretmen olmanın çekilecek bir şey olmadığını ve hayatımda birçok şeye engel olacağını düşündüm ve Şubat ayında dershaneden istifa ettim. Daha sonra bir arkadaşla birlikte web sitesi falan yaptım, harçlığımı çıkardım. Bir yandan da ilk dönem tüm derslerimi verdim ve ikinci dönem de özel öğrenci olarak yüksek lisans kaydımı yaptırdım. Şimdi ise normal yüksek lisans sınavlarına hazırlanıyorum. Öncelikle aklımda bu sene birkaç farklı iş alternatiflerini düşündüm. İlk önce Ankara‘da TAPU‘ya iş başvurusunda bulundum. Edebiyat ve tarih bölümü mezunu yaklaşık 300 kişi TAPU‘da çalışıyor ve Osmanlıca metinleri okuyorlar. Avrupa Birliği bizim devletten eski tapuların okunmasını ve bilgisayara işlenmesini istemiş. Devlet de yaptığı bir ihale ile bunu bir şirkete vermiş. Şirket de edebiyat ve tarih bölümü öğrencilerine yaklaşık 700 milyon maaş ile ve 5 gün mesai ile bu belgeleri okutmuş. İşin ilginç yanı biz Haziran ayında buraya başvurana kadar başvuran herkesi alıyorlardı. Ancak iş bana gelince, benimle birlikte başvuran 100 kişiyi bir sınava tabî tuttular ve eski tapuları okumamızı istediler. Çok saçma bir sınavdan kesinlikle geçemeyeceğimi biliyordum ve nitekim öyle de oldu. Ancak işin daha da üzücü yanını 1 ay sonra öğrendim. Bu sınavdan başarılı olan 15 kişiyi de işe almamışlar ve birçok kişiyi de işten çıkarmışlar. Bu kapıyı kurutunca özel öğretmenlik için başvurayım dedim. Onda da edebiyat öğretmeni ne ihtiyaç olmadığını öğrenince ona da bir güzel … Şimdi hafifledim, iş beklediğim bir yerin olmaması da güzelmiş. En azından şuradan buradan bir haber çıksaydı diye beklemiyorsunuz…

Şimdi edebiyat bölümü öğrencisinin yapacağı işleri ve karşılaşacağı zorlukları yazmak istiyorum. Lütfen okuyun ve bir ders alın. Size birkaç çözüm yolu da sunacağım, anlarsanız iyiliğinize.

1. En Garanti İş Dershane:

Evet, bölümden mezun olur olmaz bir dershanede işe başlayabilirsiniz. Ankara’da yüzlerce dershane var. İstanbul’u hiç hesaba katmıyorum bile. Küçük şehirlerde de en azından çalışabileceğiniz bir dershane var. Ancak işin kötü yanı, dershaneler sizi 2 sene boyunca çok komik rakamlara stajyer olarak süründürürler. Sizin etinizden ve sütünüzden faydalanmaya çalışırlar. Sizin stajınızı ekim ayında başlatacaklarına söz verirler ancak tutup bunu Şubat ayında başlatırlar. Sonra Haziran ayı geldi mi sizi işten çıkarırlar ve stajınızı yakarlar. (Adı geçen dershanenin ricası ile bu bölüm kaldırılmıştır. )

Dershanede çalışmayı düşünen arkadaşlar en az 2 sene sürünmeyi göze almalısınız. Tabiî iki seneden sonrasını da düşünün. Doğru düzgün işlemeyen mesai saatleri, haftada 50 saat ders, bir sürü yayın hazırlama, soru hazırlama ve elinize geçen maksimum 2 milyar maaş. Bir bayan için düşünemiyorum bile bu çalışma şartlarını.

2. Formasyon Alayım, KPSS’yi Halledip Öğretmen Olurum

Diyorsunuz ancak o kadar kolay değil bu. Öncelikle formasyon belası var. Her üniversite formasyon yani tezsiz yüksek lisans yani ortaöğretim alan öğretmenliği eğitimini vermiyor. Ankara‘da, Gazi Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi var. Ancak tabiî bunlara başvurabilmek için çok yüksek puanlarınızın olması gerekiyor. Akademik mezuniyet notunuzun ve ALES‘inizin 80 üzeri olması gerekiyor ki bu devlet üniversitelerinden birisinde formasyon eğitimi alabilesiniz. Kaldı ki Gazi‘yi kazansanız bile toplam 2 – 2,5 milyar arası harç ödüyorsunuz. Ankara Üniversitesi’nin harcı normal eğitim harcı (dönemlik 150 falan) ancak orası da 1 yılda bir açıyor ve 50 kişi falan alıyor. Eğer param var, paramla rezil mi olacağım derseniz de Başkent Üniversitesi’nden 7 milyara formasyon eğitimi alabilirsiniz tabiî ki. Ancak hem benim gibi mezuniyet notunuz yüksek değilse ve hem de Başkent Üniversitesi’nden formasyon alacak kadar paranız yoksa bu ihtimali de bir kenara bırakırsınız.

Formasyon aldınız diyelim, ne mutlu size. Peki bu yeterli mi ? Tabiî ki hayır. Bir de KPSS belası var. Yaklaşık 85 gibi bir KPSS puanı alacaksınız ki atanabilesiniz. Bunu almak da epey bir emek istiyor. Yaklaşık 6-7 ay sıkı bir çalışma gerektiriyor. Yıllardır görmediğiniz matematik, tarih, hukuk gibi birçok alandan sorular çözmeniz, ezber yapmanız gerekiyor.

3. Hiçbir Şey Olamazsam Asistan Olurum

Bu başlığı da bir ara bir üniversite forumunda yazan bir dangalağın yazdığı bir yazıdan hatırlıyorum. Beyzadem kendisine öyle güveniyor ki, aynen şu üslûpla “yaa bu kadar kasmayın, hiçbir şey olamazsam asistan olurum yaaa” diyor. Delirmemek elde değil. Çünkü asistan olmak yani araştırma görevlisi olmak o kadar da kolay değil arkadaşlar. Öncelikle iyi derecede İngilizce bilmeniz gerekiyor. Bunun için de iyi bir kursa gitmeniz tabiî. Ben daha kısa bir süre evvel araştırdım, kaliteli bir kursun fiyatı ayda 300 YTL’den başlıyor. Yaklaşık 10 ay gideceğinizi düşünün. Neyse İngilizce çalışarak KPDS veya ÜDS’den 50 üzerinde bir puan almanız gerekiyor. ALES’ten de 70 üzerinde bir puan. Yeni düzenlemeye göre de mezuniyet notunuzun en az 65 olması gerekiyor. Hadi mükemmeliz ve bunların hepsini yaptık diyelim. Peki kadro açılır mı? Bilmem. Şu an 1 yıldır araştırma görevlisi ve okutman almıyor üniversiteler. YÖK’ün saçma sapan engeline takılıyor. Memurlar.net’in forumlarına girip bakarsanız, insanlar plânlarını hep askıya almış durumda. Ha bugün çıktı, ha yarın çıkacak diye diye kara kara düşünüyorlar. İnsanların belki ikinci bir plânları var, ancak ilânlar ha bugün ha yarın çıkacak diye bunları erteliyorlar. Belki önlerine çıkan iş imkânlarını tepiyorlar. Sizce ne kadar adil bunlara yapılanlar?

4. Alternatif İşler

Pek de aldırış etmeyin bu başlığa. Eğer çok tanıdığınız varsa, farklı ilgileriniz falan varsa ancak alternatif işler yapabilirsiniz. Mesela bir gazetede editör olabilirsiniz. Kitap tashihi yapabilirsiniz falan gibi şeyler.

5. Polis Olursunuz

Ne güzel değil mi? Birçok bölümde var bu. Üniversiteyi bitirir bir işe giremezseniz hemen polisliğe girersiniz. Yazık değil mi harcadığınız 4-5 yıla? Siz değil, sizi bu hâle düşürenler utansın.

İş Aşamalarında Karşılaşacağınız Sorunlar

  • Öncelikle dershanede karşılaşacağınız sorunlardan bahsedeyim. Öğretmen-öğrenci-hademe üçgeninde bir pozisyondasınız. Oraya gidip de öğretmen olacağım diye hiç sevinmeyin. Bir kere idare size öğretmensiniz, öğrenci karşısında öğretmen gibi durun diye sık sık öğüt verir ancak kendisi size öğretmen gibi davranmaz. Bir sürü ağır işi size yaptırır. Ayak işlerinde sizi kullanır. Eğer zümre başkanınız karaktersizin teki ise sizi birçok işte kullanabilir. Kısaca dershane hayatında aklınıza gelmeyen onca sorunla karşılaşabilirsiniz.
  • KPSS’ye girmeyi düşünüyorsanız hayatınızı belirleyen o sınav günü hastalanmamalı, zihninizi iyi toplamalısınız. Yoksa bir yıllık emeğiniz gider. Ve dua edin ki branşınıza ait kadro mutlaka çıksın. Formasyon alamamak en büyük sorun zaten. Formasyon için para gerek, para için de iş. İş için de formasyon, formasyon için de para…
  • Akademik kariyer yapmak istiyorsanız mutlaka yabancı dil bilmelisiniz. Yabancı dil öğrenebilmek için kursa gitmelisiniz. Kurs için para, para için iş, iş için kurs…
  • Aileniz mutlaka size destek olmalı. Size destek olacak sağlam bir aile yapınız yoksa kendi kendinizi yer bitirirsiniz. Attığınız adımlarda kendinize güveniniz olmaz. Sizi destekleyen olmaz. Attığınız adım boşa çıkınca da suçlu siz olursunuz. Bütün işlerde olduğu gibi bu işlerde de aile desteği şart. Kız/erkek arkadaş desteği de olabilir. Ama gerçekten size destek olacak bir kız arkadaşınız ya da erkek arkadaşınız olmalı. Sizi yarı yolda bırakıp, sıkıntılı zamanınızda sıkıntılarınıza bir sıkıntı katan bir arkadaş değil.
  • Sabırsızlık en çok karşılaşacağınız durumdur. Bunun için bol bol dua etmenizi öneririm.

Çözüm Yolları

  • Edebiyat bölümünde okurken mutlaka notlarınızı yüksek tutmaya bakın. En az 80 transkript ile mezun olmaya çalışın. Hedefinizi daha 2. sınıftayken falan belirleyin. Sizin için ders geçmek değil de iyi derece ile mezun olmak hedef olsun.
  • Mutlaka okurken sık sık İngilizce çalışın, imkânınız varsa kursa gidin. Böylece mezun olunca bunun sıkıntısını çekmezsiniz.
  • Çok fazla edebiyatçı ile tanışın. Mesleğinizden bir sürü hoca ve öğrenci ile tanışın. Birileri ile tanışmak iyidir.

Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Aklıma bir şeyler gelirse mutlaka not edeceğim, emin olabilirsiniz. Ancak siz de yorumlarınız ile destek olmalısınız. Çeşitli yazılara birçok edebiyatçı arkadaşım yorum yazıyor, bu konuya da ilgi göstermelerini bekliyorum.

Arkadaşlar aşağıdaki yazıyı okuduktan sonra mutlaka şu yazıyı da okuyun:

http://www.kaanfakili.com/edebiyat-mezunlarina-umut-isigi/

Previous Post Next Post

You Might Also Like

290 Yorumlar

  • Reply Erkan Hirik 29 Ağustos 2008 at 01:38

    Söylediklerinize katılmamak için beynin işlevini yerine getirmemesi gerekir sanırım. Bu konuda söylenmiş lafların yetersizliği bir yana söylenecek lafların da yetersiz kalacağı bir yana…Durum gerçekten vahim. Hep diyoruz, “umudumuzu yitirmeyelim, hayırlısı olsun” ama nereye kadar sürecek bu cümleyi kurmalarımız! Ben de uygun bir vaktimde bu konuya değineceğim. Belki bir faydamız olur. ❗

  • Reply onur özbek 29 Ağustos 2008 at 08:48

    ne diyelim kaan hayallerimizi çalanlar utansın.son derece güzel bir yazı eline sağlık.

  • Reply Heartsmagic 29 Ağustos 2008 at 11:16

    Bir “bölüm” mezunu olarak aslında hissiyatınıza ortağım. Fakat bölümün farklı olması nedeniyle ben biraz daha talihliyim sanırım, zira matematik iş alanı daha geniş imkanlar tanımakta bizlere. Zaten oldum olası güzide ülkemde bölüm mezunları çok çekmişlerdir. Aslî meslekleri olan akademisyenliğe Türkiye’deki ehemmiyet! yüzünden başlayanların sayısı malumunuz. Hal böyle olunca misal Edebiyat, Fizik, Tarih gibi bölüm mezunları çok zorlanmaktalar. Kendisine güzel bir iş bulabilen üzülerek söylüyorum ki çok az sayıdaki şanslı zümreden oluyor.

    Hissiyatınızı o kadar güzel dile getirmişsiniz ki buradan bir küfür de benim edesim geldi. Özellikle dershaneler hususunu biliyorum. Hiç işin içine girmesem de giren çıkan o kadar çok arkadaşım var ki, anlattıklarınızı ilk defa dinliyor değilim. Böylelerini afişe etmekten bir beis gelmez, bilakis yarar sağlar. Başka arkadaşlar da bu tuzaklara düşmesinler. Dışarıda birilerinin etinden faydalanmak ne kadar “şerefsizlik” ise, burada bu insanların zihin gücünden yararlanmak o kadar şerefsizliktir. Ağır olduysa kusura bakmayın ancak işin gerçeği bu olunca, biz neden söylemekte çekinelim ki?

    Velhasılı kelam, Allah bölüm mezunlarına sabır versin.

    Not: Yorum alanı biraz daha geniş olursa seviniriz 😉

  • Reply Azab-ı Mukaddes 29 Ağustos 2008 at 17:29

    Haklısınız …
    Tek kelime ile haklısınız gerçekten de …
    Sadece edebiyat için değil,bence Fen Edebiyat Fakültesi’nden mezun olanların çoğunluğu için geçerli bir konu olmuş …
    Okuyup bitiriyorsunuz ve sonuç ortada.. ❓
    İlla ki bu ülke de doktor/mühendis ve/veya avukat mı olmak gerekiyor ?
    Diye düşünebilir ama bizzat yakinen biliyorum ki doktorların da işleri zor … Bir çok mühendis kendi alanında çalışmıyor …
    Ülkemizde de zaten kanayan yara ne ❓ Alanında uzman kişinin yok denecek kadar az olması …
    Yaş kaç olursa olsun ; en güzeli işinin ehl-i olmaya çabalamak sanırım …
    Ama işte evlilik,ev geçindirme vs gibi unsurlar ortaya çıkıyor ve ozamanda bu dediklerimin hiçbir önemi kalmıyor…
    Ne diyelim … Şansımız cümlemizin açık olsun insallah 🙂

  • Reply İsa SARI 29 Ağustos 2008 at 19:40

    Bizim gibi Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinden mezun olanlar/olacaklar için “uyarı” niteliğinde çok güzel bir derleme olmuş, tebrik ederim.

    Gerçekten bu bölümü bitirip de iş bulmak çok zor. Aslına bakarsak, bu bölümden mezun olan birisinin iş bulması çok kolay; fakat ülkemizde maalesef dile, daha doğrusu Türkçeye önem verilmediği için imkansız… Örnek vereyim: Bugüne kadar neredeyse “her şey”i ayrı yazan bir televizyon kanalına rastlayamadım. Her seferinde “herşey” yazmaktan bıkmadılar. Aynı şekilde, bunu yanlış kullanan pek çok gazete ve yazarı da var. Ne var sanki, bu bölümden mezun olanları bu tür yerlerde düzenleyici ve kontrolcü olarak çalıştırsalar, hiç olmazsa asgarî ücretle… Bu sayede hem Türkçe daha düzgün kullanılır hem de bölmü mezunları işsiz kalmamış olur. Buna bile razı olmak isterdik…

  • Reply araba-cı 31 Ağustos 2008 at 12:39

    Edebiyat bölümü ne yetiştirir? Edebiyatçılık diye bir meslek yok maalesef. Müzik, resim, edebiyat, arkeoloji, tarih… gibi bölümler meslek kapısı olarak görülmemeli. Oralarda okuyacak olanlar bunu bilerek gitmeliler.

    Ukalalık gibi olmasın da, edebiyat bölümünde öğrendiklerinizle kendinize yeni bir alan oluşturabilirsiniz. Dil ile uğraşıyorsunuz, bilgisayar biliyorsunuz, internetle haşır neşirsiniz. Bunları birleştirebilirsiniz pekala. Güzel de olur bence.

  • Reply Kaan Fakılı 31 Ağustos 2008 at 12:48

    Araba-cı,

    Edebiyat bölümü “edebiyatçı” yetiştirir. Ancak burada edebiyatçı kelimesini tam olarak “-ci” eki ile şekillendirmemek gerekiyor. Edebiyat bölümünde siz yazarlık öğrenmiyorsunuz merak etmeyin. Edebiyat araştırmacısıyız biz şu an. Mesleğimiz araştırma yapmak, ancak bizim bölümden mezun olan kaç kişiyi araştırma görevlisi olarak istihdam edebilecekler? Eğer öyle olsaydı bu kadar edebiyat mezunu vs. genç formasyon almayı düşünür müydü?

    Benim de asıl düşüncem o. Bilgisayar destekli Türkçe çalışmaları yapmak. Dil bilimi bilgisayar ile haşir neşir yapmak. Ancak siz de takdir edersiniz ki bunlar belirli bir bütçe olmadan yapılamayacak şeyler. Bir şekilde geçinmek gerekiyor ki bunlarla uğraşalım. zaten öfkem, kırgınlığım da bunun için.

  • Reply Hakan Ünsal 31 Ağustos 2008 at 12:48

    Öncelikle selamlar Kaan,

    Bir dönem belli belirsiz bir muhabbetimiz olmuştu belki hatırlarsın. Yorumlar arasında Erkan’ın da yazısını görünce emin oldum ki bir dönemin edebyahu tayfası ile karşı karşıyayım. 😉

    Yazına gelince; katılmamak elde değil. Yakın dönemde bende Edebiyat Fakültesinden mezun oldum ve o yazdığın tüm sıkıntıları neredeyse birebir yaşadım. Bu, taze mezunun bir karakter özelliği midir bilmiyorum ama söz konusu geleceğiniz olduğunda belli risklere giremiyorsunuz. Cesur, gözü kara olmanız pek bir şeyi değiştirmiyor çünkü bu sistem içinde bir türlü önünüzü göremiyorsunuz. Yüksek lisans yapmak, KPSS’ye çok çalışmak, dil eğitimi almak ya da ALES’den yüksek puan almak! Ne yaparsanız yapın yine de istediğiniz garanti işe sahip olamıyorsunuz. Bu durum, gerekli çalışmaları yaparken motivasyonunuzu da azaltan bir etken olarak karşınıza çıkıyor.

    Etrafımdaki arkadaşlar başta olmak üzere, sizler gibi dostlar arasında da ne cevherler parlamakta fakat yetkili kimseler bu insanların farkına varma gibi bir endişe taşımamaktalar…

    Bu umursamazlık devam ettiği sürece de özellikle devlet kademesinden iş beklemek boş bir bekleyiş olarak kalacaktır. Hakkımızda hayırlısı olsun.

    Muhabbetle.

  • Reply bekir ışık 31 Ağustos 2008 at 15:45

    abi yazdıkların moralimi çok bozdu ben bu sene 317 puanla kayseri fen edebiyat türk dili ve edebiyatı bölümünü kazandım üstelik 2. öğretim zaten çevremde fen edebiyat mezunları iş bulamaz diyolardı kazandığıma pişman oldum benim şimdi ne yapmam lazım ingilizce kursuna felan gidin demişiniz faydalı olurmu gitsem şimdiden başka neler yapmam lazım bilgilendirirsen sevinirim

  • Reply Kaan Fakılı 31 Ağustos 2008 at 16:05

    Hakan, hatırlamaz olur muyum,o meşhur rumuz kavgamızı da hiç unutmuyorum desem yeridir. 🙂 Yorumların ile sayfaya güzellek kattığın için teşekkür ederim.

    Bekir, ben senin adına çok sevindim. Bana şu an ÖSS’ye girsen ve 4 sene okuma hakkın olsa hangi bölümü seçerdin diye sorsalar ben yine edebiyat derdim. Çünkü edebiyat benim idealimdir. Hayalimdeki bölümdür. Bir gün bir yerlerde iş bulacağıma inanıyorum. Bu bölümü sevdiğim için de bu kadar dayanıklıyım. Yoksa çoktan gidip asgari ücrete bir yerlerde çalışmaya başlamıştım.

    Bence ilk sene hiçbir şey yapma. Yapacağın tek şey derslerinde başarı sağlaman olsun. Mutlaka her dersten 80 üzerinde not almaya çalış. Bir yandan da bol bol kitap oku. Okuduğun bölmü iyice sindir. Hattâ 2. sene de aynısını yap. Alanında uzmanlaş. Sonra bizim gibi lisansta o kadar zaman varken öğrenemediklerini yüksek lisansta öğrenmeye çalışırsın.

    Bir iki seneyi bu şekilde atlattıktan sonra devlette öğretmen olmak istiyorsan tarih falan çalışmaya başla. Yok akademisyen olmak istiyorum dersen de İngilizce kursuna git. KPDS, ÜDS gibi yabancı dil sınavlarından 60-70 almaya çalış. Benden sana naçizane tavsiyeler bunlar.

  • Reply pınar cansız 31 Ağustos 2008 at 16:35

    bölümümüz insani anlamda diğer bölümlere nazaran birçok şey katıyor bize.çoğu zaman gurur duydum edebiyat okuyorum demekten.ama hep derlerdi zaten ‘hımm bölüm mü?ee napmayı düşünüyorsun ki mezun olunca?’.’hah anlamadın galiba türkolog olacağım,bundan alası var mı!’.hey gidi diyorum şimdi.bilmek,mutsuzluk getiriyor.sorumluluklarımız hissettirmeye başlayınca iyiden iyiye kendini,anlıyoruz ki yok işte öyle tavana bakıp gülümseyerek kurduğumuz hayaller,adı üstünde hayaller.son sınıfa geçtim,işsizlik problemiyle yüz yüze olmamın kuvvetle muhtemel olduğunun fazlasıyla farkındayım.şevkim kırılmış değil ama hayalperestliğimi bir kenara attım.
    (ha bu arada kaan,üslubun son derece akıcı ve ifadelerin oldukça içten:)bence aklının bir köşesinde yazarlık seçeneği bulunsun.ne de geçinilir ya yazarak!)

  • Reply pınar cansız 31 Ağustos 2008 at 16:42

    ‘ne okuyorsun evladım?’ sorularına ne de göğsüm kabararak ‘türk dili ve edebiyatı okuyorum.’derdim.gerçeklerin biraz farkında olanlar bu cevap karşısında ‘hmm bölüm okuyorsun demek.ee napmayı düşünüyorsun ki mezun olunca?’ diyince içimden ‘hıh türkolog olacam diyorum,bundan alası var mı şunun sorduğu soruya bak!’ diyip hiddetlenirdim.gel zaman git zaman büyüdüm,öğrendim.bilmek,mutsuzluk getirirmiş.sorumluluklar iyiden iyiye hissetirince kendini,tavana bakıp gülümseyerek kurduğumuz o hayallerin büyük bir kısmının hayal olarak kalmaya mahkum olduğunu gördük.ha daha görmedim,ama göreceğimin kuvvetle muhtemel olduğunun farkındayım.son sınıfa geçtim,şevkim kırılmadı ama hayalperestliğimi de bir kenara bıraktım.
    (kaan beyler bu arada üslubunuz son derece akıcı,ifadeleriniz pek bi içten:)yazarlık bir köşesinde bulunsun aklınızın.ha ne de geçinilir ya yazarak,o da ayrı mesele!)

  • Reply Kaan Fakılı 31 Ağustos 2008 at 16:46

    Pınar, evet maalesef o sorunlarla ben de sık sık karşılaşıyorum. Ben bastırarak söylüyorum “bölüm” okumak istediğimi. Çünkü 23 tercih yapmıştım, hepsi de bölümdü. 🙂 Bir de “4 yıllık mı, 2 yıllık mı?” diye sorarlar ya, merak etme zamanla alışırlar 🙂

    Yazmayı seviyorum, yazar olmayı istiyorum ancak yazarlık çok büyük bir birikim gerektiren bir iş. Yaptığım iş ne olursa olsun yazmaya devam edeceğimi biliyorum, ancak bir roman çıkarabilecek kapasiteye gelir miyim işte orası tam bir muamma.

  • Reply pınar cansız 31 Ağustos 2008 at 19:42

    hahah bu arada 2 benzer yorum üst üste gelmiş.ben öbürünü yollarken sayfa hata vermişti.of ya gel de baştan yaz şimdi diye söylenmiştim.böyle de değişik bir çalışma olmuş:)

  • Reply İşsizlik Üzerine Tavsiyeler 02 Eylül 2008 at 15:54

    […] yazısıyla alıntı yaptıgım Kaan‘da yine içini dökmüş-hatta kusmuş- ve “Türkiye’de “edebiyat” mezunu olmak” başlığıyla yaşadığı sıkıntıları dile getirmiş. Kaan’ın da derdi […]

  • Reply Gülşah Yanardağ 03 Eylül 2008 at 07:51

    Kaancığım şu yazınla inan bana yüreğimizin tercümanı oldun.o kadar güzel yorumlamışsın ki ilerde yaşayacaklarımızı.senin gibi deneyimli kişiler sayesinde,benim gibi daha okulunu bitirmemiş birçok kişinin adımlarını daha dikkatli atmasına vesile oldun.bu sebeple sana minnettar kaldığımı belirtmek isterim.ben de herkes gibi devlete kapağı atmak isteyenlerdenim daha öncede belirttiğim gibi hatırlarsan.dilerim her şey gönlümüzce olur.yaşamın olduğu her yerde bir umut vardır diyenlerdenim.bizi bu hale getirenler utansın.ilerde bunca insanın zorluklar çekeceğini,işsiz kalacağını bile bile hala fen edebıyat bolümlerine o zavallı öğrencileri yerleştirenler utansın.işte türkiyenin gerçeği bu arkadaşlar.bile bile,göz göre göre uçuruma sürüklenmek gibi bir şey.allah hepimizin yolunu açık etsin.

  • Reply Kaan Fakılı 03 Eylül 2008 at 17:32

    Merhaba Gülşah, ya hu gözünü seveyim şu yorumunu küçük harflerle yaz. Tek tek düzeltmeye uğraşıyorum 🙁

    Devlete güvenerek iş yapmak boşuna. Bakın yeni yeni üniversiteler açıyor. Dışarıdan baktığınızda iyi gibi gözüküyor, ancak bu yaptıkları ahmahlıktan başka bir şey değil. Zaten mevcut üniversite mezunlarını istihdam edemiyorsun, sen daha ne diye yeni üniversite açarsın ki? “Diplomalı” işsiz sayısını arttırmaktan başka bir işe yaramıyor maalesef.

    Umut var, yok değil. Ancak sabır tükenince umudun var olması ya da olmaması pek de önemli gelmiyor insana. Ne diyelim, Allah bize dayanma gücü versin.

  • Reply nagehan aytekin 07 Eylül 2008 at 22:35

    tamam kaan ben herkesi ikna etcem toplu eylem,okulu bırakalım bence 🙂

  • Reply Kaan Fakılı 07 Eylül 2008 at 22:40

    Nagehan, keşke öyle bir imkân olsa iyi ses getirecektir emin ol. 🙂 Ancak o bölümü kazanmak için bile millet milyarlarca lira para harcıyor. 🙂

  • Reply sevim 12 Eylül 2008 at 22:36

    kaan gerçekten o kadar doğru şeyler yazmışsın ki…ben 3.sınıf öğrencisi oldum artık ve malesef geçen seneden beri 3 yıl sonramı düşünmekten harab oldum.farkettiysen düşünmekten diyorum çalışmaktan değil yazını okuyunca tokat yemiş gibi oldum arkadaşlara tavsiyem düşünmek eyleminin yanında benim gibi daha mezun olmama çok var demek yerine çalışmaya başlamaları.başta dersler olmak üzere bunun yanında şimdiden dersanede stajyerlik olur ing.kursuna gitmek olur v.s.hayat zor gerçekten uğraşmam gerek,uğraşmamız gerek ne deyim hepimizin Allah yardımcısı olsun..

  • Reply cansu 13 Eylül 2008 at 19:34

    merhaba,
    yazınız tam da aklımdaki sorulara birer cevap niteliğinde.ellerinize sağlık.türk dili ve edebiyatı öğrencilerinin ve mezunlarının içine düştükleri çıkmazını pek güzel anlatmışsınız.
    ben de bu sene son sınıfa geçtim.ingilizcem üdsden 50alacak kadar var, ailem de sağolsun arkamda.ancak okul bitince kendi ayaklarımın üstünde durabileceğimi düşünürken hala ailemden para istemek gücüme gidiyor.
    madem bu bölüm açılıyor neden iş imkanları düşünülmüyor?bizler dilimizi ve edebiyatımızı sevdiğimiz için cezalandırılıyor muyuz?bunca emek ve harcanan maddi manevi değerlerimiz boşuna mı?birileri de çıkıp bize en azından bir cevap verebilse keşke.
    düşündükçe yazdıkça sinirleniyorum.en iyisi yazımı burada sonlandırmak.
    yazınız için tekrar teşekkürler.

  • Reply Kaan Fakılı 14 Eylül 2008 at 11:56

    Sevim, bence bunu 3. sınıfta düşünmeye başla. Şimdiden düşün de kuruntu yapma kendine, yoksa boş yere üniversite hayatını mahvedersin. Emin ol ben yeniden üniversiteye başlasam her anımı dolu dolu yaşamaya bakardım. Benden sana tavsiye. 🙂

    Cansu, böyle imlâlara dikkat eden bir edebiyat öğrencisi ile birkaç kelâm edebilmek çok güzel. Zira biz edebiyatçılar da pek imlâya önem vermiyoruz değil mi? 🙂 Bence yabancı dilinizle ve aile desteğinizle birçok kişinin önündesiniz şimdiden. Allah yolunuzu açık etsin.

    İş imkânları düşünülmediği gibi daha fazla üniversite açarak -güya iyilik yapıp üniversiteli sayısını arttırıyorlar- bu işsizler kervanına yenilerini katıyorlar. Tamamen milletin gözünü boyama yani. Kimse size hiçbir zaman cevap vermeyecek Cansu. Buna emin olun.

    Ben teşekkür ederim yorumlarınızla destek olduğunuz için.

  • Reply mine 17 Eylül 2008 at 11:34

    hepimiz ortak sıkıntılarda buluşuyoruz; ne acı…Ben de 2004 mezunuyum,2005’te formasyon aldım.Daha sonra bir kolejde staj yaptım. ancak sonrası bir türlü gelmedi.Staj yaparken 9 ay maaş almadım.Sigortamı yatırıyor olmaları onlara bu hakkı veriyordu.Oysa sözleşme yaparken girdiğim ders saatine 10ytl vereceklerini söylemişlerdi.Dediğiniz gibi yerine göre hademe-öğrenci-öğretmen muamelesi görüyorduk.
    Onlara katlanıp,yüzlerine gülseydik,haklarımızı savunmasaydık çalışmaya devam ediyor olabilirdik.Kpss’ye hazırlanmak en doğrusuydu.bu arada da cebimde bir kaç kuruş para olsun aileme yük olmayayım diye ücretli öğretmenliğe başladım.İki sene ücretli öğretmen olarak çeşitli okullarda görev yaptım.Sizin saydıklarınızı tek tek ben de düşündüm,yaşadım ve artık yoruldum. hepimiz yorgunuz.Yarınlarımıza dair umutlarımızı çalanları Allah’a havale ediyorum…

  • Reply harika kızılkaya 20 Eylül 2008 at 17:25

    ben harika bu yıl trakya üniversitesi edebiyat bölümünü kazandım.tabiki çevrem hukuk,tıp vs.gibi bölümler varken iş imkanları zorken neden bu bölümü seçtiğimi sordular,ama sıkıldım.artık cevabım belli.insanlarını zor durumda bırakıp sevmedikleri işleri yapmaya mahkum eden,birey diye mutsuz sinmiş insanlar yaratan sisteme karşı duruşumdur.ben sevdiğim işi yapacağım ❗ 😈

  • Reply Kaan Fakılı 20 Eylül 2008 at 23:19

    Mine, söylediklerine katılmamak elde değil maalesef. Dediğin gibi milletin iliğini sömürmek için her şeyi yapıyorlar. Onların yatacak yeri yok…

    Harika, harikasın. 🙂 Ben de edebiyat bölümüne isteyerek gittim. 23 tercihimin hepsi edebiyattı. Millet inanmıyor. Yok puanın yeterli değildir de ondan öyle yaptım falan sanıyorlar. Halbûki puanım iyi olsaymış daha iyi(!) bir bölüm yazarmışım falan. Sen aldırış etme onlara. Ben 266 ham puan ile girdim bu bölüme. 🙂 Alnım açık. 85 sözel netim vardı. 😉

  • Reply Yeşim 21 Eylül 2008 at 11:25

    Edebiyatı o kadar çok seviyordum ki anlatamam…Hala çok seviyorum ama görevimi yerine getirme şansım olsa daha çok sevineceğim.Mezun oldum ama hala iş bulamadım.İlk tercihim edebiyattı.Kazandım.Okudum ve biirdim.Ama iş konusuna gelince orda sıkıntı yaşadım çok…Bu da beni çok üzdü,okuyup da atanamayan veya göreve başlayamayan insanlar gibi…Durum çok acı ve üzücü…

  • Reply ahmetzahit 21 Eylül 2008 at 12:45

    merhaba kaan sitene bir arkadaş aracılığı ile ulaştım.ben de bu sene edebiyat son sınıfa geçtim. mezun olacağıma sevineyim mi üzüleyim mi bilemiyorum. bize galiba yaratıcıdan hayırlısını istemek düşüyor…

  • Reply ahmetzahit 21 Eylül 2008 at 12:47

    bir şey daha kaan ben bir kez ales’e girdim ve 71 puan aldım.ortalamam da 3.25 civarında olur.bu durumda bir üniversitede yüksek lisans yapabilir miyim yoksa daha çok ter dökmem mi gerek? 😥

  • Reply Betüş 24 Eylül 2008 at 20:56

    Keşke okumasaydım yazınızı 🙁 Ama o kadar meraklıyım ki dayanamadım. 😯 Ben daha birinci sınıftayım. 😕 Galiba dört yıl sonra sizinle aynı duyguları paylaşmak üzere gene gelirim buraya 😈 Gözüm korktu yaaa 🙄

  • Reply ilknur mutlu 26 Eylül 2008 at 21:42

    bu yazılanları okuduktan sonra gelecegim daha bi karanlık görünmeye başladı.Bende kırıkkale üniversitesi türk dili ve edebiyatı bölümündeyim ve bu sene ilk senem.:S anlaşılan çok zorlu bi dönem beni beklio:( birde iş bulmak için çekilen onca eziyet… offf offff:(

  • Reply gÜL Rana 27 Eylül 2008 at 10:33

    yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum.edebiyat bölümü son sınıf öğrencisi olarak bu yazıyı okuduktan sonra sanırım evlenip evimin kadını çocuklarımın anası olacağım…harcanan 4 yıla ve milyarlarca paraya yazık…bu hale getirenler utansın..

  • Reply gÜL Rana 27 Eylül 2008 at 10:52

    Bir de konu ile ilgili değil ama Kaan Bey Osmanlıca bir site yapabilme imkanınız var mı?

  • Reply Kaan Fakılı 27 Eylül 2008 at 13:40

    yeşim, duygularına birebir katılıyorum. Edebiyat okumak gerçekten ayrıcalıktır benim için. Ancak okul bitince bu ayrıcalık dezavantaja dönüyor ve maalesef zorlanıyorsunuz.

    ahmetzahit, bence son sınıfın tadını çıkarmak ile birlikte gelecek kaygısını gütmeye de başla. 🙂 Ama yapamayacağın şeyler için de kendini çok fazla sıkıntıya sokma derim ben. Yani kararını ver, öğetmen mi olacaksın yoksa araştırmacı mı? Hangisini seçiyorsan o yönde ilerle ve acaba ne olacak sıkıntısı duyma derim ben.

    betüş, umudunu yitirme. Biz her konuda burada birbirimize destek oluyor. Yazıyı yazmamdaki amaç sizleri umutsuzluğa sürüklemek değil geleceğiniz için biraz daha çabalamanızı sağlamak. Bu söylediklerimi sakın unutma. Diğer meslektaşlarından biraz ayrıcalığın olsun.

    ilknur, öncelikle hoş geldin diyelim. Sen de bizim bölüme gelmişsin. Hocalarının kıymetini bil. Hepsi birer pırlantadır. Gevherdir. Hepsi ile iyi geçinmeye bak. Bir gün okula geldiğimde yüzyüze görüşürüz ve bu korkun gider inşallah. 🙂

    gülrana, o kadar okuduktan sonra yapmayın derim ben. Yani bir bayan mutlaka ekonomik özgürlüğünü eline almalı ve ondan sonra evlenmelidir. Osmanlıca site yapılabilir evet ama neden sordunuz?

  • Reply ahmetzahit 27 Eylül 2008 at 20:18

    kaan tavsiyelerin için çok sağol söylediklerine dikkat etmeye çalışacağım… 😳

  • Reply gÜL Rana 27 Eylül 2008 at 21:06

    Tabiki biliyorum Kaan Bey,ben durumun vahimliğini belirtmek için öyle dedim..Bu kadar yıldan sonra emeklerin karşılığını alamadan pes etmek bize yakışmaz..Osmanlıca bir site olmasını çok isterdim o yüzden sordum 🙂

  • Reply özge yılmaz 28 Eylül 2008 at 14:14

    söyledigin şeykere katılmamak elde değil.ben bu sene kırıkkaledeyim ve fen edebiyat bölümünde.gelecek kaygılarım çok fazla…birinci sınıf olmama ragmen şimdiden düşünüyorüm.tavsiyelerini dikkate alıcamm… keşke senin gibi düşünenler birleşip sesini duyurabilse…

  • Reply serap 02 Ekim 2008 at 17:09

    Kesinlikle söylediklerine katılıyorum.Ben de Celal Bayar Üniversitesi Edebiyat bölümünde okuyorum.2.sınıfa geçtim.Ben asıl Türkçe Öğretmenliği istiyordum ama olmadı bölüm kazandım.Açıkçası aklım hala Türkçe öğretmenliğinde.Bu sene tekrar üniversite sonavına girip Türkçe Öğretmenliği bölümüne yerleşmeyi istiyorum.Sınava tekrar girmek konusunda kesin kararlı değildim.Ama yazını okuduktan sonra aslında bildiğim ama aklıma bile getirmekten korktuğum gelecek sorunlarıyla yüzleştim.Sanırım tekrar sınava girmeyi denesem benim için daha hayırlı olacak.Biliyosun ki Edebiyat bölümünde 2.sınıfa kadar olan bazı derslerle Türkça Öğretmenliği’nde 2.sınıfa kadar olan dersler aynı.Bizim okulda da ders kredi sayısı muaf olabileceğim kadar yüksek.Kazanırsam tekrar 1. sınıftan başlamayı göze alıyorum.Sana sormak istediğim sınavı kazanırsan gördüğüm derslerden muaf olup,3.sınıftan devam edip alttan diğer görmediğim dersleri alabilir miyim?Yoksa 1.sınıftan mı başlamam gerekicek?Bu konuda bi bilgin varsa beni aydınlatırsan çok sevinirim.Şimdiden gelecek kaygısı duyuyorum ve sürekli huzursuzum:(.Şimdiden teşekkürler

  • Reply Ahmet ÖZDEMİR 02 Ekim 2008 at 20:02

    söylediklerinizde o kadar haklısınız ki…
    aslına bakarsanız yaşadıklarımızı sadece iki kelime özetler:”hayat işte”..
    anlamadığım bir şey var nasıl olsa kpss illeti var, ne diye her bölüm mezununa pedagojik formasyon vermiyorlar ki… burada amaç ne? para mı? onu da verelim… ama bu ülkenin gençleri daha 6.sınıftan itibaren sınavlar yüzünden düşünmeyen, sorgulamayan, üretmeyen insanlar oluyorllar. gerçekten amaç düşünmeyen, sorgulamayan,üretmeyen insanlar yetiştirmek mi acaba? bu sistem bize ağır küfürler ediyo açıkçası…

  • Reply Kaan Fakılı 05 Ekim 2008 at 10:11

    Özge, hayırlı uğurlu olsun. Ancak bu ülkede milyonlar sesini duyursa da bir şey değişmiyor maalesef.

    Serap, yorum için özür dilerim, biraz gecikti. Gözümden kaçmış. E-posta attığını görünce fark ettim.

    Şimdi öncelikle şunu söyleyim, eğer ortaokulda Türkçe öğretmeni olmak gibi bir gayen varsa o zaman sıfırdan başla derim. Ama ortaokul, lise benim için fark etmez dersen okuduğun okulu bitir derim. Çünkü ÖSS’ye girip kazanacağın Türkçe öğretmenliği bölümüne girip muhtemelen 1 ve 2’yi yeniden okuyacaksın. Haliyle bu 2 sene kayıp demektir. Bu şekilde 2 sene kaybetmek yerine okul bitince formasyon alır Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak atanabilirsin. 3. ve 4. sınıflarda da notlarını yüksek tutar, ALES’e çalışıp ondan da yüksek alırsın ve istediğin yerde formasyon alırsın. Formasyon alırken de KPSS’ye hazırlanabilirsin. Bu sadece benim tavsiyem. Eğer Türkçe öğretmenliğine başlarsan da 3’ten başlatacaklarını sanmıyorum. 1’den başlarsın büyük ihtimalle. Dikey geçiş gibi değildir yani. Hattâ aldığın dersleri de tekrar almak zorunda kalabilirsin. Çünkü sen okulu bırakıyorsun, okulu bitirip 2. bir üniversiteye giriş yapmıyorsun, unutma. Yine de bir araştır derim ben, üniversitenin öğrenci işlerine git, bölüm sekreterliğine git. ÖSYM ile görüş. Hayalinin peşini bırakma.

    Ahmet, söylediklerine katılmamak elde değil arkadaşım.

  • Reply faruk 05 Ekim 2008 at 11:09

    Öncelikle yazdıkların için biz Türk Dili ve Edebiyatı mezunlarının,yaşadıklarından yola çıkaraktan içler acısı durumunu ortaya koyduğunu ve ileride mezun olabilecek arkadaşlara yol göstermeye çalıştığın ve böyle bir siteye gereksinim duyduğun için teşekkürler etmek isterim.Dediklerine sonuna kadar değil sonsuza kadar katılıyorum:cry:Ben bu yıl Kıbrıs YDÜ’den mezun oldum yani sizin gibi Türkiye’de bile okuma şansım olmadı yani benden bir bakıma şanslısınız:).Maddi durumum da bu bakımdan iyi sayılabilecek düzeyde ortalamam çok yüksek değil açıkçası.Edebiyatı okulda sevdim daha önce bir ilgim olduğum fazla söylenemez.Sadece beni bir şeyler edebiyata çekti.Pardon çok uzattım lafı…Kısacası ben asistan olmaya karar verdim dil kursuna gitmeye de hazırım şu an ALES e de hazırlanıyorum bana detayları iyice anlatıp yardımcı olursan çok sevinirim.Sürç-ü lisan ettiysek affola.

  • Reply serap 06 Ekim 2008 at 04:02

    Çok teşekkürler.Ben de Öss için harcayacağım performansı derslerime harcarım formasyon alırım diye düşündüm.Ama bu ülkede hem formasyon diye bişey çıkarmışlar hem de formasyonlu bölüm mezunlarını atarken 2.sınıf muamelesi yapıyorlar.Atanamamaktan korkuyorum açıkçası.Bunun için tekrar sınava girmeyi düşünmüştüm.Yani atanmazsam belki 5 sene açıkta kalabilirim.Ama sıfırdan başlasam bile en fazla 2 senem kaybetmiş olucam.

  • Reply serap 07 Ekim 2008 at 17:15

    Ya arkadaşlar Fen-Edebiyat Fakültesi’nde herhangi bir bölüm okuyup da ikinci sınıf sonunda tekrar Öss’ye girerek öğretmenliğe yerleşen var mı?Mesela Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okurken Türkçe öğretmenliği veya Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği kazanmak gibi.Kazandığım herhangi bir eğitim fakültesinde iki sene boyunca bölümde gördüğüm bazı ortak derslerden muaf olabilir miyim?İnternetten bikaç eğitim fakültesinde görülen derslere baktım.Benim gördüğüm ve görceğim derslerle isim olarak birebir uyuyor.Ama içerik olarak aynı olmalıymış diye duydum.Hangi üniversitenin içeriğiyle benim üniversitemin içeriği aynı nerden bilcem ki.Bilgisi veya tecrübesi olan varsa bana dönerseniz sevinirim.Bölüm okuyup da dersanede çalışmak tam bir işkence.En iyisi Milli Eğitim.Buarada Celal Bayar Üniversitesi’nde okuyorum.Hepinize hayırlı akşamlar…

  • Reply Kaan Fakılı 07 Ekim 2008 at 18:27

    Faruk öncelikle güzel yorumun için teşekkür ederim ve cevabı geciktirdiğim için hakkını helal etmeni isterim. Güzel bir yol seçmişsin. Biz hayat dediğimiz bu güzergahta rotamızı sağlam belirledikten sonra ve önümüze çıkan fırtınalarla mücadele ettikten sonra bizim için mutlu son vardır, emin ol. Akademik personel olmak için İngilizce sınavlarından yani KPDS ve ÜDS’den en az 50 almalısın -ki ne kadar yüksek alırsan o kadar avantajlısın-, ALES’ten en az 70 almalısın. Yine ne kadar yüksek alırsan o kadar avantajlısın. Mezuniyet notun da 100 üzerinden 65 olmalı. Bunun dışında herhangi bir kriteri yok. Bir de tanıdık bir hoca bulmalısın. Benim bugüne kadar gördüğüm tek sorun yabancı dil sorunu. Sen ÜDS’den 70 üzeri bir puan al bak önünde hiç engel kalmıyor. İnşallah başarılı olursun.

  • Reply faruk ikiz 07 Ekim 2008 at 21:19

    Ben tesekkur ederim onemli degil zaten yogunsunuzdur siz bizim icin burdasiniz siz hakkiniz helal edin.Son bir sey tanidik bir hocanin olmasi her alanda etkili olabilir mi?iyi calismalar

  • Reply Kaan Fakılı 08 Ekim 2008 at 21:02

    Tabiî ki her alanda etkilidir ama bizzat sizin başvuracağınız bölümden tanıdık bir hoca bulabilirseniz bence daha sağlıklı olacaktır.

  • Reply faruk 08 Ekim 2008 at 21:36

    Tekrardan çok teşekkürler ben bunu çok merak etmiştim çok yardımcı oldun artık sınava gönül rahatlgıyla girebilirim kaan bir de seni inşallah ileride bu birikiminle ve ögrencinin içinden yetişerek ve bizim dilimizden anlayan biri olarak seni bu ülkede üst mevkilerde(YÖK) görmek bizi çok sevindirir,elbette birileri sendeki bu cevheri görecektir bizim gördüğümüz gibi.İyi çalışmalar

  • Reply buse şahin 10 Ekim 2008 at 11:19

    ben bu sene işletme birinci sınıfım ama edebiyat okumayı cok istiyordum ve hala istiyorum.edebiyat gelmedigi için hala moralım çok bozuk.sizce bu istegimi artık bi tarafa bırakıp işletmeyı bitirmek için cabalamam daha mı iyi olur ❓ 😐 😐

  • Reply Kaan Fakılı 10 Ekim 2008 at 11:36

    faruk, güzel sözleri, iltifatların için teşekkür ederim. benim ekstradan yaptığım bir şey yok. sadece başıma gelen şeyleri siz değerli arkadaşlarıma aktarıyorum o kadar. onun dışında inan pek yaptığım bir şey yok. keşke imkân olsa da yapabilsek… inşallah dediklerin bir gün gerçekleşir.

    buse, edebiyatı ne için istediğine bağlı. edebiyat bölümüne aşk ile girip de hüsran ile, hayal kırıklığı ile bitiren onlarca insan tanıyorum. edebiyatı ne için istediğini bir sor kendine ve bize aldığın cevabı söyle…

  • Reply Kaan Fakılı 10 Ekim 2008 at 12:11

    Serap sana özel bir cevap yazacağımı söylemiştim sanırım daha evvel, uzun uzun. Çok fazla yazamadım senin sorularına bir şey, özür dilerim.

    Şimdi öncelikle insan sevdiği, hoşlandığı mesleği yapmıyor ise ömür boyu mutsuz olacak demektir. Ancak senin önünde zaten hoşlandığın, sevdiğin mesleği yapma gibi bir imkânın var. Yani bölümü bitirip formasyon aldıktan sonra Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olabiliyorsun. Olaya şu açıdan bak:

    Sen eğer şu an 2. sınıfa geçmiş isen diyelim bu sene dershaneye gidip Türkçe öğretmenliği kazandın ve sıfırdan bir üniversiteye başladın. Bu sana nereden baksan hem sene tekrarı hem de yeni bir şehire taşınma vs. derken nereden baksan 5 milyardan fazla tutacaktır. Bunun yerine edebiyat bölümünü bitirdiğinde formasyonu hiç yoktan özelden alırsan sana 6 milyara mâl olacaktır. Yani bu açıdan okulu bırakıp yeniden sınava girmek senin için zaman kaybı olacaktır.

    Eğer maddiyat benim için önemli değil dersen ve 2. sınıfa yeni başladıysan bu sene okulu dondurabilir ve yeniden ÖSS’ye hazırlanabilir ve Türkçe öğretmenliğini kazanabilirsin. Ve hadi 1. sınıftan başladığını düşünürsen 2 sene zaman kaybın olur. Ancak formasyon alabilir miyim, alamaz mıyım diye bir sürü çaba sarfetmezsin. Karar senin.

  • Reply serap 11 Ekim 2008 at 17:27

    Ben sınava kendim hazırlanıcam.EA öğrencisiyim.Matematiğime güvenim var birazcık:).O yüzden kendim hazırlanıcam.(Ama kazanamazsam da sorun değil sonuçta açıkta kalan arkadaşlar da var.)Yani hem ikinci sınıfı okuyıcam hem hazırlanıcam.Haklısın ama ben ortaokulda çalışmak istiyorum.Açık bişey söyliyim mi.Ben edebiyattan çok dil aşığıyım.Dilbilgisine bayılıyorum.Edebiyata pek yakın hissetmiyorum kendimi anladın mı?Mesela şu an Türkiye Türkçesi diye bir ders görüyoruz ek,kök,cümle vs.Bu derse bayılıyorum.Zaman çabuk geçiyo.Ama Eski Türk Edebiyatı diye bir ders var.İlk 15 dakikadan sonra iptalim ben.Zevk alamıyorum.Düşünüyorum da şu an sevmeiğim dersleri ileride başkalarına nasıl anlatırım.Sıkılırım diyorum.Sonuçta boş bir öğretmenlik hayatım olsun istemiyorum.Benim görevim geleceğin çocuklarına bir şeyleri öğretmek.Ben sıkılırsam faydalı olamam ki dimi.(Buarada bana ileti göndermişsin pek emin olamadım sen misin değil misin diye afedersin cevap atmadım.Eğer o yazan sen isen geçmiş olsun umarım herşey yolundadır)Allaha emanet ol kardeşim.Ayrıca şu yazdıklarımı bir tek sen anlarsın.

  • Reply Kaan Fakılı 11 Ekim 2008 at 17:30

    Eh, o zaman Allah yolunu açık etsin ne diyelim. Evet bendim, iyi dileklerin için teşekkür ederim sağ ol.

  • Reply serap 11 Ekim 2008 at 17:32

    Lise biraz daha edebiyat üzerinedir.6,7 ve8. sınıflarda ise daha çok dil ve anlatım üzerine.Bunu demek istedim.Yanlış bulduğun bir nokta varsa düzelt lütfen.Yanlış biliyor ya da düşünüyor olabirim.

  • Reply serap 11 Ekim 2008 at 17:39

    Ben teşekkür ederim herşey için.Çok oldum galiba.İyi akşamlar.

  • Reply Kaan Fakılı 11 Ekim 2008 at 17:52

    Yok hayır öyle bir şey söylemedim ben. Herkesin kendi tercihidir. Kimseye zorla edebiyat sevdiremezsiniz ki. Ben de lisansa ilk başladığım sene dil bilgisinden pek hazzetmezdim ancak şimdi epey seviyorum. Sizinki de zevk meselesi. Bu yüzden kimse sizin tercihinize bir şey diyemez, saygı duyması gerekir.

    Evet, dediğiniz gibi ortaokulda öğrencilere biraz daha dil bilgisi eğitimini fazla veriyorlar. Lisede ise edebiyat tarihi eğitimi biraz fazla. Bu yüzden seçiminiz doğrudur.

  • Reply zuzu 15 Ekim 2008 at 22:51

    Dediklerinize katılmamak mümkün değil, maalesef sadece biz edebiyatçılar için değil bütün üniversite mezunlarının kaderi bu. Ama şimdi hatırlıyorum da üniversitenin ilk yıllarında ben de her yeni başlayan gibi “üniversitede kalacağım” diye hayaller kurmuştum; sonra ne kadar boş bir hayal olduğunu tabii ki anladım. Galiba size göre daha şanslıyım, okulum formasyon isteyenlere ücretsiz olarak veriyordu, biz de arkadaşlarla oflaya puflaya daha sonra hiç işimize yaramayacak o sıkıcı dersleri almıştık. İyiki almışız, mezun olunca öğretmenlik için başvurduk ve hemen hemen herkes istediği ile atandı, ben de dahil. Dedim ya galiba şanslıymışız. Ancak şimdi bakıyorum da mezun olan ve olacak bir sürü genci zor günler bekliyor ve maalesef tüm bunlara çözüm olacak hiçbir şey yapılmıyor…
    Zaten öğretmen olsanız öğrenci dersi önemsemiyor, ne de olsa herkes Türkçeyi çok iyi bildiğini sanıyor-külliyen yalan- ya da okul idaresi sizi sadece törenlerden ve yarışmalardan sorumlu sanıyor. Nerede bir şiir yarışması,nerede bir tören varsa görevlisiniz; içinizden sürekli küfretmek istiyorsunuz.
    Sizden sorumlu “malum bakanınız” çıkıp televizyon kanallarında demeç veriyor; sizi aşağılıyor… Zam isteyen öğretmenler için “İsterlerse yerin dibine girsinler” şeklinde sokak ağzı kullanarak sizi halkın gözünde küçültüyor. Öğrenciler, öğretmen olmak mı asla! diyerek sizin moralinizin daha da bozulmasına neden oluyor.
    Çevrenizdeki tanıdıklarınız “Bir daha dünyaya gelirsem ben de öğretmen olacağım, hep tatil yapıyorsunuz.” diyorlar; öğretmenlik diyince maalesef akıllarına tatilden başka bir şey gelmiyor. Aldığınız üç kuruşluk maaş milletin gözüne batıyor; oysa özel sektörde bulunan hiçbir ayrıcalık bizim için sağlanmıyor; ne yol parası ne yemek ne de ikramiye var; kuru kuruya maaşa talim ediyorsunuz. Başka işte çalışmak isteseniz hem yasal değil, hem de bu kadar işsiz varken dersanelerde öğretmenlik yapacak değilsiniz ya…
    Velhasıl edebiyat ve dil sevdasıyla girdiğiniz üniversite hayatı bitince hayaller de bitmiş oluyor; kendi çapınızda yazdığınız yazılar size arkadaşlık ediyor, sonra bir blog açıp yazma isteğinizi burada gideriyorsunuz. Ha bir de unutmadan, bir Türkolog olarak televizyon kanallarına bol bol küfür ediyorsunuz yazım hatalarından dolayı… Sonra bekleyin ki emekli olasınız. O da ancak mezarda oluyor sanırım… Başta da belirttiğim gibi, ben şanslıyım(?) öğretmen olarak atandım, ya şanssızlar?..

  • Reply zeynep konca 27 Ekim 2008 at 07:20

    slm, busene ankara ünv edebiyat bölümünden mezun oldum olurken ya nolucak nasıl olsa 70 ustu aldım alesten formasyonualırım diye dusunmustum ama yazın hayal kırıklıgı ıcerısınde kaldım eskişehir ve kütahyaya basvurdum sonuc husrandı 78ın altına puanlar dusmedı yedeklerde kaldım 3kısıle kaybettım rezıl gıbı cagırdılar bı umut ıste gıttık okula onumdekı geldı gırdı:( cok kotu seyler yasadım ve dershanede calısmayı hıc dusunmedım… ingilizce kursuna gitmedim ve kasımda ales var hedef 80 ama…. cok zor işte sınavda ne yapacagın en kotusu de standart sapmadan elıne kac puan gececegı belırsın bir sınava tabı tutuluyoruz.ara donemde alan ogretmenlıgı ıcın acılmıcak dıyorlar ama bız yıne de bu sınava calısmak zorundayız dusunuyorum ara donemde gıremezsem okula ne yapıcam herhalde en dogru olan seyı yapıcam ankarada gidip tömere yazılıcam en azından bı donem boslugunda ingilizcemi de halleder belki üdsye girerim… herkes kendine iyi baksın ne ıstıyo amacı ne bilsin ole yola devam etsin yoldakı taslara as takılmak dilegiyle….

  • Reply gül kalkan 28 Ekim 2008 at 16:13

    yazı iç karartıcı gerçekten. bende zamanında öğretmen olmayı çok istemiş ama össde derece yaptığı için aile zoruyla hukuk fakültesine girmiş ve şu an avukatlık yapan bir kadınım. bu ülkede malesef; isteyen istediği mesleğe sahip olamıyor; küçüklüğümden beri hep sınıf öğretmeni olmayı istedim. halende içimde bir yaradır öğretmen olamamak, bazen keşke hukuğa yerleşririlecek puanı almasaydım diyorum; yukarda yorum yapanlardan biri illa mühendis , avukat mı olmak gerekiyor bu ülkede demiş, şimdi bu ülkede bayan avukatların neler yaşadıklarını yazsam uzun ama çok uzun bi roman olur heralde. ama kısaca şunu söyleyeyim; bu ülkede sırtınızı devlete dayamadıktan sonra hayat gerçekten her meslekte çok zor. ben bir avukatım. sabit giderim çok fazla büro kirası, vergi, baro aidatı derken aylık en az 1.000,00 ytl bir giderim var. bu gideri karşılamak ve içeri girmemek için gece gündüz çalışıyorum. sürekli düşünüp iş bağlamak için ter dökmeniz gereken bir meslek bu. üstelik elin katilini hırsızını savunmak zorunda olduğunuz bir meslek bu. yada senet veya çek borcunu ödememiş adamlara icra takibi yaptığınız yine parayı ödemezse evine işine hacze gittiğininz hacizde küfürler tehditler yediğiniz; bazen takip edildiğiniz bazen tehdit edildiğiniz (hatta bazen öldürüldüğünüz); eğer biraz da güzelseniz hem memurlar (istisnalar hariç) hem müvekkiller ve bazen borçlular için umut kapısı (?) olduğunuz bir meslektir avukatlık. hiç bir meslekte avukat bayanların uğradığı tacizane sözlere maruz kalmazsınız sanırım. neyse uzun lafın kısası bu yazımı okuyan henüz yolun çok başında olan gençler ve çocuklar lütfen beni biraz dikkate alın, sevmediğiniz istemediğiniz bir bölümde hele de anne babalarınızın veya kendi egolarınızı tatmin edebilmek için hiç bir mesleğe yukarıdan bakmayın. öğretmenlik çok kutsal manevi yönü çok ağır bir meslektir. öğretmen olmak istiyorsanız fen edebiyat fakültesi değil eğitim fakültesini tercih edin. bu işinizi kolaylaştırır. kpssyi özellikle sınıf öğretmenleri ve okul öncesi öğretmen adayları gözünüzde çok büyütmeyin. 96 alıp ataması olmayan fizik öğretmenleri kimya öğretmenlerine oranla şansınız çok yüksek. ve her şeyin hayırlısını dileyin. kulağa çok hoş gelen şeyler içine girildiğinde hiç de hoş olmayabilir bunu unutmayın. benim gibi keşke geçmişe dönebilsem demeyin çünkü dönülemiyor malesef.. ama keşke 10 sene öncesine gidebilsem. hiç tereddütsüz kimsenin sözünü dinlemez sınıf öğretmeni olurdum.

  • Reply dilek çeler 29 Ekim 2008 at 11:59

    merhaba ben lise 4.sınıf sözel bölüm öğrencisiyim ve tirkçe öğretmeni olmak istiyorum okuduklarımdan sonra aman allahım!! vaz mı geçsem diye düşündüm.gerçekten hiçbirşey göründüğü kadar basit değilmiş.koca bir çıkmaza girdim ve herşey üniversite değil ki demekten alamadım kendimi. sanırım farklı bir alana yönelmem gerekecek çünkü söylediklerinizin hepsini yapabilma sanşım yok teşekkür ederim gercekleri anlattığınız için lütfen yazılarınıza devam edin mutlaka okuyacağım 🙄 😡

  • Reply saat-i semenfam 05 Kasım 2008 at 16:15

    Merhaba Kaan Bey,yazınızdan dolayı size çok teşekkür ediyorum.Hakikaten yazınız çok güzel;ama maalesef acı gerçeklerle dolu.Yazınızı sonuna kadar acı bir tebessümle okudum.Ben KSÜ’de son sınıf öğrencisiyim. ÖSS’ye 2005 yılında girdim ve ilk yılımda kazandım.Ben de 327 küsür puanla girdim,küsürünü hatırlamıyorum:).Yine benim de edebiyat bölümü 24. tercihimdi.Şu an bölümümde derecelik öğrencilerden biriyim.Bu acı gerçeklerin az çok farkındaydım zaten.Siz de şu an iyice içimi kararttınız.Diğer yazılarınızı çok merak ediyorum doğrusu.Ama onları şu an okuyacak vaktim yok.Onları da en kısa zamanda okuyacağımdan emin olabilirsiniz.BEN DE YAZIM KURALLARINA GERÇEKTEN ÇOK DİKKAT EDERİM.Bu özelliğiniz dikkatimi çekti,çok şaşırdım açıkçası.Tebrik ediyorum sizi.Çünkü bu zamana kadar tanıdığım erkek edebiyatçılar hiç yazım kurallarına dikkat etmezdi.

  • Reply €bru 08 Kasım 2008 at 10:53

    walla ne kadar güzel yazmışsınız tebrik ederim açıkçası ama bende bi edebiyat öğretmeni adayıyım inşallah ben sorunlarla karşılaşmadan öğretmen olurum tekrar teşekkürler ..

  • Reply Kaan Fakılı 08 Kasım 2008 at 13:06

    Öncelikle değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.

    Zuzu, değerli meslektaşım. Senin yazdıklarını en içten dileklerimle destekliyorum.

    Gül, bence şu anda güzel bir mesleğe sahipsin ama mesleği sevmedikten sonra ne yaparsanız yapın o meslek sizi mutlu etmiyor değil mi? Allah herkese sevdiği mesleği yapabilme imkânı versin. Sevdiğiniz mesleği yapamadıysanız bile Allah size yaptığınız mesleği sevdirir inşallah diyelim.

    Saat-i semenfam, güzel sözlerin için teşekkür ederim.

    Arkadaşlar tekrar söyleyim, ben bu yazıyı insanların içini karartmak için yazmadım. Benim düştüğüm hatalara siz düşmeyin, eksiklikliklerinizin farkında olun diye yazdım. Lütfen biraz da bu açıdan bakın ve şu yazıyı okuyun:

    http://www.kaanfakili.com/edeb.....mut-isigi/

  • Reply gül kalkan 12 Kasım 2008 at 13:11

    evet kaan çok haklısın mesleği sevmedikten sonra ne olursa olsun meslek adına hiç birşey insanı mutlu edemez. sen en azından istediğin bölümü okumuş birisin, gerçekten büyük bir azimle çalışırsan kpssden ataman isin gerekli puanı alabilme ihtimalinin olması bile ne güzel.. bende ise böyle bi şans malesef yok. ne acı daha 17 yaşında hayatın ne olduğunu mücadelenin ne olduğunu tam olarak bilmeden bi tercih yapıyorsunuz( çoğu zaman anne baba yada çevrenin etkisiyle oluyor bu tercih, ) ve daha çocuk yaşlarda yaptığınız bu tercih sizin hayatınızı karartıyor ya da tam tersi oluyor. kişisel özellilere, becerilere yada hayattan beklentilerinize göre değil Türkçe matematik vb. sorulara verdiğiniz doğru cevaplarla sizinle hiç bir alakası olmayan bir mesleğe açılan fakültede yıllarınızı harcıyorsunuz..

  • Reply Kaan Fakılı 12 Kasım 2008 at 18:35

    Gül, yorumunuz için teşekkür ederim. Maalesef hâlen veliler öğrencilerin tercihlerini ciddi oranda yönlendiriyorlar. Bence öğrencilerin bu konuda biraz dikbaşlı olması gerekiyor. Benim bir öğrencim bugün ailesinin kendisini edebiyat öğretmenliği değil de başka bölüm okuması için yönlendirdiğini söyledi. Hoş belki çok müdahale etmeyecekler ama yine de bana doğru gelen öğrenci kendi tercihini kendisi yapmalı… Zira sevmediğiniz bir meslekte bir ömür geçiremezsiniz değil mi? Sizi takdir ediyorum bu konuda.

  • Reply faruk 13 Kasım 2008 at 16:30

    slm kaan nasilsin?Daha once de hatirlarsan asistanlik ustune seninle konusmus ve senden akil almistim.Simdi kafama takilan bisi var:Edebiyat mezunlarinin tezli yuksek yaparken edebiyat disinda edebiyatla ilgisi bulunan ornegin,psikoloji rehberlik falan gibi herhangi bir bolumden tezli yapmalari bir seyi degistirir mi getirisi olur mu?

  • Reply bilge 01 Aralık 2008 at 18:23

    bende edebiyat bölümü ögrencisiyim ve dördüncü sınıfım 4 yıldır bu okuldan mezun OLABİLMEK için dualar ediyorum inş. kabul olur ama 4 olmak kadar daa kötü bi duygu bilmiyorum ne yapıcam mezun olunca düşnmekten oturup aglayasım geliyor .hadi formasyon alalım ama nerden ortalammam çok düşük çünkü aşırı derecede zor hocalarla egitimimi sürdürüyorum ,başkentte alsak o kadar para…….:(((((((((((( bi aile bu kadar zorlanır mı?dersane desem bi bayan için çoooook zor .valla ben ya kafayı yicem ya da yicem ne yapıcam bilmiyorum .gel de üsdat kaan ‘a hakverme .yine de gülmek istiyorum ben :)bilge

  • Reply deniz tapağ 01 Aralık 2008 at 21:07

    merhaba kaan bey ilk öncelikle bir konuya değinmek istiyorum bence her şeyden önce önemli olan bir ömür insanın sevdiği mesleği yapabilmesi yazdığınız yazıları okudum ancak size katılmıyorum ben de şu anda kırıkkale üniversitesinde edebiyat okuyorum ve 3.sınıf öğrencisiyim dershanede stajerlik yapıyorum ve oldukça memnunum çünkü kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum ve kendime çok inanıyor ve güveniyorum mezun olduktan sonra da formasyon alıp kpssden yüksek bir puan alacağıma inanıyorum inanmak başarmanın yarısıdır derler evet biliyorum belki günlerce uykusuz kalıp çok yorulacağım ama hiçbir zaman ümidimi kaybetmeyeceğim bence insanlar bhu kadar umutsuz olmamalılar zor olan şey her zaman güzeldir basiti herkes yapar önemli olan zoru başarabilmektir formasyon alacağıma da kpssden yüksek bir puanla atanacağıma da inanıyorum edebiyatı çok seviyorum yazıma karşılık verirseniz çok sevinirim iyi akşamlar

  • Reply Kaan Fakılı 01 Aralık 2008 at 21:52

    Deniz, merhaba.

    Dikkat edersen ben zaten çözüm yollarından bahsetmişim. Eğer bu çözüm yollarını şu anda sen hayatında uyguluyorsan o zaman bir sıkıntın olmaz. Ancak sen de birçok edebiyatçı gibi 4. sınıftan sonra bir şeyler yapmanın derdine düşersen epey sıkıntı çekersin. Mezun olduktan sonra eğer hemen formasyon alamazsan işin sıkıntılarını çekeceksin derim ben sana. Bir de ALES’ten düşük alıp da formasyonu alamazsan o zaman sıkıntıların başlıyor. İnşallah tabiî sen de birçok edebiyatçı gibi, hattâ benim gibi sıkıntı yaşamazsın, gönlüm bundan yanadır emin ol. Ancak maalesef hayat böyle idealistliği bazen kaldırmıyor.

    Acele yazdığım için cümlelerim özensiz oldu. İnşallah herkese tek te ayrıntılı cevap vereceğim.

  • Reply yeliz akman 18 Aralık 2008 at 13:32

    slm.yaa ben edebiaytı şiiri çok seviyorum.bu yüzden iyi puan almama rağmen 2 yıldır öss de tercih yapmadm.yani edebiyat okumak istiyodum ve puanım buna yetmedi.bende sırf edebiyat için bu yıl tekrar hazırlanıyorum.şimdi yazdıklarınızı okuyunca ben edebiyatı boşamı bekliyorum acaba.2 yılyımı bi HİÇÇÇ için mi harcadm diye düşünmekten kendimi alamıyorum.peki ne yapmalıyım.hazır yol yakınken pes etmek mi lazım.yoksa savaşmak mı???

  • Reply Selim MAVİBAŞ 13 Ocak 2009 at 12:53

    Mrb kaan kardeş ben selim bu yıl atatürk üniversitesi türk dili ve edebiyatı bölümünü kazandım iyi diyosunuz dedilerinize katılıyorum fakat bizim halk edebiyatı hocası sürekli bizim bölümü övüp duruyo işte diyo bu bölümün en kalitelisi ve en çok imaj sahibi üniversite atatürk üniversitesiymiş. Diyo ki Türkiye’nin neresine giderseniz gidin atatürk mezunuyum derseniz işiniz çok kolay ne bilim sizin anlattıklarınızla çok çelişiyo yazınızı okudum çok şaşaırdım inanın ama ne yapmam gerekir daha 1. sınıftayım nolursunuz bana bir cvp verin lütfen değerli cevaplarınızı bekliyorum allah yar ve yardımcımız olsun arkadaşlar ERZURUMDAN SELİM

  • Reply Kaan Fakılı 13 Ocak 2009 at 15:19

    Selim Merhaba,

    Söylediklerim yani yukarıda yazdıklarım bir uyarı niteliğindeydi. Söylediklerimi yaparsanız çok başarılı birer edebiyatçı olur ve meslek bulma sıkıntısı çekmezsiniz dedim. Bununla ilgili şu yazıyı da okuyun:

    http://www.kaanfakili.com/edeb.....mut-isigi/

    Ayrıca hocanız doğru söylemiş. Atatürk Üniversitesi bu ülkenin edebiyat alanında bir imaj sahibi. Benim birçok hocam oradan mezun. Oradan mezun olanlar iyi yerlere geliyor.

    Yeliz, emin ol okuduğuna değecek bir bölüm, edebiyat bölümü.

  • Reply esra ışık 23 Ocak 2009 at 16:30

    bende marmara ünv.1,sınıf edebiyat öğrencisiyim.Geleceğe karamsar bakmak istemiyorum.Allah kulunun rızkını verir inş.Marmara etiketine güveniyorum açıkçası…Hepimiz için hayırlısı olur inş.

  • Reply zarife 28 Ocak 2009 at 19:51

    arakadasım ya ben çok fena bır ikilemdeyim hukukmu turk dılıve edbıyatımı çok kararsızım sen dıceksın tabıkıde hukuk ama kafa mat basmıyo tde dede ıs yok nabıcam bn ne olur aydınlatın ne bıcım bır sıstemdeyız anlamadım gıttı ya olurmu ya adamın kafa mat a basmıyo mecbur söz yada ea okumak zorunda ea dada mat var sözel dedık ne bu hıcbır alan yok ne yapcaz bız en guzel istediğim meslekler say da haksızlık nekadar ekmek o kadar köfte hesabı ama tde de okucaksan ıyı bır unu gerekmıyomu mesala tobb üni ye girdin arastırdım ama ne bıleyım kararsızım hukuk tan yanayım matemetıkın olduğu seylerı sevıyorum ama yapamıyorum kafa basmıyo asırı sınırlendım ne olur cevap yazın yavvvv:(((

  • Reply ahmetzahit 31 Ocak 2009 at 00:43

    zarife, o kadar iğrenç bir türkçe ile yorum yazmışsın ki sana yardımcı olacak kişinin oturup bir kez daha düşünmesi gerekiyor. ama yine de ben sana yardımcı olayım. bence hukuk değil de edebiyat bölümünü tercih et -ki ben de edebiyat bölümü dördüncü sınıf öğrencisiyim- her ne kadar önümüzde birçok engel varsa da ben bu bölümde okumaktan gayet memnunum. sen de pişman olmazsın. hem bu bölümü tercih ederse belki türkçeyi katletmekten de vazgeçersin…

  • Reply kübra üzer 23 Şubat 2009 at 23:08

    atatürk üniversitesi edebiyat öğrencisiyim okuduklarım karşısında içim karardı desem hiç içimden diyemiyorum ecdadımız mehmet akif ersoy diyor ki atiyi karanlık görerek azmi bırakmak
    alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak evet her şey gibi bunlarda hayatın gerçekleri ama ne yapalım yani alçak bir ölüm ! bu teffekkür esası işte … ve tevekkül . inanç kalkanımız allah yardımcımız olsun

  • Reply özleyiş yazıcı sungur 16 Mart 2009 at 15:00

    karadeniz teknik üniversitesi türk dili ve edebiyatı bölümünden 2005 ylılnda mezun oldum.bu bölüme çok istiyerek girmeme karşın, ne okurken yeterince keyif alabildim, ne de bitirdikten sonra bir yerlere gelebildim.üstelik onca çabama rağmen…o nedenle söylediklerinize katılmamak mümkün değil.henüz eğitimine devam eden arkadaşlar geleceğe daha ümitle bakabiliyor.ancak bizler her geçen gün içimizdeki kırıntıları kaybediyoruz.mezun olduğum yıl dershanede çalıştım.ancak bir yıl dayanabildim.üç yıldan beri de liselerde görev yapmaktayım.işimi seviyorum ve elimden gelenim en iyisini yaptığıma inanıyorum.bu arada sürekli les -alese girip her yaz değişik üniversitelerde tezsiz yapabilmeyi hedefliyorum ama ne yazık ki olmuyor.anlamıyorum formasyon almadan kadro hakkı verilmiyor.ama öte yandan okul ve dershanelerde formasyon aldığımız zaman yapacağımız işi yapıyoruz şimdi.hani formasyon almadan öğretmen olunmuyordu?bunlar oyalama taktiği başka bir şey değil.bu yıl şartları çok zorlayıp özelden formasyon alabilmeyi deneyeceğim.olmazsa da galiba hayatımın sonuna kadar diplomalı ev hanımı damgasıyla günlerimi geçireceğim.bu arada yüksek puanımla eşit ağırlık mezunu olmama karşın zamanında benimde bütün tercilerim edebiyattı.üniversiteye yeni girecek arkadaşlara fikrimi beyan etmek istrim:fen edebiyat, hele hele türk dili ve edebiyatı mı SAKIN.

  • Reply Kaan Fakılı 16 Mart 2009 at 15:49

    Yok, hayır. Ben sizler kadar karamsar bakmıyorum arkadaşlar. Yazdığım yazıdan aşırı karamsar olduğum anlaşılıyorsa yazıyı yanlış yazmışım demektir. Ya da o anda bir şeye çok sinirlenmişim demektir.

    Bölümümü seviyorum. Bir kere daha üniversite oku deseler yine aynı bölümü okurdum. Ancak yukarıda yaptığın hataları yapmazdım. Ya da kendimi daha fazla geliştirirdim.

    Edebiyat, kesinlikle okunacak bir bölümdür. Ancak iş sıkıntısı olduğu için öğrencilerin okurken kendilerini geliştirmeleri gerekmektedir.

  • Reply Ömer Özlü 29 Mart 2009 at 12:47

    Merhaba Kaan,Ben Ömer Özlü, İstanbul’dan yazıyorum. Yazıyı bir nefeste okudum. Ben 2008 şubatında İÜ Türk Dili ve Ed. Bölümünden mezun oldum ve anlattıklarına HARFİ HARFİNE şahitim, öyle ki yukarıdaki yazıyı ben de yazmış olabilirdim.
    Ben 2002 ÖSS’de girdim okula, toplam 185 SÖZEL almıştım eski sistemin son yılıydı. Boğaziçi’ni 1 puanla kaçırmış biri olarak, 5.tercihime yani edebiyata girdim. İlk zamanlar keyifliydi ancak hocaları tanıdıkça, ortamı gördükçe, bize anlatılan- öğretilen lüzumsuz bilgileri fark ettikçe herşeyden soğudum. Kitapları,okumayı,yorumlamayı, yazmayı çok seviyorum, hala da seviyorum ama bize bunların hiçbirini öğretmedikleri gibi bildiklerimizi de başarıyla unutturdular, deli gibi pösteki saydırdılar. Neticede ben de okulu uzattım. Şimdi bir yıl geçti, işsizim, girişimlerim bir işe yaramıyor, ben de piyasada bulduğum işe başvuruyorum artık.
    Siteye tam göz atamadığım için nerede yaşadığını bilmiyorum ama seninle oturup bir çay içmek, dertleşmek isterim. Mail adresimden ulaşabilirsin bana, msne de eklemekten çekinme.

    İnşallah -edebiyat mezunu olmana rağmen- işlerin yolunda gider bundan sonra.

    Sevgiler.

  • Reply esra ışık 03 Nisan 2009 at 16:23

    bu kadar karamasar olmanın sebebi yok bence açıkçası ben marmara ünv.mezun olduktan sonra işsiz kalacağımı düşünmüyorum.Kişinin kendisini de her yönden geliştirmesi gerekir

  • Reply Figen Birce Saraç 16 Nisan 2009 at 12:55

    Sevgili Kaan,ben bu sene ÖSS’ye hazırlanıyorum ve hedefim edebiyat.Bu bölümle ilgili çok büyük umutlarım var.Akademik kariyer yapmak istiyorum.İngilizcem iyi durumda bunun sanırım faydası olur.Yazdıkların beni ürküten ve düşünmek istemediğim GERÇEKLER malesef.Ama yine de hala umutluyum.Acaba üniversitedeyken yurtdışında bir üniversiteye gidebilmek ne kadar olanaklı bunu çok merak ediyorum.Ayrıca üslubun çok akıcı.Bence yazarlıkta bir geleceğin olabilir.Tabi onun için de çok sabır gerek.

  • Reply amine toprak 18 Nisan 2009 at 10:02

    hayattan bezdik yaa.ne olacak sonumuz bilmem.paracı sistemde ezildik.

  • Reply edibane 06 Mayıs 2009 at 14:22

    Sayın Fakılı, yazınızı okudum. Başınızdan geçenleri içtenlikle kelimelere dökmüşsünüz. Yazınız hakkında da birçok yorum yapılmış. Yazının teması ilk bakışta “Türk Dili ve Edebiyatı” bölümü okumayın gibi görünüyor. Yukarıda yorum yapanlar neler söylediler bilmiyorum ama yorumları okuyacak -Türk dili ve edebiyatı bölümü okumayı düşünen- arkadaşlara birkaç söz söylemek isterim. öncelikle her meslekte sizin bahsettiğiniz zorluklar vardır ama her işte olduğu gibi ‘ne yapmak gerekiyor ve ne yapmam lazım’ gibi sorulara cevap vermemiz gerek bu sorulara doğru cevap verirsek yukarıda belirttiğiniz sorunların birçoğunun hatta hepsinin arkamızda kalacağını bilmemiz gerek. Ayrıca Türk Dili ve Edebiyatı bölümü bana göre insanın unutamayacağı anılarla dolu bir üniversite öğrenimi göreceği bir bölümdür. Derslerde anlatılanlardan tutun da bir çok şey bize müthiş bir bilgi topluluğu oluşturan bir bölümdür. Her şeye rağmen tekrar dünyaya gelsem yine edebiyatın eşsiz denizinin sularına kendimi bırakırdım. bu bölümü düşünen arkadaşlarında okul bitimlerinde benim gibi düşüneceklerini sanıyorum.

  • Reply murat çelik 11 Mayıs 2009 at 08:51

    yazdıklarında son derece haklısın.aslında bu durum her bölüm için aynı.tabi arkanda sağlam bi torpilin zengin bi ailen varsa durum değişir mutlaka.bak o zaman ataman bi telefonun ucuna bakar mecliste sözüm ona senin benim vekilim sadece zengin bebelerin vekili oluverir.bizede tvden havada uçan elden ele dolaşan torpil kağıtlarını izlemek kalır.o zaman insan kendine soruyor ben neden okudum bunca emek verdim dirsek çürüttüm diye.ülkeyi bu hale getirip bu kadar insanın hakkını çalmak gençleri resmen hayata küstürmek onların en değerli çağlarında iş için insanlara el açtırmak…arkadaşlar insan belli bi yaştan sonra ailasinden bile bişey istiyemiyor bi de tüm bunların başarısızlığını sadece sizde arayan ve her yaptığını başa kalkan benimki gibi bi aileniz varsa kalan psikolojnzde kalmıyr.anlamadım yani napsaydık hırsız yankesici yada ülkesini vatanını bölmeye çalışan şu itlerden mi olsaydık belki devletimiz daha çok sahip çıkardı bize.kısacası kırgınım herkese herşeye kötü günümde yanımda olmayan aileme bana mesleğimi yaptırmayan süründüren devletime.neyse arkadaşlar bugünlerde elbet geçecek ümidimizi hiç yitirmeyelim ama bize ömrümüzün baharında bunları yaşatanlarıda unutmayalım ilerde umarım hepimiz istediğimiz ve hak ettiğimiz yerde oluruz ama unutmayalım işin en acı tarafı gençliğimizi geri getiremeyiz ben arkama dönüp baktığımda bu yılları çocuklarıma ve torunlarıma çok güzel günler olarak anlatmak istiyorum.lütfen susup oturmayalım mutlaka bişeyler yapıp hakkımızı arayalım böyle oturmak çok koyuyo bana.çünkü ben gerçekten zor okudum beni yurt dışında burslarla okutacak yada bana GEMİCİK alacak pırlanta şirketi açacak bi ailem yoktu.ne yurt dışısı ben yurtiçi okuyamadm mezun olana kadar ne çektimi ben bilirim.lütfen fikri olan paylaşsın elimizden ne gelirse yapalım.birbirimize destek olalım aynı gemideyiz batarsakta çıkarsakta birlikte.içinizi karartmmak için yaşadıklarımdan hiiiç bahsetmiyorum bile.bize bunları yaşatanları ALLAH a havale ediyorum.hepimize ALLAH yardım etsin.

  • Reply Ozlem Ucar 24 Mayıs 2009 at 18:24

    Bazi noktalara katilmiyorum. Turkiye’de is cok fazla ama biseyin farkina varmamislik issizlige yol acar. Kuru kuruya universite bitirmek bi ise yaramiyo arkadaslar. Ingilizce ogrenmelisiniz. Hatta bisey soyliyim mi ana diliniz gibi ingilizce konusun ve lise mezunu olun, kuru kuruya universite mezunu olmaktan iyidir.

    Ayrica universiteyi is icin okumak anlayisina da asiri derecede karsiyim. Universiteyi okuyup diplomanizi cope de atsaniz buyuk kardasinizdir.

    Bi de su cok sacma ki illa ki bitirilen bolume yonelik is arama sacmaligi da ne allah askina arkadaslar. Genis dusunun, her alanda is arayin. Gidin hostes olun bayanlar, universiteniz bosa gitmezki. Insanlar “o kadar okuduk bari gosterelim” derdinde. Okudugun okul senin yanina zaten kardir is icin okul okunmazki. Dunyanin her yerinde insanlar boyle, adam universite mezunuyum demek icin universite okuyo bambaska bi alanda buluyo kendini, siz de oyle yapin. Yapabileceginiz ne is varsa gidin o alanda is arayin. Hatta biraz daha cilginlik olsun bence yurt disinda is arayin, Turkiye’deki isleri turkiyede kalmaya mahkum issizlere birakin.

    Sakir sakir dil ogrenin alin basinizi gidin baska bi ulkeye ben oyle yaptim mesela su anda Dubai’deyim ve de cok memnunum.

  • Reply meltem 09 Haziran 2009 at 12:40

    merhaba ben dershanede stajyerlik yapıyorum.Edebiyat öğretmeniyim.gerçekten edebiyatçıları okadar güzel anlatmışsın ki…Ben de 326 puanla bölüme girdim.4 yılda mezun olabilmek için deli gibi çalıştım.Ve mezun oldum.Çalıştığım dershane küçük bir dershane olduğu için çok rahatım.tek sorun para.sanki milyarlar veriyorlar.150 milyonu bile alamıyoruz.formasyon olsun dıye uğraşıyorum.insallah olur.

  • Reply asfur eymur 15 Haziran 2009 at 18:32

    arkadasımızın öğretmen öğrenci hademe ucgenı gercekten mukemmel ben 3 yıldır dershanede çalısıyorum yalnzı dıkkat kendıme ögretmenım dıyemıyorum ama 3 yılda ögrendıklerım cozdugum sorualr ve tabı ki yazdıklarım …Diyecek bır sey bulamıyorum ama her seye ragman evet ıyı kı edebiyat okudum ıyı ki bu ısı yapıyorum cok ama cok yoruluyorum ama olsun deger cunku ısımı cok sevıyorum

  • Reply güler uğur 26 Haziran 2009 at 13:59

    Çoğunuz abla ve ağabeyim yaşındasınız ben öss ye bu yıl girdim ve tek tutkum tek isteğim beni en çok heyecanlandıran edebiyat okumak.Ama açıkçası yazınızı okuduktan sonra vazgeçmekten korkuyorum…En mutlu olacağım bölümün bu olduğunu biliyorum tek hayalimse akademisyen olarak ünv.de kalabilmek bu şartlarda nasıl olacak bilemiyorum çok korkuyorum ama nasıl anlatayım yine de içimdeki o edebiyat coşkusunu durduramıyorum.Umarı bu sene istediğim bi edebiyat fakültesine girebilirim ve Kaan ağbi mutlaka tavsiyelerine uyacağım.İnşallah o şanslı azınlık içinde yer almayı başarıp hayallerime ulaşırım…

  • Reply Can Burak Certel 30 Temmuz 2009 at 14:01

    Selamlar Kaan ağabey ben bu sene söz 2 puanından 329 aldım.Sene boyu tek hedefim Ege Edebiyattı.Ve puanım ege’yi tutuyor.Ama baskılar beni türkçe öğretmenliğine yönlendiriyor.Türkçe seçersem 3 büyük şehirde okuyamayacam.Ne yapmalıyım ?

  • Reply leyla kocatürk 31 Temmuz 2009 at 01:07

    yazı için tşk elinize sağlık bu yazı umudumu kırdı ama gerçekleri yazmışsınız size bir sorum olcak madeem şartları bu kadar zor bu edebiyat bölümünün ben tercihlerime edebiyat bölümünü yazsam nsl olur

  • Reply leyla kocatürk 31 Temmuz 2009 at 01:09

    coğrafya öğretmenliği daha mı iyi yoksa bir fikir werin lütfen

  • Reply hümeyra doğanay 13 Ağustos 2009 at 01:21

    mrb bend marmara edebiyatı kazandım ve yazdıklarınzı okuduktan sonra pişman oldum diyebilirm of of

  • Reply hümeyra doğanay 13 Ağustos 2009 at 01:27

    ayrıca esra ışık öncelikle mrb size br sorum olacak marmara üniversitesinde edebiyat okumak nasıl?hocaları filan iyimi.kimseye soramıyorum lütfen bana yardımcı olun:(şimdiden teşşekkürler…

  • Reply Esra 14 Ağustos 2009 at 19:23

    Merhaba,
    Dil-Tarih mezunuyum, Gazi’de yüksek lisans tez aşamasındayım, formasyonumu da aldım, kps’yi son derece saçma bulduğum için çalışmadım ve çok düşük bir puan aldım ve bildik sonuç tecelli etti: işsizim. 90’ın üzerinde bir puanla lisansı tamamladım ama bir işe yaramadığını gördüm öyle ya lisanstan yüksek almak değil kps’den yüksek not almak sizi bir “şey” yapıyor. Ales: 78, dil: 60 bunlarla da taşra üniversitelere başvurmama rağmen mülakata bile kalamadım. Atanmadan evlilik hayalimiz bile gerçekleşemiyor. Her bir meddi hakkını vere vere okuduğumuz nice şiirler bize sahip çıkmadı, ona yanarım. Bizi okutan lise öğretmenleri pek mi vasıflıydı? Ya da şu an kps’den yüksek alanlar çok mu iyi öğretmenler? Tüm bunlar yetmezmiş gibi barajı geçen artık açık öğretimde bu bölümü okuyacak sanki devlet bizi atamış gibi..Oy oy “hoşça bakın zatınıza” oy Şeyh Galip’im oooy

  • Reply Onur Biçer 16 Ağustos 2009 at 01:25

    Beykent Üni. %100 burslu Türk dili ve edebiyatı okuyorum.Henüz hazırlığı bitirdim.İyi sayılacak düzeyde ingilizcem var.demişsiniz ki hedeflerinizi 2. sınıftan itibaren koyun.ben okulu kazandığım gün zaten koydum.sadece okulu bitirmenin ülkemiz şartlarında bi fayda sağlamayacağını biliyorum.Bölümde derece yapmak yada notlarımın hatırı sayılır cinsten olması gerektiğini biliyorum.Ayrıca hamama giren terler,biz tde öğretmenliği okumuyoruz.Sadece Tde okuyoruz.zaten öğretmenlik okuyan arkadaşlar bizden yeterince yüksek puanlar alıyorlar da tercihlerini bu yönde kullanıyorlar.biz onlardan düşük yaptığımız için formasyonla,alesle vs vs şeylerle uğraşıyoruz.Bu bölümü tercih eden arkadaşlar zaten bunları bilerek bazı şeyleri göze almalılar bence.Kaldı ki hangi dersanede stajyer hocalar çok yüksek maaş alıyor?Bu her bölümün öğretmenliği için geçerli birşey sadece bize özgü değil.Dediğim gibi katıldığım noktalar olmakla beraber fazla karamsar yazdığınızı düşünüyorum.

  • Reply yasemin 19 Ağustos 2009 at 02:22

    bende Kırıkkale Üniversitesi Türk DiliveEdebiyatı 2.sınıf öğrencisiyim.:(malesef:(benim şanssızlığım öss tercihlerinde başladı ailemin zoruyla Edebiyat yazdım hiç ilgim olmadığı… halde istemediğim halde… 2 secenek var ya EL KAPISI…ya MEKTEP KAPISI…ve okuduğun bölüm 2 yıllık olmasında ne olursa olsun 4 yılın ne kerameti varsa:(okula geliğimde yaşadığım hayal kırıklığını izah edmemin imkanı yok.zaten istemediğim bi bölüm.ve en önemlisi hocalar…hayal ettiğimin o kadar uzağındalarki bizleri sanki OKUMA! DERS ÇALIŞ! MANTIĞI gibi zorlamalarla vize-final-büt üçgenine aldılar o kadar çok çalıştımki adeta kitap ezberliyodum evet ezberliyodum ve şimdi unuttum:( gercekten!sadece sınav dönemi içinmiş sanki inanırmısınız biri bana bişey soracak diye öyle korkuyorumki..bu benim eksikliğim biraz ama şartlar bu duruma düşürüyor inanın.öss girdim vasat ama tekrar denicem ve okulu bırakacağim.okurken reziliz…mezunken reziliz…bu anlattığınız seçeneklerin hepsini düşünüyordum.çıkış yolu yok.okula formasyon geldi bi yandan sevinmiştim ama ondanda umudum yok transkribim çok kötü ve öyle devam edecek.ne saçmalıyosun ya da bu ne biçim yazı düzeni imlası bile yok nasıl edebiyatçısın diyebilirsin haklısın.neyse hoşçakalın…aslan yattığı yerden belli olur demişssiniz doğru söz…

  • Reply leyla toptaş 20 Ağustos 2009 at 21:35

    merhaba ben de bu yıl edebiyat bölümünü kazandım, 24 tercihin hepsi edebiyattı ve bozok üniversitesini kazandım… edebiyat benim için bir tutku ve inanın şu yazdıklarınızı az çok bilerek böyle bir tercih yaptım ki eşit agırlık mezunuydum ve farklı bölümleri de yazabilirdim. ama yazınızı okumam iyi oldu yeni başlarken dikkat etmem gereken noktaları bulmama yardımcı oldunuz. yazınız için teşekkür ederim:)

  • Reply hande çakın 27 Ağustos 2009 at 02:40

    bu sene Gazi Türk Dili ve Edebiyatını kazandım. kendimle gurur duyuyorum çünkü idealimi gerçekleştireceğim:) dahası var mı.. kim ne derse desin edebiyat aşktır! umarım önümüzü biraz açarlar da sırf sevdiğimiz işi yapıyoruz diye cezalandırılmaktan kurtuluruz. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

  • Reply buse 27 Ağustos 2009 at 19:34

    Edebiyatın açıköğretimi var okuyup ne yapacaksın dedi rehbercilerim ve Türkçe öğretmenliğine girdim bakalım ilerde ne olacak.

  • Reply Veysel 02 Eylül 2009 at 13:43

    Buse şimdiden rehberlikçine beddua etmeye başlasan iyi edersin çünkü bu yıl TDE Bölümüne gireceklere formasyon verilmye başlanacak tabiki Açık Öğretim TDE.cilerin böyle bir şansı olmayacak. Ayrıca 1998 yılından beri çokça atanan Türkçe öğretmenliğinde 2 senedir atamalar ciddi bir biçimde azaldı ve rehberlikçine inat TDE atamaları Türkçe öğretmenliğini geçmeye başladı istersen MEB sitesinde dediklerimin gerçekliğini ölçebilirsin. Son kez o rehberlikçini öğrenciyi yönlendirmeden önce açıp AÖF’nin ders programına bakmadığı için meslek ahlakıaçısından son derece zayıf bulduğumu söylemeliyim.
    Diğer arkadaşlar içinde kpss’de TDE öğretmenliği için atama pıuanı geçen yıl 86 değil 78. 008 oldu isteyen gerekli sitelere bakabilir.Arkadaşlarım, eğer bir yazı yazacaksanız en son haberleri okuyıup ona göre yazmalısınız bu bir Edebiyatç olmanın önemli bir kuralıdır. En son olarak şunu söyleyeyim ki sözel puan türünde iyi bir puan almışsanız ve EA puanınızda 300 305 puanın altındaysa iş bulma, genel kültür ve toplumsal statü açısından gireceğinz en iyi bölm Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüdür. Bu yıl yaılacak düzenlemelerden sonra zaten TDE sözel bölümün en yüksek puanlı bölümü olacağı kesi gibi bir şey.
    Geçmiş yıllardaki bazı olumsuzluklara bakarak tercihini başka yönde kullanan arkadaşlar gelecek yıldan itibaren yaptığı hatanın farkına varacak ama ne yaparsın kader ve onları böyle yönlendren umutsuz kötümseler utansın.

  • Reply Mert 02 Eylül 2009 at 23:35

    Arkadaşlar, edebiyat bölümünü kazanmak da okumak da bitirmek de zor ama bunları yaparken kendini geliştirebilen için inanın iş bulmak o kadar sorun değil. Eğer bir edebiyat bölümü mezunu bölümü okuduğu zaman ders dışında başka kitap okumadıysa kendini geliştirmeye yönelik adım atmadıysa o zaman tabiki iş bulmak da zorluk çeker. Bir örnek vermek gerekirse Hukuk Bölümünü bitirmiş bir kişi eğer kendini geliştiremediyse bu kişiden hiçbir şey olmuyor ancak bir büro açıp sinek avlayabiliyor ama hukuku bitiren ve düşük seviyeli olan biri “Allah kahretsin ben bu bölümü niye okudum, niye İngilizce öğrenmedim demiyor” çünkü suçun kendinde olduğunu biliyor ama malesef biz TDE’cilerin iş bulamayanı internette bölümü kötülemek için zamnının mahvediyor ama kendini geliştirmeye yönelik en küçük adım atmıyor. Arkadaşlar eğer internette bu kadar zaman öldürmeye meraklı iseniz size “Eczacılar Odasının” hazırladığı raporu bulup okumanızı öneririm bu raporda eczacıların yüzde 60’nın 2 milyardan az kazandığını yüzde 5’nin de 15 milyardan çok kazandığı yazıyor ama az kazanan eczacı sizin gibi kahretsinlere başvurmuyor.
    İş imkanının en çok olduğu bölümlerden biri edebiyat eğer bunu sayılara dökersek TDE ve TDE öğretmenliğinin kontenjanın toplamı 2009 kılavuzuna göre 7500 bu 7500 kişiden 500 okulu bırakırsa geriye 7000 kişi kalıyor. Bu 7000 kişinin en az 1500 2000i bir yıl içindeki MEB atamalarından bir yere atanıyor, her bölümde mecbur olan TÜrk Dili dersi için üniversite sayısının artmasına bağlı olarak her yıl 1000e yakın kişi üniversitelerin okutman kadrosunda iş buluyor,mezun olan kişilerin bir kısmı yüksek lisans yaparak üniversitede kalıyor ki bu sayıda 1000e yakın olduğu bilinmek de, ayrıca dergi, gazete gibi medya alanında iş bulan edebiyatçı sayısı da az değil bunun için de son yıllrda TRT’ye alınan meslekdaşlarınızı araştırmanız sanırım yeterli olur. Geriye kalan arkadaşlar da ya MEB’de ücretli öğretmenlik yapıyor ya da dershanelerde öğretmenlik yapıyor.Ayrıca edebiyatçı etiket iş bulma da yeterince iyi bir referans olduğunu da sanırım söylemek hata olmaz.
    Şimdiye kadar şişirilen Türkçe Öğretmenliği bölümü mezun sayısının 5 bin MEB’DEN atanma sayısının da en çok ama en çok 1500 olduğunu düşünürsek aslında bizlerin nasıl şanslı olduğu ortaya çıkıyor. Eğer bu yıl bölümü kötülemekten zaman bulup ösys sonuçlarına baksaydınız söz kısmın en yüksek puanının EDB Öğretmenliği olduğunu görürdünüz o zaman heralde ALES’i geçip bir yere girdiğiniz zaman ne gibi bir konuma geleceğinizi de düşünür bölümü kötülemeyi bırakıp Ales’e çalışmaya başlardınız.
    Bir edebiyatçı 4 yıl içinde en azından şiiri ve romanı açıklamak için, yazarın hayatı ile eser arasında bağlantı kurmak için tarih konusunda yeterince bilgisinin olması gerekir. Eğer bu zaman için de tarihten uzak kaldığı söyleyen bir kişi okulu bitirdiyse de o kişinin bitirdiği okulun kalitesizlği veya öğrencinin başarısızlığını gösterir. Zaten bir edebiyatçı oldukça çok alanda oldukça kitap okumalı. Her ülkenin en entellektüel insanı ülkesinin edebiyat bölümünü bitiren kişi olduğu malumken şu yorumları okuyunca biz de durumun böyle olmadığını üzülerek gördüm
    2008 ösys verilerine göre TDE bölümünü tercihlerinde yaznların sayısının 230 binden fazla olduğu açıklandı bu bölümü bu kadar isteyen varken sırf puanı yüksek diye bölümü istemeyen insanların bölüme girmesi hem bölümü severek okumak isteyenlerin hem de nötr öğrencilerin motivasyonunun bozuyor. Keşke YÖK en azından TDE için bu isteksiz öğrencilerin ilk yıl için kestiği puanları kesmese de bu tür öğrencilerden bölüm kurtarılsa.
    Sonuç olarak şunu söylemeliyim ki bu bölüme iş bulmak için gelen arkadaşlar şu an için çok yüksek bölümlü puanlar dışında -ki bunlar tıp, eczacılık, genetik, huhuk -iyi bir yerdesiniz ayrıca edebiyatı sevdiği için bu bölüme gelen arkdaşlarım siz de kulağınızı kötümserlere kapatın sevdiğiniz işe bakmya devam edin.
    Bölüme bu yıl giren arkadaşlar siz eğer akademik kariyer düşünmüyorsanız İngilizce’ye fazla öncelik vermeyin çünkü ona harcıyacak zamanınız fazla olamalı çünkü siz Süümercededeki Türkçe kelimelerden beşelyerak günümüze kadarki dil ve edebiyat nevilerini inceleyecek ve bir sonuca varacaksınız bunun için çok zamana ve berrak bir zekaya sahip olmalısınız. İngilizce öğreneceğiniz zamanı başka alanlarda başka konulara vemelisiniz ki edebiyatı ve dili iyi anlayasınız yok eğer bu umutsuzların sözüne uyup şimdiden tarzanca pardon İngilizce öğrenmeye kalkarsınız bu bozuk yapı sizi derslerde büyük ihtimalle başarısız yapacaktır. Türkiye’nin en iyi bölümünlerinden olan MARMARA Üniversitesi Edebiyat Bölümünü kazanmış arkadaşım bile umutsuzluğa kapılması beni oldukça üzdü ve düşündürdü. Marmara ve diğer üniversiteleri kazanan ve pişman olduğunu söyleyen arakdaşlar 5 yıl sonra bugünü hatırlayıp bu karamsarlardan dolayı üzüldüğünüz günlere gülecek aynı zaman da en sevinçli günlerinizde böyle üzüldüünüz için burukluk hissedeceksiniz; bunu nerden mi biliyorum tabiki kendimden beni burayı kazandığım da umutsuzluğa sevk edenlerin bugün farklı şehirlerde öğrertmen olduğunu duydukça inanın burukluğum daha da çoğalıyor

  • Reply hacer glm 07 Eylül 2009 at 00:15

    YAZIYI OKURKEN İÇİM KARARDI HATTA BİRAZ DA ETEKLERİM TUTUŞMAYA BAŞLADI DESEM YANLIŞ OLMAZ.BEN DE EDEBİYAT SON SINIF ÖĞRENİSİYİM VE ŞİMDİDEN KARA KARA NE YAPACAĞIMI DÜŞÜNÜYORUM.HAYAT NİYE BU KADAR ZOR?:((

  • Reply şevval 10 Eylül 2009 at 00:17

    ben de edebiyat bölümünün bu seneki mezunlarındanım. mert arkadaşın yorumuyla ilgili söylemek istediğim bir kaç şey var. 4 yıl boyunca öğretmen olmamı isteyenlere de cebelleşerek söylediğim bir şey var ki aynısını size de söylemek isterim, türk dili ve edebiyatı bölümü, öğretmen yetiştirmez! bölümün amacı sadece türkolog yetiştirmektir. Türkolog nedir? Türk dili hakkında araştırma yapan kişidir, bunu öğreten kişi değildir. yazınızın amacı sanırım morel vermek ancak hiç bir şey olamazsanız öğretmen olursunuz mantığı başlı başına bir yanlış. öğretmen olmayı başından beri istemeyen bir kişinin, aylarca ales, kpss gibi sınavlarla uğraştıktan sonra okulun birine atanarak yüzlerce öğrenciye ders vermesi sizce ne kadar doğru? bu kişi istemeden girdiği derslerde öğrenciye ne kadar faydalı olabilir? öğretmenlik mecburiyetten yapılabilecek bir meslek değildir. kaldı ki bölüm okuyan birisine 1 yıl daha formasyon okutmak başlı başına bir saçmalık ve gereksizlik. ben de bu 4 yılımı, geleceğimi akademik anlamda ilerleme olarak tasarlayarak geçirmiştim. alesi, üds yi yüksek puanlarla geçtim. ancak bir kaç hocam dışında diğer hocaların kapısını aşındırmadığım, yüzümü kızartıp sürekli rahatsız etmediğim için, mülakatı geçemedim ve kendi okuluma kabul edilmedim. oysaki 4 yılımı edebiyatla ilgilenerek, istediğim alanın çalışmaları üzerinde durarak geçirmiştim. başka bir üniversiteden yüksek yapmayı düşünmeyin bile çünkü “her okul kendi öğrencisini kabul eder” gibi bir ezber var “çok değerli hocalarmızda”. evet, türk dili ve edebiyatı bölümünü tercih eden arkadaşlar, umutsuzluğa düşmeyin ancak ideallerinizi 2. sınıfta belirlemiş olun ve eğer yüksek yapmayı istiyorsanız, her hocanızı ayrı ayrı sürekli ziyaret edin, hocalarınıza yüksek yapmak istediğinizi her fırsatta dile getirin, sakın benim gibi rahatsız etmeyeyim hocaları, çalışmalarını bölmeyeyim rahatsızlıkları yaşamayın ve mutlaka bilin ki bu camia çok da beyaz yüzlü değil… bu da benden bi tecrübe olsun.

  • Reply Mert 15 Eylül 2009 at 15:48

    Şevval arkadaşım, yorumalarına madde madde cevap vermek istiyorum
    1. türk dili ve edebiyatı bölümü, öğretmen yetiştirmez! bölümün amacı sadece türkolog yetiştirmektir, demişsiniz.evet dediğiniz gibi bölümün amacı türkolog yetiştirmek bize de bu doğrultuda eğtim verildi ama ülkenin koşulları göz önüne alındığın da türkologların yapabileceği en iyi mesleğin öğretmenlik olduğu da malesef çok açık şekilde görülüyor. Bu düşüncenizi bir örnekle cevaplamak istiyorum. türk müziğini profosyonel olarak yürüten insanlar türk müziğini ya yerinde saydırıyorlar ya da bir adım ileri götürüyorlar ama dışarıdan bu işle ilgilenenler ise bu işi daha gönülden yapıyorlar ve müziğimizi daha da ileriye götürüyorlar. Bu konununen güzel örneğini Nevzat ATLIĞ da görebiliyoruz. Yani Türkçe’nin gelişimini, diğer dillerle ilişkisini, lehçelerini, Türk Edebiyatını her şeyiyle öğrenmiş olrak kabul edilen ve bu doğrultuda eğtim almış bizler tabiki dille, edebiyatla ilgimizi kesmeden ve öğrendiklerimizi yaşatarak yaşamımızı sürdürmeliyiz ve bu nedenle öğretmenlik yapmalıyız, aynı Nevzat Atlığ’lar gibi bu işi gönülden ve amatörce ama bilerek yapmalıyız ve dil ve edebiyatı ileri götürmeliyiz. Dil ve edebiyat eğtimi almış ama bu işi amtöt olarak yapan insanlar bence bugün bölümün asıl amacı durumunda. Dil ve edebiyatla bu kadar haşır neşir olmuş bir insanın da öğretmenlikten başka meslek yapabileceğni de sanmıyorum. Eğer biz dil ve edebiyatı iyi bilen insanlar olrak topluma örnek ve öncü olursak ülkemizde dilin de edeebiyatında değeri anlaşılacak ve Türkçe TÜRKİLİZCE OLMAYACAKTIR, diye düşünüyorum
    2.ales, kpss gibi sınavlarla uğraştıktan sonra okulun birine atanarak yüzlerce öğrenciye ders vermesi sizce ne kadar doğru? bu kişi istemeden girdiği derslerde öğrenciye ne kadar faydalı olabilir? öğretmenlik mecburiyetten yapılabilecek bir meslek değildir,demişsiniz.şevval arkadaşım, eğer öğrendiklerini başka insanlarla paylaşmanın tadına çeşitli vesilelerle varmadıysanız bu dediğinize katılırım. Ben bugün hamamda bile insanlarla dil üzerine saohbet ediyorsam tabi ki sınıfa da bildijklerimi anlatırım zaten benim öğretmenlikten anladığım paylaşmaktır.
    3. yazınızın amacı sanırım morel vermek, demişsin ki bu kesinlikle doğru değildir ve hayatımda en nefret ettiğim şey umut tacirliği yapmaktır
    4.diğer düşünceleriniz için de malesef haklısınız demekten başka bir şey diyemiyorum.Ama şunu sa söyleyeyim ki bu emeğiniz boşa gitmeyecek ve mutlaka başka bir üniversitede yüksek lisansa başlayabileceksiniz.Çünkü haracanan her emek karşılığını bulur diye, düşünüyorum.
    Son kez olrak şunu söylemek isterim ki TDE bölümleri amacından çok saptırıldı ve amacından çok uzaklaştırıldı. Bu nedenle tıptan daha zor olan bölüme düşük seviyeli öğrenciler gelmeye başladı bu da bölümün amcından uzaklaşmasını hızlandıran temel bir faktör olarak ortaya çıktı. Eğer Türkçe öğretmenliğnin puanı tde’den daha yüksekse mutlaka acilen yapılması gereken birşeyler var demektir.Aslında biz tde’cilerin tartışması gereken asıl noktanın bu olduğunu düşünyuorum. Bence kaan kardeşimde dikkatini bu konuya yöneltse daha doğru bir iş yapar diye düşğnüyorum

  • Reply bahar 28 Eylül 2009 at 13:12

    keşke yeterli olsa ingilizcenin, alesin, ortalamanın yüksek olması.. 3.40 ortalama, 85 üstü ales, 70 civarı ingilizce.. yükseğe de başladım da eeee yani… işsiz miyiz, evet.. kadro mu gelcek? zor.. kadroların sadece formalite icabı açıldığını bilmiyor muyuz? girecek eleman belli değil mi önceden? yüksek için de aynı gerçi ama 5-10 kişi aldıklarından yine de şansınız oluyor. kendine güvenen bireyler değil de iki yüzlü, yalaka tipler olun da bir işe yarayın demiyor mu zaten hayat bize.. yök güya %15 ales %15 kpds falan dedi de ne oldu. bazı okullar çareyi listeyi açıklamamakta buldu. sözlü mülakat yapıp gözünüzün içine baka baka “doğru” olana “yanlış söyledin” dedi, bir de daha ileriye gidip mülakatın %50sini geçemeyeni direk elerim dedi.. ohooooo, hayırlı işler dostlar……….

  • Reply mikuva 29 Eylül 2009 at 22:09

    bu yazının sanırım formasyonumu alır öğretmen olurum aşamasındayım ! bu yıl Gazi’den formasyonumu ( 2.210 TL’lik belge!) alacam (verirlerse) alacamda atanacağım garanti mi HAYIR ( eğitimide ticarete döktüler üstünü versekte atasalar ) … tarih bölümü son atamalarda 82 ile kapadı ben kpss’den kaç almalıyım herhangi bir ilin merkezine atanmam için en az 86 peki KPSS’den eğitimide çözerek 86 alabileceğime inanıyor muyum HAYIR. Sanırım bir çok Fen-Edebiyatlı ile aynı kaderi paylaşacağım sistem değişmediği sürece yani ne para var ne pul elde var işsizlik ((:

  • Reply başak 21 Ekim 2009 at 22:35

    mrb arkadaşlar ben aöf 2.sınıf öğrencisiyim bu sene yeni bölümler acılmış birisi edebiyat gercekten duyunca sewindim tercih etmediğim için pişmanım inan ben aö kamu yön.bölümündeym acaba onamı gecsem seneye yoksa kendi bölümüme dewmmı etsem hangisi daha ii olur karar veremedim görüşlerinizi merak ediyorum yardımcı olurmusunuz lütfen şimdiden teşekkr ederm…

  • Reply zeynep 16 Kasım 2009 at 21:29

    Çok güzel bir yazı hazırlamışsınız, teşekkür ederiz. Keşke o büyük emeklerimizin karşılığı böyle olmasaydı. Ama, ne yazık ki yapacak bir şey yok umutsuzluğa kapılmadan mücadeleye devam etmek zorundayız. Herkese hayat mücadelesinde başarılar dilerim.

  • Reply Yaprak 19 Aralık 2009 at 02:25

    2007 Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Yazıya tamamiyle katılıyorum. Sanırım aynı yollardan geçmişiz. Şu anda işsiz değilim; öğretmen sayısı bir hayli fazla olan, kadrolu olmadığım için dışlanmadığım, aksine çok da popüler olmayı başardığım bir okulda ücretli öğretmenlik yapıyorum. 2 senedir bir sürü yere iş başvurusu yaptım. Hiç kimse de bana ‘Türk Dili ve Edebiyatı bitirmişsin, ne güzel’ demedi. Bankalara başvurmayı düşündüm, ancak banko görevlisi olmak dışında bir şansım olmadığından vazgeçtim. İşimden arta kalan zamanlarda (ki bu çok fazla bir zaman) yarım gün yatan sigortamın beni kaç yaşında emekli yapacağını düşünüyor ve bir roman yazıyorum. Beni ciddiye alan tek kişi bir dergi yayıncısı oldu. Bir süre hikayeler yazdım. Ama tabi derginin basım için harcadığı para ile satıştan elde edilen para eşit olduğundan para kazandığım söylenemez. Az önce netten araştırma yapana kadar Türk Dili ve Edebiyatı mezunlarının da 4 yıl eğitim görmüş değerli varlıklar olduğunu düşünerek KPSS ile sıradan bir memur olabileceğimi zannediyordum. Ancak atamalarda böyle bir şeye rastlamadım. Ardından Kaan Fakılı’nın bu yazısı ile karşılaştım ve güzel bir tesadüf oldu. Mücadele etmek güzel bir şey. Ama lise mezunlarının atandığı devlet memurluklarına atanamamak, dersanelerden komik rakamlar duymak, Türkçeyi bu derece iyi konuşup iyi yazarken ve kendi kültürümüz ile ilgili bu kadar çok bilgiye sahip iken yine aynı coğrafyada sefilleri oynamak hepimiz için gerçekten çok acı. Ben gençlere rastladığımda asla bu bölüme gitmelerini önermiyorum. Belki denildiği gibi gurur verici işlere imza atabiliriz. Denildiği gibi aklımızı kullanır ve çabalarsak iyi bir yerlere gelebiliriz. Ama hiçbir zaman hakettiğimiz değeri gördüğümüzü düşünmüyorum. Edebiyatı saçma aşk şarkılarında bulan, Türkçe konuşma ve yazma gayreti yerine yabancı kökenli kelimeleri üstelik İngilizce bile bilmeden kullanmaya çalışan bir toplumun bize vereceği değer tabii ki bu kadar olacaktır. Kaan Fakılı’nın değindiği noktalardan biri de aile-sevgili desteği idi. Benim ailem dağıldı. Annem yatalak bir hasta, babam ise kayıplara karıştı. Şu an çalışan kardeşim ile birlikte anneme bakıyoruz. Benim maaşım yaklaşan kredi borcumu ödemem için değil, yaşamam için bile yeterli değil. Ama piyasaya baktığımda bölüm ile ilgili işleri geçtim yaşamam için gerekli olan parayı kazanacağım bir işi bile bulamıyorum. Yeteneklerim var; işe yaramıyor. Portre ressamıyım, müzik ile uğraşıyorum, besteler yapıyorum… Kendime sadece sarkıntılıklara uğramayacağım ve günde 9 saat çalışcağım bir iş arıyorum. Ne yazık ki ‘hayatımı çalmadan’ yaşamama yetecek parayı verecek hiçbir iş yeri ile karşılaşmadım.
    Bunu yazdıktan sonra Kaan Fakılı’nın bir başka tavsiyesine uyup dua edeceğim. Hepimiz için. Zaten başka da yapacak bir şey kalmadı.
    Hepinize sevgiler ve hayatta başarılar diliyorum.
    Esen kalın.

  • Reply Mustafa Orbay 10 Ocak 2010 at 20:46

    Evet Kesinlikle bende harfiyen katılıyorum dediklerine ama yalnız edebiyat bölümü için değil,Şimdi neredeyse hiçbir bölümün iş garantisi kalmadı.Varsa birkaç tane belirli bölüm,onlarıda bitirdikten sonra gene bir kaç tane sınavdan geçmedikçe iş yok.

  • Reply cansu altındağ 01 Şubat 2010 at 22:40

    degerli meslektaşım herşeyi hayatımı alt üst ettin ben 1.sınıf öğrncsym ve yazdıklarınız beni hem üzdü hem korkuttu nasıl yapıcam şimdi bu bölümü bırakamam ki mecburen okumalıyım bitmeli bu bölüm yinede sagolun aleme dert olmuşuz demekki zamanında çok koymuşuz

  • Reply canan yılmaz 23 Şubat 2010 at 19:47

    merhaba kağan gerçekten çok güzel şeyler yazmışsın.bende bu yıl sınava giricem ve edebiyat okuyup öğretmen olmak istiyorum.ama yazdıklarında beni düşündürdü.bu ülkede sevdiğin mesleği yapmak neredeyse imkansız hale geldi.4 5 yıl okuyupda işsiz kalmak beni korkuttu bu yüzden oturup bir kere daha düşünücem edebiyata hayran olmama rağmen.bu ülkede sevmediğin işi yapmak işsiz kalmaktan daha iyidir önerilerin içinde sağol…

  • Reply Sühey Şahin 19 Temmuz 2010 at 17:43

    Öncelikle böyle bir fikir paylaşımı yaptığınız için teşekkür ederim.Malum lys sonuçları açıklandı ve bu bir iki hafta içerisinde tercihler yapılacak,bu noktada sizin tecrübelerinize başvurmam inanın benim için çok önemli.Ben edebiyat bölümü ve türkçe öğretmenliği bölümü arasında bir tercih yapmakta zorlanıyorum,eğer ki edebiyat bölümünü seçersem İstanbulda öğrenim görebilicem,türkçe öğretmenliğini seçersem de İstanbul dışı yerlere puanım yetiyor ancak malum puanları yüksek bir bölüm,sizden yardım almak istediğim noktaysa ülkemiz şartlarında bugün bu iki seçenekten hangisini tercih etmem daha mantıklı olur?Yardımcı olursanız çok sevinirim,şimdiden hepinize çok teşekkür ederim.

  • Reply sema duru 28 Temmuz 2010 at 01:37

    yazı ı gerçekten guzel yenı tercıh yapacağım ve edebiyatı çoook sevıyorum mezun olduğumda iş sıkıntısı yaşamayacağım mesleklere puanı m etse dahı sevmediğim meslekler olduğu için seçmek ıstemıyorum

  • Reply ahmet çıta 02 Eylül 2010 at 18:34

    öncelikle edebiyatı yazan arkadaşlar sevdikleri için yazıyorlar edebiyatı herkes sever herkes bi edebiyat yapar zaten gerçekçi olalım ama realist yaklaşmak gerek duruma türk dili ve edebiyatı bölümü açıköğretimi bile olan bi bölüm haline gelmiş bulunuyor.hedeflerimizi dikkatlice yoklayalım rehber hocalarının yaptıkları hatalara düşmeyin düşünün? türk dili ve edeibyatını bitirdin bitirmesi zaten bi dertttt ne olcagımm ???? ya gider bi dershabde öğretmen olurum askeri üscretli stajı falana filan derken hayatın kayar yada git bi kitapçı dükkanı açarsın işteee olacagın budur kısaca …hani derler ya okuyunca ne olocan işte derler kaymakam doktor avukat hakim eczacı mühendiss…. edeibyatı okudum ne oldummm?????? gülünürrrr bu duruma… osmanlıca-sümerce-göktürkçe-uygurca öğrendim ne olduuu saçmalık bence… global olma yolunda hiç bi artı etki yapamayack bi bölümdür…yaqzmayınn hayatınız kayarrr !!!!!!!!!!!!!

  • Reply özge 31 Ekim 2010 at 20:37

    ben bu yıl baskent ünv türk dili ve edebiyatını kazandım %25 burslu olarak. edebiyatı cok sevmeme ragmen sonradan is bulma konusundaki olumsuzlukları dusunerek pisman oldum yazdıgıma. üstelik paralı okumaktayım. fakat okul dil konusunda iyi bir egitim veriyor o konuda sanslıyım. ingilizce dısında bir dilde öğretiyorlar istege göre ama edebiyat zaten agır bir bölüm oldugu ıcın gerek kalmayacagını dusunuyorum :)bu yıl dilden tekrar sınava girmeyi dusunuyorum olmazsada kendimi en iyi sekilde yetistirip hatta bir dönem erasmusla yurt dısında egitim almak istiyorum. bizim okuldaki 2009 tde mezunlarının bir kısmı suan bilkent ünv de tam burslu olarak yüksek lisans yapmaktalar oyuzden okulun iyi bir egitim, donanım verebilcegini dusunuyorum. herseye ragmen karamsar olmayalım ilerde ne olcagı belli olmaz =)

  • Reply merve suskun 22 Kasım 2010 at 17:30

    açıkçası yazınızı çok önceleri okumak isterdim belki bu bölüme başlamadan.evet bende kayseri edebiyat mezunuyum ve işsizim.işin garip tarafı alesten 82 aldım ama kullanamıyorum çünkü ortalamam 2,29.dediğiniz aşamalardan birer birer geçiyorum.mezun olalı 3. senem ve iyi derecede ingilizce biliyorum ama elimde olanları kullanamıyorum galiba.önümüzdeki bütün dil sınavlarına girmeyi düşünüyorum fakat bu da yine yaklasık bir yıl demek yani yine işsizim.kendime soruyorum bu bölümü neden okudum diye?sosyal blgiler öğr. okusaydım aldığım kpss puanı ile atanırdım eminim.beni bu hale getirenler utansın….

  • Reply sebile 21 Şubat 2011 at 01:36

    bende bu bölümü okuyorum birinci sınıftayım.şu an tek düşündüğüm sınıfı geçmek değil kaliteli ve yüksek puanlarla geçmek.birde şu ne okuyosun dediklerinde tde dediğimde hımm diyerek gereksiz bi bölüm okuyormuşum gibi birde ne olcaksın okuyunca sorusu gelmese güzel olur ama her şeye rağmen güzel bi bölüm çalışırken derslerime zevk alıyorum bi şeyler öğrenmek çok güzel.umut dünyasındayız çıkmadık candanda umut kesilmez
    herkese bol şanş ve başarılar

  • Reply veysel 04 Mart 2011 at 00:29

    Arkadaşlar ben burda ahkam kesmek niyetinde değilim buraya yazmamdaki amaç kpss atamalrındaki son durumu bilmeniz ve bu bölümü tercih ederken veya bu bölümden ayrılmaya karar verirken kpss’deki son durumu bilmenizdir. 2010 Aralık ilk atama sonucu oluşan minumun puanlar ilgi alnımıza göre şöyle oluştu;
    Sosyal Bilgiler Öğretmenliği atanan 811 kiş, taban puan 81.2
    Türkçe Öğretmenliği atanan 1069 kişi taban puan 86.246
    Tarih Öğretmenliği 372 kişi taban puan 81.128

    Ve o beğenmediğiniz atamsını az taban puanını çok sandığınız Türk Dili ve Edebiyatı atanan 1144 kişi taban puan 81.409
    şu başımdan geçen olayı da anlatayım da kafanızdaki soru işaretlerine çözüm ararken burdan birşeyler çıkarın. Öss sınavına beraber hazırlandığmız ve benden yüksek puan alan arkadaşım Türkçe Öğretmenliğni kazandı ben de Tde bölümübü kazandım. Ben okulu bitirip Ales’e çalışırken o KPSS’YE hazırlanıyordu ben tezsize yerleştim ama arkadaşım o yıl kpss’yi kazanamadı.Ertesi sene ikimiz birlikte kpss’ye hazırlandığmız halde ikimiz de atanamadık tabi arkadaşımın puanı yine benden yüksekti. 2010 KPSS’DE ise yine o benden yüksek puan aldı ama bu sefer ben kadrolu olarak öğretmenliğe başladığım halde o yine açıkta kaldı malesef sözleşmeliyi de kaçırdı. Eğer halen Türkçe Öğretmenliğnin atamasının daha iyi olduğnu düşünüyorsanız veya da halen size böyle telkinde bulunanlar varsa size önerim son üç yılın atamalarını teker incelemenizdir

  • Reply merve han 16 Mart 2011 at 15:42

    Merhabalar,çok güzel şeyler paylaşmışsınız.Bende kırıkkale üniversitesi birinci sınıf edebiyat öğrencisiyim.Öncelikle en büyük problem formasyon geçen dönem formasyon lisans eğitimi sırasında verilirken bugün hocamız artık bunun kaldırıldığını mezun olduktan bir yıl sonra alacağımızı söyledi.Aslında bizim kazanılmış hakkımız elimizden alındı.Madem böyle yapacaklardı ben başka bölüm seçerdim yerleştikten sonra değiştirmeler yapmaları nasıl bir adalettir anlamıyorum.Bunun için imza falan toplayıp dava açma hakkımız var mıdır ve varsa bunu nasıl yapabiliriz.Bilgisi olan var mı acaba.

  • Reply oya korkmaz 10 Nisan 2011 at 15:19

    Ben Bilişim Teknolojileri alanı Web Programcılığı dalında okuyorum ve lise 3 öğrencisiyim..Ancak Üniversiteyi Edebiyat üzerine okumakta kararlıyım.Bilgisayar ve ingilizce bilgim bölümüm gereği fazlaca mevcut..Ama anlattıklarınız da düşüncelerimi köreltmedi değil.Daha yolun başındayım diyemeyecek kadar zamanım var üniversite tercihi yapmama..Bu konu üzerinde beni az da olsa yönlendirirmisiniz? 🙂

  • Reply hayriye karaduman 05 Mayıs 2011 at 19:11

    yazınızda kendimden o kadar çok ortak nokta buldum ki…bende aynı sorunları yaşayan bir fen edebiyat fakültesi mağduresiyim.işin kötü tarafı bu alanın diğer alanlara göre çok ta alternatif iş sahası olmaması.iş bulup kazanç sağlayamadan ruh sağlığımdan olmak üzerim.ve hala ne olacağı belli değil.allah sonumuzu hayr eylesin

  • Reply özcan atar 16 Mayıs 2011 at 19:22

    bizim dertlerimizi anlatan en kapsamlı bir yazı olmuş. ne kadar bedbahtız.derdimizi kimselere anlatamamanın sıkıntısı sadece insanı kemiriyor.artık KPSS,SINAV,TEZ sözcükleri midemi bulandırıyor. hayatın hangi noktasına yerleştik bilmiyorum. galiba ben yavaş yavaş nefret etme hastalığına müptela olmaya başladım. yukarıda anlatılanların farklı şekillerini yaşadım.bir gün mustazafların sesini bir duyan çıkar belki…

  • Reply Münibe Çetin 09 Temmuz 2011 at 02:30

    Türk Dili ve Edebiyatı 1.sınıfım. Şok oldum bu yazıdan sonra bırakmayı bile düşünüyorum ya ne bu?

  • Reply hacı erol 14 Temmuz 2011 at 16:15

    edebiyatı yeni bitirdim. ne yapacagımı da pek bilmiyorum.ama size bir şey anlatayım. başımdan geçen bir hikaye. bir şirkete mal satıyorduk ve güvenilir olduğunu sandık. sonunda 40 bin lira dolandırıldık. şikayet sonucu mahkemelik olduk. sonunda adamın hissesi az oldugu için 400 lira ceza ile kurtuldu. ben hakime şimdi onu da taksit yaparsınız deyince yaparım tabi dedi.ya benim kayıbım ne olacak deyince verirken bana mı sordun dedi. bizim durumumuzda aynı arkadaşlar okurken kime sorduk biz onu bulalaım. bir doktorun avukatın mühendisin yada iki yıllık meslek lisesi mezununun böyle bir sorunu yoksa işin başında bir hata yaptık.lütfen yemek için yaşamayalım.

  • Reply kemal açık 25 Temmuz 2011 at 05:53

    edebiyat okumayı seçmek risktir.. mezun olduğunuzda derdini iyi anlatan bir işsiz olabilirsiniz 🙂 kaan hoca buna sıkı bir örnek olmuş 🙂

    formasyonu alan erkek mezunlara tavsiyem askere temmuzda gitmeleridir. mehmetçik dersanelerine asteğmen olarak görevlendirilebilirler.. son bir defa itibar görüp tekrar işsizliğe geri dönmek en azından teselli oluyor.. biraz da birikim yaparsınız düğün dernek için iyi olur 🙂 sonra iş bakarsınız.. yaş da ilerledi tabi artık daha fazla incelersiniz.. ücretli öğretmenlik için torpil ararsınız, kendinizi aşıp eczaneye fotoğrafçıya kitapçıya çırak olmayı düşünürsünüz.. iyidir tecrube olur.. dersane mi onu da denedim yorgunluktan ve soğuk etüt salonunda geçen saatlerden sonra böbreklerimi üşüttüm 5 yıldır sürekli ilaç kullanıorum, sürekli kullanacakmışım.. subaylığa başvurabilirsiniz piyade olabilirsiniz.. ama olmaz çünkü olacak kişiler bellidir 🙂 polislik olur ama.. korkmayın kpssden 75 aldınız mı tamam bikaç partili bulursunuz ayarlarlar zaten.. sonra gider vanda şırnakta görev yaparsınız.. fizik sağlamsa özel harekatçı olursunuz.. içişlerine bağlanacakmış şimdi maaşları da ii olur bakın 🙂 unutmayın ülkede sadece ölmek bedava:))allahtan ötede diploma sorulmuyor bizimki orda da geçmezdi muhtemelen 🙂 maddi imkanları yerinde olan ve hayattan zevk almak isteyen arkadaşlar, tarafsız hocaların ellerinde edebiyat okuyabilirsiniz .. fakir ve tembel arkadaşlar aklınızı başınıza toplayın ya bırakın para kazanacak adam gibi bi iş bulun ya da notlarınızı yüksek tutup daha 4. sınıfta ve formasyon sırasında kpss kursuna gidin 85 falan alın atanın.. emin olun acınızı paylaşıyorum..
    sevgiler selamlar..

  • Reply fatma 30 Temmuz 2011 at 12:41

    bende edebiyat okumak istiyordum sosyal bilgile r öğrtm ile edebiyat arasında kaldım off

  • Reply ebru kılınç 30 Temmuz 2011 at 17:52

    ben bu sene girmistim sınava tercih yapmak için geçen cuma günü dershaneye gittim hocaya adalet okumak istediğimi söyledim o yazamam falan dedi yazık sana napyosun edebiyat bölümü tutarken gidilmez mi dedi aslnda hiç aklmda böyle bişey yoktu ama o okadr gerçekçi anlatmıştı ki işte iş garanti olur kesin hep öyle söyldi hatta bende çok inanıp bu gün tercihlerimi sıraya koyuyodum bi mezunlara bakym hani son kez iş olanaklrı dediği gibi mi diye ama şimdi bu yazıyı okudum ve tercih listemi yırttım yani bu kadr berbat mı bu bölüm

  • Reply sema 06 Ağustos 2011 at 19:17

    Ben viyanada türk dili ve edebiyati okuyorum ve daha sonra evlenip türkiyeye gidecegim, ben acaba neler yapabilirim is konusunda??? zorluklar cekermiyim?

  • Reply bahar karaman 22 Ağustos 2011 at 03:13

    öncelkle herkese meraba. ben bu yıl hayalimdeki bölümü -edebiyatı- kazanmış biri olarak bu yazıyı okuduktan sonra bütün ümidimi kaybedip daha ünv.e başlamadan gelecek kaygısına düştüm. bu yıl trakya ünv. edeb. faklt. türk dili edeb. bölümünü kazandım ve ilerde ben 4 yılımı nasıl boşa harcadım demekten çok çok korkuyorum ! yüksek lisans yapıp ünv. öğretim görevlisi olma şansım nedir ?

  • Reply kadir uzun 07 Eylül 2011 at 14:48

    bende sizin gibi bi edebiyatçı olmak istiyorum bana tavsiyeleriniz nedir

  • Reply kadir uzun 07 Eylül 2011 at 14:49

    facebok ta önerilerinizi bekliyorum

  • Reply pelind 10 Eylül 2011 at 15:18

    ben bu sene celal bayar türk dili ve edebiyatına girdim 25bininciydim sınavda öğretmenlik için yeterli değildi ama aklımda hep formasyon var ünüversite veriyor ama formasyonun zorluğundan bahsedince gözüm korktu işin aslı.bir celal bayarlı dershanelerde iş bulur mu ben bu bölümü severek okuyacağıma inanıyorum ama geleceğin işsizlerinden olmak istemiyorum kendim TM öğrencisiydim dil ve anlatım dersiyle beraber haftada 10 saat edebiyat dersi görüyorduk demek istediğim daha 1.sınıfım ve 26 eylülde başlıyacağım ama yazdıklarınızdan çok gözüm korktu bir seneyi daha düşünmelimiyim puanımda düşecek gerçi.

  • Reply Anonim 18 Eylül 2011 at 20:59

    […] […]

  • Reply alper tunga 28 Aralık 2011 at 20:29

    Bütün edebiyat okuyan ve mevzun olanlara selamlarımı iletirken ben AÖF de Türk dili edebiyatı öğrencisi olduğumu söylemek isterim.şuan 3.sınıftayım ve mevzun olduğumuzda AÖF nin ilk edebiyat bölümü mevzunları biz olacağız.Bildiğim kadarıyla mevzun olduktan sonra Kpss de örgün ve Aöf öğrencileri eşit haklarda olacak ancak Formasyon olayı çok göz korkutucu durumda.Bölüm bittikten sonra ne olacağız korkusu kapladı içimi asker de kalmayı düşünüyorum yada polislik için de olabilir bu konuda bilgisi olan varsa bana yardımcı olmasını rica ediyorum.

  • Reply merve 28 Aralık 2011 at 21:28

    ben daha lisedeyim.edebiyat istiyorum ama bu yazılanlar beni korkuttu..benim tek hayalim edebiyat.ama galiba işsiz kalmayı göze almalıyım..:(
    belki bi hayal ama ben bu durumu düzelteceğim.

  • Reply fatma görgülü 01 Ocak 2012 at 03:38

    2012 yılına az önce girdik.Yeni yılda Türk Dili ve Edebiyatı mezunlarına iş kapıları açılmasını diliyorum.Bu yorumu ,edebiyat mezunu olan oğlum adına yazıyorum.Bir anne olarak yeni yılda tek isteğim bu…

  • Reply Öğretmenlik mesleği » n. kaan fakılı 15 Ocak 2012 at 04:03

    […] alakalı yazdığım yazılarda teknik olarak bu mesleğe girişin sorunları üzerine durmuştum [1][2][3]. Bu yazımda ise bu meslekte geçirdiğim 1 seneyi aşkın süreyi ve bu süreçte bu […]

  • Reply selma burak 30 Ocak 2012 at 23:40

    Ben de şu an Ege Ünv TDE okuyorum.Burda olmak gerçekten inanılmaz ama geleceğim konusunda epey karamsardım ve bu yazıyı okuduktan sonra daha da kötü hissettim kendimi.Önceleri akademik kariyer yapmayı hayal ettim çünkü burdaki hocalarımız gerçekten alanında oldukça başarılı isimler.Ama sonra bunun çok da kolay olmayacağına karar verdim.Formasyon alıp öğretmen olmaksa benim için pek parlak bir fikir değil.Severek yapmadıktan sonra bir işte başarılı olunamayacağı kanaatindeyim çünkü.Kısaca şu an yeni alternatifler arıyorum.Mezun olduktan sonra çalışabileceğim bir alan olmalı ya da okulu bırakıp başka bir bölüm okumalıyım -iş imkanı daha geniş olan bir bölüm- Siz ne önerirsiniz ?

  • Reply gül b. 01 Şubat 2012 at 00:35

    Temel sorunlarımıza değindiği için yazıyı yazan arkadaşa teşekkür ederim. diğer yazınızıda okudum.Fevkalede gerçekçi yazılar.Tavsiyelerde öyle. Bir çeşit şaşirma vaya karamsarlığa kapılmadım. Zaten baştan beri biliyordum bunların böyle olacağini.Bu ülkenın mükemmel bir yer olmadğini biliyordum. Bunun mücadelesini verdik ama artık bu ülkedeki şartları değiştirmenin mümkün olmayacağini pekala biliyoruz.Benim gibi yapıp edebiyatın yanında sizde iş olanaği daha yüksek bir bölüm okuyabilirsiniz açiköğretimden.Ama bu ülkede hiçbir şeyın garantısının olmadığinida unutmayın….

  • Reply BÜŞRA AK 28 Şubat 2012 at 16:03

    ben lise 3.sınıf öğrencisiyim üniversiteye hazırlanıyorum haliyle. edebiyat bölümünü hedefliyorum ama benimde tereddütlerim var.Ben kendimi bildim bileli yazıyorum ne olursa aklıma ne gelirse kendimi bu şekilde ifade edip bu şekilde iyi hissediyorum.okuduğum kitapların ne kadar faydası oluyorsa da ben beni daha çok besleyecek yazmamı daha çok geliştirebileceğim bir meslek seçmek istiyorum. bunun içinde en uygunu edebiyat bölümü olur diye düşünmüştüm ama iş sahasına geçince her şey o kadarda kusursuz görünmüyor.ben daha çok editörlük, metin yazarlığı, reklam yazarlığı alanlarında çalışmak istiyorum. bunun için edebiyat bölümü okumak ne kadar mantıklı?

  • Reply seyfi akkaya 28 Şubat 2012 at 22:22

    Öncelikle bütün bölüm okuyan ve mezun okuyan arkadaşlar selam ederim. Bende Tarih bölümü mezunuyum. formasyon felan aldım. Sivil hayatta gerçekten çok işime yaradı.Mesela biri sorduğunda ne okudun Tarih bölümü, öğretmenlikmi yok bölüm ama formasyon aldım deyince sanki büyük bir şeymiş gibi ilgi çekiyor. bende bu yazıyı yazan arkadaşın ellerine sağlık bütün çektiği sıkıntıları bende çektim.Ama şimdi çok mutluyum senelerde okullar bitirdim. formasyon aldım ve emelime ulaştım.başardım yani.Sanmayın atandığımı umudumu devletten kestim bir alış veriş mağazasında çalışıyorum.Hemde 900 liraya.Ah bazen düşünüyorum.Keşke okumasaydımda kaynakçı yanında çalışsaydım.Yaşım 26 bu saatten sonra benden bir şey olmaz.Ama bizde sonraki arkadaşlar için bence bölüm okumayın yada öğretmenlik okumayın diyorum.Gidin meslek edinin senelerinizi kaybetmeden.Dediğim gibi 26 yaşındayım ne kenarda 3 kuruş param ne yarın garantili işim nede bir mesleğim var.Benden size bu olumsuzlukları yaşamış biri olarak sadece bir tavsiye.Hayat inşallah hepinizin yüzüne güler.Allaha emanet olun

  • Reply Sebnem akay 06 Ağustos 2012 at 06:35

    Merhabalar
    kardeşim nedeniyle ben bu süreçlerin hepsini yaşadım çok doğru yazmıssın ama şikayet etmek yerine meclise vs gitmek bir şeyler yapmak lazım ne olacak bu kadar mezun çözüm için bişeyler yapılmalı formasyonu herkese vermeli, yüksek meblağlar olmamalı, memuriyette öncelik tanınmalı

  • Reply Şükran D 18 Ağustos 2012 at 02:16

    Merhabalar,

    Şu anda lise dördüncü sınıfta okumaktayım.Edebiyata aşığım.Bu bölümden başka bir bölüm istemiyordum taki yazdıklarınızı okuyana kadar.

    Benden yalnızca bir iki yaş büyük bir ablam var.Kendisi lise 4’te pek iyi çalışmadığı için iyi bir puan yapamadı.Mezun olduktan sonra bir yıl daha çalışacak sınava.Bu yüzden ailem beni değil onu dershaneye yolluyor.

    Zamanımın boşa akıp gitmesinden yana değilim.İlk sınava girdiğim yıl kazanmak istiyorum.Dershaneye gitmeden bir temelim olmadan bunu nasıl yaparım bilmiyorum ama kendime güvenim tam.

    Etrafımdaki herkes benden bir şeyler beliyor.Sürekli kazanırsın gibisinden bir çok söz duyuyorum.Başarılı olduğum tek bölüm sözel.Edebiyat dışında başka alanları da araştırdım ama hiç biri parlak gelmiyor.Şimdi den umutsuzluğa düşmek istemiyorum.Bu yüzden bana yardımcı olmanızı istiyorum.Düşüncelerinizi belirtirseniz memnun olurum.

    Saygılar..

  • Reply Samet Aktaş 20 Ağustos 2012 at 00:17

    Siz haklısınız ama burada bahsettiğiniz şeyler sizin yaptığınız hatalardan ibaret. Tamam insanlara ders vermeye çalışıyorsunuz ama sizin başarısızlığınızı, bütün Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okuyanlara; başarılı olmazsanız bir işe yaramaz şeklinde anlatmışsınız yanlış bir yaklaşım tarzı Allah muvaffak etsin.

  • Reply Kaan Fakılı 20 Ağustos 2012 at 11:54

    Değerli Arkadaşlarım ve Samet Aktaş,

    Ben yukarıdaki yazıyı içinde bulunduğum ruh halini tasvir etmek için kaleme aldım. Burada yaşadıklarım bu ülkede binlerce edebiyat bölümü öğrencisinden sadece birisinin yaşadığır. Lâkin bu birisi diğer binlere de örnek teşkil eder. Bunu unutmamak gerekir.

    Samet Aktaş, ben kendi başarısızlıklarımı zaten kabul ediyorum. Bu yazıyı yazmadaki amacım da zaten o ya. Ben bunları bunları yaptım, siz yapmayın. Siz daha 1. sınıftayken bu önerileri dikkate alın ve mezun olunca sıkıntı çekmeyin. Naçizane.

    Sizleri karamsarlığa sürüklememek adına başlığın altında bağlantısını verdiğim yazıyı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.

  • Reply Serhan Aykut 25 Ağustos 2012 at 22:41

    Arkadaş, senin bu yazın çok etkili oldu ve Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri bitti artık eserinle övünebilirsin.Edebiyat Bölümünü tercih etmeyi düşnen birçok kişi google’a an edebiyatçı olmak ve senin bu yazını ve yorumları ouyorlar ve bu bölümü tercih etmekten vazgeçiyorlar. Tarih, Çağdaş Türk Lehçeleri, Sanat Tarihi, Hitotoloji, Sümeroloji vb. bölümleri tercih ediyorlar. Yani yüksek katkılarınızla zaten zor durumda olan TDE Bölümleri can çekişerek ölmeye hızla yol alıyor. Yıllardır düşük başarılı öğrenciler tarafından tercih edeilmekten yakınan Tarih bölümlerinin hocaları sayende kısmen de olsa başarılı öğrencilere kavuştular umarım sana da hakettiğin plaketleri verirler. Eğer bu plaketleri internet sitenden yayınlamazsan çok üzülürüm.
    Sana bu yazıyı kaldır veya da herşye rağmen bu bölümü bitirenlerin Meb’de öğretmen olabileceklerini kendini örnek vererek anlat diyeceğim ama böyle yaparsan misyonunun sarsılacağnı düşüneceğni birşey yapmayacağnı biiyorum.
    Arkadaş birbirinden habersiz birkaç tanıdığım senin bu yazından bahsedince bu yazıyı sana yazma gereği duydum. Bu yazını ve yorumları kaldırıp yerine EDEBİYATÇI OLMAK başlığıyla ama bölmü tercih edeceklere umut aşlayacak bir yazı yazarsan sevinirim, seviniriz

  • Reply Kaan Fakılı 26 Ağustos 2012 at 04:31

    @Sevgili Serhan,

    Bu yorumunu neye istinaden yazdığını tam olarak bilmiyorum. Neye sinirlendin, neye canın sıkıldı, gerçekten bilmiyorum. Senin şu anki konumunu da bilmiyorum. Edebiyat tarihi kitaplarından çıkmış bir edebiyat profesörü mü, bir roman kahramanı ya da roman yazarı mısın yoksa güzel ülkemin herhangi bir taşra üniversitesinde öğrenci bekleyen edebiyat bölümü akademisyenlerinden misin? Gerçekten hiçbiri hakkında bir bilgim yok. Yine de sorunu/sitemini/kavganı samimiyetimle cevaplandıracağım.

    Bu yazımı dikkat edersen 20 Ağustos 2008 tarihinde kaleme almışım. Yani yaklaşık 4 sene evvel. Bu 4 senelik süreçte hayatımda çok şey değişti. En başta edebiyat öğretmeni olarak atandım ve eş durumundan Ankara’ya atamam yapıldı. Neyse bu işin hikâye kısmı ki bunu sayfamdan öğrenebilirsin.

    Bu yazıyı yazarken hissettiğim ıstırabı aynen şimdi de derinden hissediyorum. Bir kamu yönetimi ya da iktisat/işletme bölümünden mezun olan, mühendislik fakültesinden mezun olan, arkadaşları “çatır çatır” işe yerleşirken cebindeki üç beş lira ile ne yapacağını bilemeyen bir çaresiz sabinin yazısı bu. Bu durumu ben iliklerime kadar yaşadığımdan -ki senin yaşamadığını düşündüğümden- bu yazdıklarımı hissetmeni beklemiyorum.

    Bir diğer husus benim tarih gibi diğer bölümlere hizmet etmem ve beni plaketle ödüllendirmeleri hususu.

    Efendim ben daha yazımın başında, çok değil 3. paragraf, sadece edebiyat bölümünden değil diğer bölümlerden mezun olanların da bu sıkıntılara benzer sıkıntılar çektiğini söylemişim. İşbu sebeple benim kimseye hizmet ettiğim yok. Kişi kendinden bilirmiş işi, dememe de gerek yok sanırım?

    Gelelim yazmamı istediğin diğer yazıya. Yazı başlığının hemen altına bakarsan “edebiyat mezunlarına umut ışığı” ve “Arkadaşlar aşağıyı okuduktan sonra lütfen şu yazıyı da okuyun” ibareleri ile yazdığım diğer yazımın içeriğine bakarsan zaten bu istediğinin yıllar önce düşünüldüğünü görürsün.

    Siz intihar temalı bir şarkı dinlediğinizde intihar ediyorsanız burada kabahat o şarkıyı yazanın, besteleyenin ya da söyleyenin mi yoksa sizin midir? Dünyanın neresinde görülmüştür bu? Necip Fazıl’ın fikirlerinden etkilenip IBDA-C’yi kuran örgütün işlediği suçtan Necip Fazıl’ı sorumlu tutabilir misiniz?

    Her şeyi geçtim, bu bir “deneme”dir. Edebiyatla haşir neşir birisi olduğunuzu düşünerek “deneme”nin muhteviyatından hareketle diyorum ki: “size ne?!”

  • Reply Serhan Aykut 06 Eylül 2012 at 00:47

    Arkadaş, baltayı taşa vurdun. Ben iyi sayılacak bir ünivesiteden mezun oldum ve şu an senin aldığın maaşın yarısıyla orta halli bir ilin orta halli bir ilçesinde bankada çalışıyorum. Benim hakkında atıp tuttukların önemli deiğil o yüzden onlara cevap vermeyeceim. Benim üzüldüğüm nokta bir ülkenin dilini, kültürünü yani bir topluluğu millet yapan birikimlerin öretildiği bölümü yerle bir etmeniz. Ben işletme mezunuyum eer bu bölüm hakkında atıp tutsaydınız size hiç cevap vermezdim. Ancak siz son derece bilir bir edayla sonuçları manüple edince ve bu manüplenin sonunda dilin kültürün bölümü aır yara alınca bu yazıyı yazmıştım . Cevabınızı okuyunca ne kadar doru bir iş yaptığımı anladım.

  • Reply Samet Aktaş 10 Eylül 2012 at 16:42

    Evet ben 25 yaşındayım, bu benim okuyacağım bölümle beraber dördüncü üniversitem olacak. Hayatımda bir bölüme böyle yanlış bir yaklaşım tarzı görmedim. Aslında başta haklısınız demiştim ama haksızsınız çünkü bu yazıyı okuyanlar genel olarak yeni lise mezunu ve bölüm seçmeye yakın arkadaşlar yanlış bir yaklaşım tarzı uygulayarak bu bölümden uzaklaştırıyorsunuz. Yazınızı tamamen iyi niyetli yazmış olabilirsiniz fakat bu dilden kimsenin iyi niyetli bir şeyler çıkarabileceğini zannetmiyorum. Sizin hatalarınızdan bahsetmişsiniz başarısızlıklarınızdan bahsetmişsiniz ama okuyanlar ders çıkarmaktan ziyade farkındaysanız üstteki yazılarda da görüldüğü üzere bölümden soğuyor. Bence bir an evvel ya yazım biçiminizi değiştirin ya da bu yazıyı buradan kaldırın rica ediyorum.
    Teşekkür ederim.

  • Reply gül pembe 12 Eylül 2012 at 19:15

    öncelikle merhaba kaan abi..yazın her ne kadar 4 sene once yazılmış olsada,bende bu konu hakkında düşüncelerimi söylemek istedim..daha yeni bu sene liseden mezun oldum.1 sene boyunca afedersin hayvan gibi calistiktan sonra sınavdan 425 puan aldım..bi sözelci olarak Turkiye şartlarında sınav kazanmak üstüne birde iş bulmak o kadar zor ki..edebiyat okumak istiyordum bende ama gel gör ki ösym yine yapacağını yaptı ve formssyonuda kaldırdı,bende uludağ üni. Türkçe ögr. Kazandım .iyi mi kotü mü oldu bilmiyorum..ama bu şartlarda benimde bölüm okuyanlardan bir farkım yok.4 sene sonra ne yapacağım bilmiyorum.öğretmenlere verilen değeri görünce ogretmen olmak istemediğime karar verdim..ingilizce oğrenip o zaman yurt dışında öğretmenlik yaparım sanırım.hiç yoktan dunya öğretmene Türkiyedekinden daha fazla değer veriyor..nasıl o
    ur onuda bilmiyorum,ne yapacagimi saşırdım..okusan bin dert okumasan bin..

  • Reply Kaan Fakılı 13 Eylül 2012 at 12:25

    Sevgili Dostlarım,

    Hepimiz az ya da çok, iyi ya da kötü bir eğitim gördük. Deneme, türünün tanımını bilirsiniz. Nedir deneme?

    Yazarın, yazdığı yazıda hiçbir şeyi ispat etmeye çalışmadan, serbest, rahat yazdığı yazılardır.

    Bu yazı başıman geçenleri anlattığım, hüzünlendiğim bir anda yazılmış bir denemedir. Lütfen abartmayın.

  • Reply şeyda türker 23 Eylül 2012 at 21:07

    bu yazılar kesinlikle ilgili yerlere bildirilmeni.bu yazıyı okumama kırıkkale üniversitesi türkçe komposizyon dersi hocası tavsiye etti.2012 türk dili edebiyat bölümü birinci sınıf öğrencisiyim.bir sene daha bekleyip başka bir yere gidebilirdim ama mecburum.sebebler çok.tavsiyleriniz için saolun…bence bu bölüm iş imkanları çok olmalı değer verilmeli bu bölüm milletimizi türklüğümüzün herşeyini öğreten bir bölüm.dile kolay 4 yıl.yazık değil mi…üzgünüm…

  • Reply kübra doruk 02 Ekim 2012 at 21:01

    Kaan hocam bir tesadüf sonucu yazını gördüm.Büyük bir ilgiyle okudum. Bu kadar mı doğru bir tespit olur. Yaşadığım süreci bir de senin kaleminden okuyunca hem güldüm hem hüzünlendim. Lisede bin bir umutla ve hevesle edebiyat bölümü okumak isteyip de üniversiteye geldiğimde yaşadığım hayal kırıklığı, umutların ve iş imkanlarının azalması, sonrasında asistan-dershane-kpss-ales-üds problemleri… tam anlamıyla hislerime tercüman oldun, yazıyı yazan parmaklarına sağlık:):)

  • Reply Can 31 Ekim 2012 at 15:13

    Formasyonun kaldırıldığından haberiniz var mı? 2010 – 2011 ‘de Türk dili ve edebiyatı bölüm puanları 400 – 450 iken 2012’de maalesf 200-250 arasında herkese geçmiş olsun. Bu bölüm bitmiş. :/

  • Reply deniz saloğlu 05 Ocak 2013 at 03:54

    yine bunalımlı bir gecede yazınızı gördüm, ben de naçizane bir şeyler yazmak istedim. 2008 lisans, 2010 yüksek lisans mezunuyum. bu 6 yıllık süreyi gayet başarılı, gayet “umut”lu, gayet “inanç”lı geçirdim. amaçlar belli: eğer ki yeteneğin varsa üniversitede kalmalı, en azından okutman olmalı ve akademik bilgilerini camiada sergilemelisin. ne yazık ki senin planların, kaderin planları ile örtüşmüyor. ales:81 kpds/uds:50… 3 senedir başvurduğum üniversite sayısı 80’i bulmuştur ki en çok fotokopiye giden paralara acıyorum 🙂 her şeye rağmen edebiyata aşık bir insanım, ondan kolay kolay vazgeçemem ama üniversite hayallerime son noktayı koydum. eğer ki sizin arkanızda duracak sağlam bir hocanız varsa hayallerinizi muhafaza edin bu anlamda. bir dönem özel sektörde çalıştım, ancak benim için kötü bir tecrübe oldu. edebiyat mezunu ne iş yapabilir ki? çok düşündüm, bunalımlara girdim, kötü dönemler geçirdim. insanların, ailenin, özellikle senin beklentilerinin altında eziliyorsun. arkadaşların doktora tezlerini yazarken, makalelerini “canım şuna bakar mısın, nasıl olmuş” diye sana gösterirken, birileri “ee sen ne oldun şimdi” diye sorarken cevap vermeye gücün kalmıyor bazen, başını öne eğiyorsun suçlu gibi… baba parası yemek gibi bir durum da ortaya çıkıyor tabi 🙂 hala bunların çoğunu yaşıyorum ama her şeye aldırış etmemeyi öğrendim zamanla. şimdi formasyon alıyorum. hatta yarın finallerim var. 🙂 formasyon alabilen şanslı kişilerdenim. şükür ama hayallerini kaybetmiş birinin yeni bir hayale koşullanması kolay olmuyor. yani öğretme düşüncesine alışmışken, öğrenci psikolojine geri dönmek zor geliyor. şimdi kpss dönemi başlıyor benim için. ne kadar muvaffak olurum bilmiyorum ancak belki son çırpınışlarım olacak, bunun farkındayım. Allah herkesin yardımcısı olsun. eğer umudunuz kalmadıysa mutlaka ki yeni bir umut kapısı aralayın kendinize. çünkü o olmadan yaşanmıyor…

  • Reply edebiyatçı 06 Ocak 2013 at 02:26

    Öncelikle üşenmeyip bu yazıyı hazırladığınız için teşekkürler. Ben de bu konuda bir şeyler paylaşmak isterim . Mezun olalı 3,5 yıl olmuş edebiyat mezunu biri olarak tek söyleyeceğim şey, burayı okuyan ve henüz mesleğini seçmemiş gençlere kesinlikle fen-edebiyat bölümü okumayın demektir..Çok pişmanım ve bütün arkadaşlarım da benim gibi pişman.. Dersanelerde aylık 300 Tl’ye sürünürsünüz,basın sektöründe asgari ücrete günde yaklaşık 11 saat çalışırsınız, yetmez mesai sonrasında da evden yürütürsünüz. Kütüphaneler kesinlikle edebiyatçı almaz çünkü zaten kütüphanecilik ve arşivcilik diye ayrı bölümler var..Bankalardaki dergileri genellikle kurumsal iletişim uzmanları hazırlar, 1 tane edebiyatçı alacaklarsa da onu da torpille alırlar, ilan bile yayınlanmaz. Devlet desen zaten yılda size “Türk Dili ve Edebiyatı mezunu” olarak ortalama maksimum 10 kadro açılır. O da 95’ten aşağı kapatmaz. Üzgünüm ama durum böyle. Bu bir Türkiye gerçeği …

  • Reply samet. 10 Ocak 2013 at 16:29

    Sizlere çok teşekkür ederim. Liseden mezun oldun ve şuan dershaneye gidiyorum. derslerim iyi değil bu bir gerçek. edebiyat bölümüne giderim diyodum birşeyler olur diyodum. ama bunları görünce pes ettm doğrusu.

  • Reply ogrencı 14 Ocak 2013 at 00:03

    walla ben gırmeyı dusunuyodum ama bndan sonra ne yapacagım onu artık hıc bılmıyorum…….
    Ne olacak bu ogrencılerın halı unıversıteyı kazanmak bı dert bıtırmek bı dert hele bıtırıp ıs sahıbı olmak ap ayrı bı DERT…

  • Reply ayse 21 Ocak 2013 at 04:41

    Merhabalar. Öncelikle yazı için teşekkürler. Edebiyat 3. sınıf öğrencisiyim. Mezun olduktan sonra formasyon ve ardından kpss ile atanmak planlarım arasında. Ancak son zamanlarda çevremdekilerin yüksek lisans yapmam konusundaki önerileri beni biraz araştırma yapmaya ve düşünmeye yönlendirdi. Burada; benim içimde göründüğü kadar büyük bir araştırma isteğinin olmaması sorun. Çünkü herkes sen yaparsın ne olacak çalışmayı seviyorsun diyor, ama benim çalışmalarım yüksek lisans için yeterli olmaz ve bırakırım. Zaten alan olarak edebiyattan ziyade dil bilim dersleriyle daha çok alakadarım. Açıkçası bu 3 senede pek bir isteğim kalmadı. Sadece ben değil benim gibi sınıfımda 90 kişi var. Bir de ikinci öğretimler.. Bir yılda sadece benim okulumdan 180 kişi edebiyat mezunu oluyor. Hepimiz aynı karanlığa düşeceğiz. Bilemiyorum daha söyleyecek söz var mı. Her gün nette bakıyorum formasyonla ilgili bir gelişme var mı diye. Benim yorumum bir sonuca varmayacak malesef. Ben de çaresizlikler içerisinde en uygun yolu seçmek istiyorum bir an önce.

  • Reply C.c 27 Ocak 2013 at 17:46

    Şunu belirtmek istiyorum ki Edebiyat sözel bölümün incisidir çünkü sözel alanınna bakınca diğer bölümler size edebiyatın sağladığı geniş deryayı sağlayamaz edebiyat okuduğunuz zaman kendinize güvenip kendinizi geliştirdiğiniz takdirde yapabilecek çok şeyiniz vardır.Elbette bunlar için öncelikle iyi bir üniversitede okumanız gerek 200’lü puanlarla girilen sıradan bir Üniversite size kendinizi geliştirmediğiniz takdirde pek birşey sağlayamaz önemli olan mezun olduğunuzda tam donanımlı olarak mezun olabilmeniz çünkü edebiyat okumayı tercih ederek bir bölüm okumayı tercih etmiş olursunuz bu sebeple mimarlık mühendislik ticaret yada reklamcılık okuyan biri gibi hâli hazırda adını koyup ben mimarım yada mühendisim deyip de iş arayamazsınız kendinizi geliştirmeniz ve çokça efor sarfetmeniz gerekmektedir. He birde şu açıdan bakmak gerekirse edebiyat size farklı bir bakış açısı kazandırır dünyanızı daha güzel bir hale getirebilir edebiyat bir yaşam tarzıdır ve geniş bir deryadır.Ve iyi bir okulun bu bölümde herşey demek olduğunu tekrar belirtmek isterim söz konusu edebiyatsa herşey sizinle başlar.Herkes kendi başına gelene göre değerlendirir ama 1 kişi bu alanda umduğunu bulamadı diye diğerleride bulamayacak diye birşey yok bu alanda başarılı nice insan var.

  • Reply Kaan Fakılı 27 Ocak 2013 at 19:21

    Sevgili C.C,

    Değerli yorumun için çok teşekkür ederim. Bu söylediklerine eksiksiz katılıyorum. Edebiyat okumak -eğer gerçekten seviyorsanız- farkınalık kazanmanızı sağlar. “Yaşayıp gitmek” yerine “yaşamanın” farkına varırsınız. Yani hayata bütün duygu değerlerine sarılarak bağlanırsınız. Mutluluksa mutlu olur, üzüntüyse üzülürsünüz. Ama hepsini en derinden yaşarsınız. Ancak bu sadece edebiyat okuyanlar için geçerli değildir. Hangi bölümü okursanız okuyun, edebiyatla ilgilendiğiniz taktirde ufkunuz yine genişler. Bugünün ve geçmişin birçok yazarı edebiyat bölümünden mezun değildir. Hukuk, iletişim, iktisat vs. bölümü mezunu onlarca takdire şayan yazarlarımız, araştırmacılarımız vardır.

    Ben bu yazıda “edebiyata” dikkat ederseniz “mesleki” mânâda bir açıklık getirdim. Hiçkimse demesin ki ben bu bölümü okuyum yeter. En nihayetinde hepimiz üniversiteyi bir gelecek kurmak için okuyoruz. Eğer mezun olduğumuzda geçim sıkıntısı çekersek bu bizim için çok yıpratıcı olur.

  • Reply Bahar 08 Şubat 2013 at 01:14

    ben Edebiyat aşığıyım. henüz lisedeyim. ve şu an tüm düşüncelerim değişmiş durumda. edebiyattan başka bir bölümde mutlu olamayacağımı düşünsem de olmayacak sanırım. yine babamın söylediklerine geldim…

  • Reply ayşen 21 Şubat 2013 at 22:50

    Boğaziçi üniversitesi türk dili ve edebiyatı bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Sonuçta Türkiyenin en yüksek puanlı öğrencilerini alıyor ve ingilizce eğitimi veriyor. Sizce tercihlerime onu da yazmalı mıyım?

  • Reply edebiyat mezunlarına umut ışığı 22 Şubat 2013 at 23:46

    […] böyle bir yazı yazmak olmamasına rağmen son günlerde şu yazıya yazılan bazı yorumlar ve aldığım bazı e-postalara istinaden böyle bir yazıyı yazma gereği […]

  • Reply BEN YANDIM SİZ YANMAYIN 01 Mart 2013 at 17:16

    burdan tercih yapacak arkadaslarıma ALLAH rızası ıcın seslenmek istiyorum lütfen aklınız varsa bu bölüme gitmeyi düsünmeyin ve derhal bu düsünceyi zihninizden atın dersane hocam gecmişin intikamımı artık baglı oldugu kurum yada kuruluslardan mı dolayı bilemem benim başımı yaktı.Sizlere bastan anlatıgım konuyu malum sınav sonuçları acıklanmıs herkesi tercih kaygısı sarmıstı tabii benide.ben tm cıkışlı idim matematigim bir tmciye gore cok iyiydi neysee bu benm dersanedeki hocm sözeldende öylesine girmiştim ama onun da sonucu ıyıydi bu benm aptal hocm git tercihlerime türk dili edb yaz ben ise bu bölümn böyle zor böyle bos oldugunu tahmn etmiyordum.hocm yazdıgsa bir sebebi vardır dedim kendisde edbiyat cıkıslı KAC YASINA GELMİSSİN ÖGRETMN OLMUSSUN İNSAN OLAN ÖGRENCİSİNE BU BÖLÜMÜN ZORLUGUNU ANLATMAZ MI BEN CEKTİM SİZ CEKMEGİN BU BÖLÜM ZOR DEMEZ Mİ HİÇ BENDE YAZDIGI ÜNİVERSİTENİN EDEBİYET BÖLÜMÜ YÜKSEK DİYE SESİMİ CIKARMADIM AMN NASL OLSA GELMEZ BEN ÖZEL ÜNİ HUKUGUNA GİDERİM EN KÖTÜ MALİYE GELİR DEDİM.tercihlr acıklndı bide ne göreyim TURK DİLİ VE EDEBİYATI yazım kısa döndü feryan figan agladım hiç sevmedigim ve tanımadıgm bir bölümdü hocayı ALLAHA HAVALE ETTİM.Babm gittgim bölümü begenmedi böyle kargasa ile geçti YAZ TATİLİ. SONRA BEN DEDİM Kİ EGER GİTMESSEM PUANM KIRILACAK 1 SENE HEPA OLUCAK GİTTM.ŞİMDİ 1.SINIFTAYIM DERSLER ÇOK ZOR ARUZ KALIPLARIN TÜRLÜSÜ OSMANLICA HEPSİ ÜSTÜME BİNDİ VE HOCALARIN BİTMEZ TÜKENMEZ KİTAP ALIP OKUTMALARI GINA GETİRDİ.Resmn kitpcı babamın maasına ortak oldu kıtap okuya okuya tukendim bittm.ama bolumumde iyiym derslermde iyi ama gelecegimden endişe duyuyorum bir yandan tekrar öss sınavlarına hazırlanıyor bir yandanda kaderimin bana oynadıgı bu acı oyuna amnsızcA KATLANIYOR VE HOCALARN VERDİGİ KİTAPLARI OKYORUM.BEN YANDIM SİZ YANMAYIN.

  • Reply acınası durum...ve ben 02 Mart 2013 at 16:31

    öncelikle teşekkür ediyorum ama bir konuda eleştirim var. yaşadıklarımız bu kadar ağırken bu yazı bence hafif kalmış. kısaca yasadığım seyleri yazmak istiyorum.
    1-onca bölüme yeten bir puana sahipken 2003te edebiyat tutkunluğum sebebiyle afyonda edebiyat bölümünü kazandım.( lanet olsun kazandığım gune ki keşke kaza gecirseydim de oraya ayak basmasaydım. bu bölüme gitmeden önce çok daha düzgün cümle kuruyordum. edebiyat ile sözüm ona bu edebiyat bölümünün alakası yok)
    gittiğim sene formasyon koşulu yoktu.kpssden yüksek alan atanıordu. dolayısıyla ortalamaya bakmadan okulu bitirmeye baktık.
    2-onca masraf onca emek onca çile ve okul bitti. formasyon yalan oldu. nereye basvurduysam en az 10.000 kişi vardı ve sıra gelmedi
    3- dershanede tam 5 yıl çalıştım. çıkalı 3 ay oldu. keşke cok daha öncesinde cıksaydım. cünkü dersanelerden alacagım para bugun itibariyle 10bin türk lirasını gecmiştir. hem maaş alamadım hem süründüm cay götürmeye kadar her işi bana yaptırdılar. hiçbir bilgiye sahip olmayan ögrencileri ve ögretmenleri sömüren cahil dersane sahipleri….
    4- polisliğe basvurdum. 150 bayan polis alınacaktı. mulakat fiziki yeterlilik gibi bircok asamayı gectikten sonra cagrılmadım. cunku bir torpilim yoktu. benden düşük ama torpili olan bircok kişinin gözümün onunde işe alındıklarını gördüm
    5- banka sınavlarına girdim. hiç bilmediğim işletme hukuk gibi konulara calıstım. ona ragmen 88 puan aldım ama yasadığım sehirde 75 gibi puanlarla yerime baskalarını aldılar. yine torpilim yoktu işte. bunların hepsini ispatlayabilirim ki ne acı her seye bir bahanesi var bu devletin….
    6- arada mağazada kasiyer satıs elemanı ya da garsonluk gibi işlere basvurdum. gocunmadım yine de yaparım ne var ki dedim. inanır mısınız ona bile torpille eleman alınıyor. temizlik firmasına basvurdum. sen üniversite mezunusun hocam sizi işe alamayız dediler.
    7- ve daha bir cok yere basvurdum sonuc hep aynı.
    8- bu sürecte evlendim. 7 aylık evliyim. eşim dershanede fizik ögretmeniydi. butun dershaneler kapanır bu dersane kapatmaz dediğimiz bir yerde çalışıyor. ve bir haftadır dersanenin kapanacagı söyleniyor. ve artık o da işsiz.
    9- yeni evliyiz işsiziz. bir yıgın borcumuz var. üstelik eşim 30 yasın üstünde bir cok işe basvurusu bile kabul edilmiyor.
    10- ailelerimiz de maddi sıkıntı çeken aileler. onların gözünde öğretmen ve yüksek tahsilliyiz. ama işsiziz.
    11- bu olanları daha dün babama anlatmak zorunda kaldım. baba bana orda ne olursa olsun iş bul. tarlaya gider mahsul toplarım ne olursa dedim. ve dün gece babam kalp krizi gecirdi ve suan yoğun bakımda.

    SONSÖZ: büyük balık kücük balığı yuttu ve sindirdi. dağıldık mahvolduk. bunları bile zorlukla yazıoyorum. lütfen üniversite okumayın eger bir milletvekili ve diğer kodamanlardan torpiliniz yok ise eger. biz önderimiz ATATÜRK ün saygıyla yaptıgı bu mesleği yürütemedik. bize saygıyla değil aşagılayıcı gözlerle bakılıyor. sürünüyoruz. yazıklar olsun bu ülkeye ve hakkımı asla ve asla helal etmiyorum…
    şimdi eşim ve ben psikolojik destek görüyoruz. cünkü tek bir umudumuz kaldı: hayatımıza serefimizle son vermek…

  • Reply burası TÜRKİYE 03 Mart 2013 at 15:58

    Burası Türkiye arkadaşlar.benim en çok kızdığım nokta ne biliyor musunuz?Sen uykundan fedakarlık et ömrün okul sıralarında kolların dersane sıralarında çürüsün bitsin ama tam üniversiteye gittim 4 sene daha aman sık dişini de kendi kendini ye bitir sonrada hiç bişey olamadan hayat sahnesinden ayrıl.yeter artık ya bunaldım su içinde bulundugum durumdan bu devlet nerde bu eğitim bakanlığı nerde taMAM haddimi aşmak istemem ama hakkatten yeter ARTIK.YA sen koskoca hükümetsin bir devletin en önemli unsuru eğitimdir bizim şu eğitimdeki çarpıklıga bakın üniversitelerde o kadar bölüm vardır ama mezunlar işsiz gezer MADEM İŞ OLANAĞI YOK O BÖLÜM NİYE AÇIK KAPAT GİTSİN AMA YOK HERKESİN ADI ÜNİVERSİTE OKUDU OLACAK YA EĞİTİM SEVİYESİ ARTACAK YA ALDATMAYIN YA MİLLETİ.BİR KİŞİ ÜNİVERSİTEDEN MEZUN OLUNCA GERÇEKTEN ÜNİVERSİTEDEN MEZUN OLSUN.ANLATABİLDİM Mİ LAFTA OLMASIN.HER YERDE ÜNİVERSİTE ALLAH ÇOK VERSİN AMA NERDE ÇOKLUK ORDA BİR SORUN PATLAK VERİYOR.KALİTELİ ÜNİVERSİTELER AYAKTA KALSIN İNSANLARDA ORAYI KAZANMAK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPSIN.Düşümcelerim çok mu ütopik kalıyor bilemiyorum ama hiçde ütopik değil vakıf üniversiteleri nerdeyse her mahallede nufüz edecek dereceye geldi devlet üniversitelerinin artık sayısını bilemiyorum.her genç okusun refaha ulaslım yükselelim dünya devi olalaım.ama okulu bitirdikten sonra adam gibi adam bir baltaya sap olalım.bide şuna değinmek istiyorum egitim fakültesinde edebiyat okuyan arkadaşlar yatarak geçerken biz fen edebiyatçılar sürünerek geçiyoruz.eğitimimiz ağır ama halsiyetimiz beş paralık okudugumuz kitaplar boyumuzu aşarken gördügümüz itibar ortada.ne okuyosun SORUSUNA TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DEYİNCE İNSANLARIN YUZUNDEKİ O İFADEDEN NEFRET EDİYOR VE YERİN DİPİNE GEÇİYORUZ.Ama son sözüm NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE VE BU MİLLETİN KONUŞTUGU DİLİ ANA HATLARIYLA ÖĞRENMEYE SONUNA KADAR CALISACAGIM TÜRK DİLİ TÜRKİYENİN TEK VE TARTIŞMASIZ ANA DİLİDİR.SÖZÜME ULU ÖNDER ATAMIZIN SÖZÜYLE NOKTA KOYMAK İSTİYORUM”ÖGRETMENLER YENİ NESİL SİZİN ESERİNİZ OLACAKTIR.”

  • Reply çağla 10 Mart 2013 at 20:32

    Merhabalar. Ben lise 3.sınıftayım . Edebiyatı çok seviyorum sözelim çok iyi o yüzden bu bölümü okumak istiyorum. Şimdi sizler yaşadığınız tecrübelerinizi yazmışsınız ister istemez içimde korku oldu… Bizim başımızda böyle devlet olduğu sürece istersen tıp bitir yine bir şey olamıyorsun. Ne yazık kiii! Etrafımda görüyorum ünv.bitirmiş fakat iş bulamıyor. Ama bazıları var ki ilk okul mezunu yöneticilik yapıyor. Nerde bu adalet ?

  • Reply Eren 11 Mart 2013 at 20:38

    Yazılanları okudum. Ben de büyük sıkıntı çekiyorum. ÖSS’de ilk 1000’in içine girdiğim sene TOBB ETÜ (ki 10 kişi alıyordu) ve Boğaziçi hariç bütün üniversitelerin Edebiyat bölümünü ve öğretmenlik bölümlerini tutturuyordum. Ben Anadolu Lisesi’nde EA’lık öğrencisiydim. Sınava ise sözelden girmiştim. EA’lıkçı olduğumdan yazabileceğim bölüm sayısı sınırlıydı. Bunlar 1: TDE 2: Çağdaş TDE 3: Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümleriydi. Girdiğim yıl Bahçeşehir Üni. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık tutuyordu ve maaş gibi burs veriyordu (ayda 1.500 TL). Bize öğretmenlerimiz ve dershane hocalarımız adamakıllı rehberlik etmediğinden Halkla İlişkiler’i de 1.000 TL’ye çalışan sekreter kızların işi olarak gösteren zihniyetin kurbanı oldum. Böylece bir vakıf üniversitesinin TDE bölümüne üstün başarı bursu ile yerleştim. (Yerleşmez olaydım) Daha sonra üniversitedeki bir arkadaşımın sayesinde Halkla İlişkiler’in (bilinen adıyla PR) çok farklı bir şey olduğunu ve benim için daha uygun olduğunu öğrenecektim ama iş işten geçmiş olacaktı. Üniversiteye başladığımda 5 burslu öğrenciydik. bir arkadaşımız ikinci ayın sonunda ayrıldı. Diğeri ikinci sınıfın sonunda ayrılarak başka bir şehirdeki farklı bir bölüme geçti. Geriye de 1 kız 2 erkek toplam 3 burslu öğrenci kaldık. Ben üniversite içinde yarı zamanlı olarak çeşitli birimlerde çalıştım, hatta kendi odam bile vardı (dolayısıyla herkes bana “hocam” diyordu okulda) Son sınıfın bahar döneminde bir gün işten haksız ve hukuksuz olarak çıkarıldım. Ben üniversite içinde çalışırken bana ve benim gibi başarılı arkadaşlara rektörlükten/yönetimden “sizleri hoca yağacağız” deniliyordu. Ben yarı zamanlı çalışırken (4. sınıftayken) bölüm başkanına gittim. “Yönetim böyle dediydi ne olacak bizim iş? Bu sene mezun oluyoruz. Mezun olunca ar. gör. olacak mıyız?” dedim. Aldığım cevap: “biz sorumluluk sahibi, yasalara yönetmeliklere uyan birisini hoca olarak görmek istemiyoruz. Biz yağcı-yalaka arıyoruz” mahiyetinde oldu. Yani 4 yıllık eğitim bir işe yaramadı. Zaten bu 4 yıl boyunca gerçek edebiyat ve yazarlık hakkında en ufak bir bilgi vermeyen, 4 yıl boyunca güncel hiçbir kitabın derslerde yorumunun yapılmadığı, üniversite içi edebiyat dergisinin çıkartılmasının yasaklandığı ve sosyal faaliyetlere kötü gözle bakıldığı yerden ne beklenir? Şimdi evimdeyim 2’nci üniversiteme gidiyorum. Okumaktan bıkmadım 🙂

  • Reply ayşe 16 Mart 2013 at 15:48

    merhaba. bu yıl üniversite sınavına sözel alanından giricem ve balıkesir edebiyat öğretmenliği istiyorum.bi çok edebiyat blümü olduğundan her üniversitenin bu alanda çok nitelikli eğitim verdiğini düşünmüyorum. acaba bu anlattığınız şeyler öğretmenlik içinde geçerli mi ? üniversitede kalmayı istiyorum çünkü ve edebiyat öğretmenliği bölümü iki elin parmak sayısını geçmiyor ülkemizde.

  • Reply Nev_rumi 17 Mart 2013 at 22:51

    Ayşe sakın bir hata yapıpda edebiyat öğretmenliği falan yazma. Ben Gazi üniversitesi Türkçe öğretmenliğinde okuyordum 3. sınıftan bıraktım. Hem iş imkanı çok çok sınırlı hem de yığılmış bir mezun fazlalığı var. Edebiyat içinde durum çok farklı değil hatta daha kötü durumda.

  • Reply muradiye 26 Mart 2013 at 19:45

    Lise son sınıf öğrencisiyim ve dört yıldır hep edebiyat bölümü istedim. Ama çevremden kimse bu bölümü okumamı istemiyor. Bu yazılanlarda çevremdekileri haklı çıkaracak gibi duruyor. Açıkçası hala edebiyat bölümü istiyorum ve aklımda Boğaziçi veya Ege üniversitelerinin edebiyat bölümleri var. Bi edebiyat sever olarak hep bi umut olduğuna inanıyorum ben. Bu bölüm için gerçekten umutlar tükendi mi? Mezun olunca hep işşiz mi olunuyor?

  • Reply cevat 12 Nisan 2013 at 21:30

    çok haklısınız

  • Reply bölüm mağduru mu diyeyim :) 18 Nisan 2013 at 20:00

    Selamlar,
    Ben de sene 2000’de Kırıkklale Üniversitesine girdim.Tercihlerim tamamen edebiyattı.Çooook idealisttim.1. ve 2. sınıfta asla dershanede çalışmam vatanıma hizmet edeceğim dedim.İlk yıllarımda bir edebiyat öğretmeniye tanıştım.Kızım ben bu bölümden mimarların mühendislerin kazanmadığı parayı kazandım,dedi.Yayıncıymış filan filan.Ne diyorsun amcaya dedim içimden ne dershanesi.BEN DOĞUYA GİDECEĞİM.İnsanlar için çalışacağım.Son sınıfa gelinceeeee 🙂 anladım ki bu düşüncem bir hayalmiş.Devletimidüşündüğüm kadar devletim beni düşünmüyor.Zaten düşünmediğini kapıdan başımızı zorla açtırıken de anlamıştım. 2004’te dershaneciliğe başladım.(Hatta Kırıkklaede bir dershane vardı.Adını söylesem bilirsiniz mutlaka Kaan Bey Allah o adama akıl versin.Kavga ettim ayrıldım.) 2004’te Ankara’da başladım.2 sene çalıştım.Az diyebilceğimden daha az maaşım vardı 72 saat derse giriyorum haftada.Sonra İstanbul’a taşındım 2006’dan beri buradayım.Haziran ayında tekrar Ankara’ya taşınıyorum.VEEE artık öğretmenlikten nefret ediyorum,aslında öğretmenlikten değil de dershanecilikten.Bu arada çalışabileceğim bir iş varsa lütfen haber verin çünkü haziran itibariyle işsizim 🙂 tashih olabilir, soru yazma olabilir hatta çağrı merkezi işi de olabilir.Öğretmenliği özleyeyim azıcık…

  • Reply Öykü 19 Nisan 2013 at 14:32

    Arkadaşlar merhaba, ciddi anlamda Edebiyat hayranı bir insanım, araştırmayı yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyorum, sürekli hikayeler ve şiirler yazıyorum, öğretmenlerimden de destek alıyorum ve iyi bir gelecek gördüklerini söylüyorlar, yazar-şair olmak hayatımın en büyük ideallerinden biri. Bildiğiniz gibi Edebiyat bölümünün puanları Edebiyat Öğretmenliğinden daha düşük, ve dün gelen bir yasaya göre formasyon tekrar uygulamaya konuldu diyorlar. Ama bu sayfadaki yorumları okuyunca kendime olan güvenim biraz sarsıldı hayallerimin gerçekten hayal olduğunu bir kez daha anladım. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünü araştırdım. Şu bir gerçek ki hangi bölümü internetten araştırırsanız araştırın herkes bölümü kötülüyor ve hepsinde şu başlığı görüyorum ‘Burası Türkiye’ bunu görüncede tüm samimiyetimle söylüyorum içim acıyor. Burada bana yardım edebilecek insanlar olduğu için bu yazıyı yazıyorum. Sizce Halkla İlişkiler okuduğumda Edebiyattan daha kârlı çıkar mıyım?

  • Reply Edebiyat karın doyurmaz çay içirir..:)) 03 Mayıs 2013 at 01:32

    Selamlarr..:) Yazılanların gülerek okudum doğrusu. Ben de şuan İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebitatında ikinci sınıftayım. Lisedeyken tm öğrencisiydim. Psikoloji istiyordum sözelden de öylesine girmiştim. Ama iki sene hazırlanmama rağmen İstanbul üniversitesi psikoloji tutmadı. İkinci senemde de sözelden sıralamam 3180 olunca boşa gitmesin dedim edebiyatta iyidir, şiirdir, romandır hikayedir okurum gider dedim.. amaaa nerdeee ahh bir ben bilirim bir de edebiyat okuyan.. hele İstanbul üniversitesindeysenizz yandınız.. sınavlardan 10 mu almadım 20 mi almadım..çok zor yani. Ama her şeye rağmen edebiyata aşırı derecede ilgm olmasa da sene de 3 ya da 4 roman okusam şiir hiç okumasam da iyi ki edebiyat seçmişim iyi ki İstanbul Üniversitesindeyim. okul süper çok eğlenceli. Her gün macera filminde gibi hissediyorsunuz kendinizi. 80 , 90 yaşına gelmiş Türkiyede ki en mükemmel hocalardan dersler alıyrsunuz. Hocaların hiç biri sizinle muhatap olmaz..

  • Reply ayşe 05 Mayıs 2013 at 21:01

    sözelcinin hiç mi seçeneği yok ya bu kadar mı vahim durumumuz .s

  • Reply YaS 07 Mayıs 2013 at 17:48

    Bende Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisiyim. Zaman neyi gösterir bilinmez ama ben çok memnunum .Tavsiyem yazıyı sonuna kadar okumanız çünkü yazının başında yapılan yanlışlar var eğer çözüm yolları adlı başlığın altındakileri okursanız zorlanmazsınız. (Türk Dili ve Edebiyati okumayi düşünenlere)

  • Reply özge 12 Mayıs 2013 at 22:53

    yazdıklarınızın hepsini okudum. Türkiye de sevdiğin mesleği yapmak gerçekten çok zor çünkü yapamıyosun. Ben lise son sınıf öğrencisiyim. Sizlerin hikayelerini okuyunca gerçekten içim acıdı .insanın ileriye dönük heyecanı ,umudu hiçbir şeyi kalmıyor. bende bir sözel öğrencisiyim. Sözel bölümüne sevdiğim için girdim. bir de açıkcası matematikle aram yoktu. çocuklugumdan beri ögretmenlik düşünmüştüm. ygs sınavından 270 aldım. Açıkcası edebiyat bölümü okuyup o bölümde kendimi geliştirmek alabilirsem formasyon almak ve hayatımın geri alanını edebiyata adayıp kitaplar yazmak istiyordum. Çünkü kitapların aşığı bir insanım. Ama sizin hikayelerinizi okuduktan sonra insan hayatın gerçeklerini bir kez daha anlıyor. Şimdi ne yapacagımı hiç bilmiyorum lys sınavına da çok az kaldı. hayallerim yıkıldı kafam karışık.. siz benden daha çok şey yaşadınız biliyorsunuz. sizce ne yapmalıyım ?

  • Reply gurbet duman 17 Mayıs 2013 at 18:47

    YA BEN DAHA LİSE 2.SINIF ÖĞRENCİSİYİM van da mehmet akif ersoy lisesinde okuyorum edebiyat bölümünü düşünüyorum ama yazdıklarınızı okuduktan sonra biraz korktum valla gerçi edebiyatıma güveniyorum ama ne varki sadece edebiyat bilmek yatmicek galiba bana yardımcı olabalirmisiniz lütfen

  • Reply Cansu 26 Mayıs 2013 at 19:47

    Şimdi siz böyle kötüledikçe hayali olan insanlar vazgeçiyor hemen pes ediyor. Aslında bu söylenenleri çürütmenin bir yolu var. Peki ne mi ? Şuan Türkiye’de ne okursanız okuyun eğer kendinizi geliştirmezsenin bir hiçsiniz.Bir kere adam gibi çalışıp kpsseye alırsınız puanınızı devlete atanırsınız. Sakın atama olmuyor demeyin atananlar uzatdan gelmıyor. Çalışmaktan aciz insana ne iş var ne aş var . Yat yata sırf bir yerden mezun olmak için edebiyat okursanız tabiki aç açıkta kalırsınız.

  • Reply kemal 08 Haziran 2013 at 11:17

    Arkadaşlar sakın ha sakın… 2003 Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Formasyonumda vardı ;ama malum kppss ve Hüseyin çelik Edebiyatı bitirdi. o döneden sonra yığılma vs…… 2006 yılında polis oldum hergün küfrederek işi gidiyorum.Polisliğe 7 yıldır alışamadım. Zaten şimdiki polislerin %90 kadarı aslen öğretmen. Bir nesli mahfettilir onlara hakkıkmı asla helal etmeyeceğim öbür dünyada özellikle hüseyin çeliğiy yakasını bırakmayacağım herkese saygılar.

  • Reply oktay 14 Haziran 2013 at 20:50

    slm arkadaşlar öğretmenlik okuyanda formasyon görmek zorundamı ki yardımcı olursanız sevnrm

  • Reply nilay 24 Haziran 2013 at 20:13

    ben eğitim fakültesinde okuyorum aynı zamanda açıköğretim edebiyat okuyorum mezun olduğumda formasyon almama gerek var mı bilgisi olan paylaşırsa çok memnun olurum arkadaşlar..

  • Reply Dilara 26 Haziran 2013 at 23:44

    Merhaba arkadaşlar geçen sene liseden mezun oldum ve dershaneye gittim sınavlara hazırlandım ve üniverste sınavlarına girdim bu sene tercih yapmamıza 1 ay kaldı . Bu yazınızla büyük bir hayal kırıklığına uğradım . Bir kez daha bizim milletimizin şikayet etmekden başka bir çaba göstemerdiğini anladım.Edebiyat bir yaşam tarzıdır. Hem gezip tozup finallere son hafta çalışmayı düşünürseniz tabikide üstün beklentilerinizden yanıt alamazsınız . Önemli olan kendini geliştirmek diye düşünüyorum sırf üniversteye gezmek için bu bölümü okuyanlar var (bazı üniverstelerde puanları düşük diye)azalırsa bu bölüm değerlenecekdir… Ön yargılarınızdan vazgeçin eğer gerçekden istiyorsanız kimseyi dinlemeyin ben okudum ben yapdım deyin..

  • Reply Kaan Fakılı 27 Haziran 2013 at 11:17

    Sevgili arkadaşlar, lütfen şu yazıyı da okuyun :

    http://www.kaanfakili.com/edeb.....mut-isigi/

  • Reply İŞSİZLİĞE MEZUN! 27 Haziran 2013 at 17:22

    Yeni mezun bir türkoloğum.Hüsranla beklediğim yazıdaki sonu yaşamaya başladım özellikle “KPSS’ye girmeyi düşünüyorsanız hayatınızı belirleyen o sınav günü hastalanmamalı, zihninizi iyi toplamalısınız. Yoksa bir yıllık emeğiniz gider. Ve dua edin ki branşınıza ait kadro mutlaka çıksın. Formasyon alamamak en büyük sorun zaten. Formasyon için para gerek, para için de iş. İş için de formasyon, formasyon için de para…
    Akademik kariyer yapmak istiyorsanız mutlaka yabancı dil bilmelisiniz. Yabancı dil öğrenebilmek için kursa gitmelisiniz. Kurs için para, para için iş, iş için kurs…” şu cümleler nasıl da özetliyor içinde bulunduğum durumu..Hislerime tercümân oldunuz..

  • Reply nagihan 28 Haziran 2013 at 05:02

    Ben meslek lisesi çıkışlıyım. Hayatımın en büyük hatasını da burada yaptım. Bana kazandırdığı bir şey olmadı aksine 4 yılımı kaybettim. Sonra dershane dönemi başladı ve çok yoğun bir tempoyla sınava hazırlandım zihni boş bir insanı düşünürsek aldığım puan iyi gibi gelecek ama hayalim ege gazetecilik tutmuyor tabi ki.. Bende bölüm araştırmaya karar verdim edebiyata yoğun bir ilgim var bu bölümde başarılı olacağımı zannediyordum ta ki yazılanları okuyana kadar.. Bu ülkede sanata ve sanatçıya verilen değer ortada… Önceden insanlar hayallerindeki mesleği yaparlardı şimdi nerede iş imkanı var onun peşindeyiz. Tercih dönemi geldiğinde ne yapacağımı bilmiyorum. Yeniden sınava hazırlanmaya gücüm yok hoş olsa ne yazar şimdi ya tıpta ya hukukta ya da çok uç mühendisliklerde iş imkanı var. Yazdıklarınızla ve tecrübelerinizle beni aydınlattığınız için teşekkür ederim . Allah hepimizin yardımcısı olsun.

  • Reply Hayat Keşkelerle Yürümez... 01 Temmuz 2013 at 16:48

    Arkadaşlar ben lise hayatım boyunca sözel tarafı ağır basan bir insandım ancak aileminde isteği üzerine tm okudum hoş 2011’de edebiyat kazanacağımı bilselerdi tm’yi seç diye yapılan tartışmaları yapmazlardı 🙂 Neyse gelelim edebiyat mevzumuza yıl 2011 üniversite sınavına girdim daha öncesinde zaten edebiyat yazacağımı duyurmuştum edebiyatla yattım edebiyatla kalktım sınavdanda 407 küsürlük ts2 puanımı aldım 27binlik derecemlede bir güzel tercihimi yaptım abartmıyorum tüm tercihim edebiyattı normal öğretim ikinci öğretim tek değişmeyen Türk Dili ve Edebiyatı olması Türkiyenin batısından doğusuna her yeri yazdım:)Ha tabi bana yazma bu bölümü diyenler kadar yaz diyenlerde olmuştu bende istediğim için olumsuz yorumlara kulağımı kapamıştım..Dersanedeki hocalarımda sırf ben kazanayım onlarda pirim kazansın sayemde mantığıyla çok destek verdiler tercihler açıklandı bi baktım Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı tabi nasıl havalara uçuyorum ne olursa olsun üniversite kazanmanın verdiği sevinç unutulmaz…Sonra bir güzel kariyer planları yaptım hayaller hayaller… Bir başladım bölüme ilk anladığım benim düşündüğüm edebiyatla bu edebiyatın bir ilgisi olmadığıydı… Bölümün zorluğunu tüm edebiyat okuyanlar biliyordur eminim:)Osmanlıcanız sıfırsa birinci sınıfın sonunda başlamadan bırakın benden size tavsiye ezber dersleri yaparsınız ama osmanlıcayı halletmezseniz bu bölümü sittin sene bitiremezsiniz 7-8 senelik abilerimle beraber oturyorum sınıfta bazı derslerde size söyleyeyim… Sonra dil dersleriniz olacak mantığını kavrayamazsanız üst sınıfa geçmenizin manası yok bırakın… Zordur zorr yani yan gelip yatıp lay lay lom bir şekilde bitireceğiniz bir bölüm değildir emek ister yani şahsen kendi adıma konuşayım benim laylaylom havasında girdiğim derslerim şuan alttan beni bir güzel okşuyor kara kara düşündürtüyor bende mi 7-8’licem okulu yok değil var bizzat tanırım kendilerini 🙂 şuan 3üncü sınıf oldum formasyondu okulu uzatmadan bitirmekti ortalamaydı yusuf yusuf oldum 1inci sınıfı yatarak geçireyim dedim bu sene alttan derslerimi verene kadar anam ağladı noldu bb ile verdim ama çilesini bana sorun birde… Çok çileli bir bölümdür hem gelecek konusunda hem okurken ama size çok şeyde verir boş mezun olmazsınız diğer bölümlerden veya hayatınızın çoğu safhasında öğrenemeyeceğiniz şeyler öğrenirsiniz güzel bölümdür benim gibi edebiyatla yatıp kalkıyorsanız eğer seversiniz… Ama sevgi karın doyurmuyor buda bir gerçek…Son olarak şunu deyim Allah benimde sonumu hayır etsin siz yeni başlayanlarında bitirmiş olan abilerim ve ablalarımında…

  • Reply sude 02 Temmuz 2013 at 14:53

    Öncelikle anlattıklarınz ve tavsiyeleriniz için teşekkürler…ancak yazınızı ve yapılan yorumları okuduktan sonra yaşadığım üzüntüyü anlatamam…şuan edebiyat bölümü 1. sınıfı bitirdim ‘hiç bir şey olmadı dersane öğretmenliği yaparım’ diyordum..Zaten bu bölümü kazandığımda ailemden aldığım türlü çeşitli eleştirileri anlatsamm ağlarsınızz..ailemi karşıma alarak bu bölümü okuyorum ama ilerde işsiz kalırsam ne yaparım orasını bilemiyorum..Bu bölümün hiç mi güzel bir yanı yoktur abiler,ablalar..ben şimdi ne yapacağım okulun bitmesine daha 3 sene var ya sonrası…

  • Reply betül 02 Temmuz 2013 at 21:57

    mrblarr ben bu sene türk dili ve edbyt böümünü yazmayı düşünüyorum . sıralamam 127 bindeym çoğu ünv geliyor. hangi ünv gitmeliyim ?

  • Reply ceren 02 Temmuz 2013 at 23:23

    bu ay üniversite tercihi yapıcam TM öğrencisiydim öylesine girdiğim sözel sınavından daha yüksek aldım. türk dili ve edebiyatı düşünüyodum ama bu okuduklarımdan sonra öyle çaresiz kaldım ki ne yapcağımı şaşırdım
    kime güvenip inancağımı bilmiyorum.
    kimisi zor kimisi basit diyo
    bu gidişle bir sene daha kazırlanıcam gibi duruyor
    gerçekten okudum yazılar beni çok üzdü.

  • Reply Pollyanna Tuğba :) 03 Temmuz 2013 at 14:26

    Çok fazla olumsuz şeyler okudum ama yine de moralimi bozmamaya çalışıyorum.Ben de bu yıl üniversite sınavına girdim ve iyi bir puan aldım.Şehir dışına çıkmak istemiyorum ama kendi şehrimde de eğitim fakültesini küçük rakamlarla kaçırıyorum bu yüzden Türk Dili ve Edebiyatı bölümü okumayı düşünüyorum ve çok da seviyorum edebiyatı 🙂 Ben yazdıklarınızdan şunu anladım herşeye rağmen çok çalışmak lazım hem de her konuda genel kültür olsun dersler olsun elimizden geleni hakkıyla yapmamız lazım.Çünkü Türkiye’de meslek sahibi olmak o kadar kolay değil hiçbir bölümün iş garantisi yok sevmediğimiz ilgilenmediğimiz alanlarda okursak bunun bize bir faydası olmaz ve boş yere risk almış oluruz çünkü iş garantisi yok bu yüzden herkese sevdiği bölümü okumasını tavsiye ediyorum 🙂

  • Reply Hayat Keşkelerle Yürümez... 03 Temmuz 2013 at 16:13

    Türk Dili ve Edebiyatı okumayı düşünen veya birinci sınıfta olan kader ortaklarım öncelikle benim gibi daha öncesinde yorum yapan arkadaşlar bölüm hakkında iş kaygılarını ve devletin bizlere gerekli önemi vermediklerini dile getirmişler bölüm hakkında bir memnuniyetsizlik söz konusu olduğunu düşünmüyorum kendimden yola çıkacak olursak bende çoğu arkadaş gibi kendi hayalim doğrultusunda yazdım bu bölümü hikayemi azda olsa anlatmıştım üstteki yorumlarda görebilirsiniz dilerseniz her neyse bölümün iş konusunda gerçeği bu bölümde okuyanların size anlattığı gibidir ancak bu formun sahibi sayın hocam size yol gösterici olmak için birçok tavsiyede bulunmuştur hocamında tavsiyelerine uyduğunuz ve kendize güzel bir yol çizdiğiniz takdirde bu bölüm size çok büyük kazançlarda sağlayacaktır nitekim bölümümüzdeki hocalarımız o mertebeye kolay gelmemişlerdir ama şimdiki durumlarına bakacak olursak imrenirsiniz 🙂 Bölümümüz zordur hiçte kolay bir bölüm değildir emek ister ve en başta sevgi ister eğer sevemezseniz yapamazsınız ancak severseniz sizin için bu zorluk önemli olmayacaktır çünkü yapamıyorum dediğiniz dersleri bile biraz özenle yapabildiğinizi göreceksiniz edebiyat bölümü yeni ekilmiş bir çiçek gibidir ilgi ister sevgi ister ve özenle bakım ister ve bunlları yaptığınız takdirde size mis kokulu çiçeğinden verir yapmadığınız takdirde ise kurur gider…Bölüm güzeldir gerek dil yapısı gerek edebiyat kısmı size bir macera gibi gelebilir ancak herşey bölümü sevmeye bağlı verdiğim örnekteki gibi… Bir bir arkadaşımız hangi üniversiteyi yazmalıyım diye sormuş ona şunu demek istiyorum tercih konusunda dikkat etmeli çünkü geçen sene formasyon kalktığı için puanlar düşmüştü bu sene formasyon tekrardan geldiği için puanlarda oynama olacaktır tercih yaparken bunları dikkate alınız…

  • Reply Damla 04 Temmuz 2013 at 19:49

    Of yaa hiçbir bölüme de iyi denilmiyor ki. Hangi siteye girsem bir isyan bir pişmanlık…
    Kafam çok karışık. Bu yazılanları okuduktan sonra ne yapacağımı cidden bilmiyorum artık 🙁

  • Reply bu ne iş arkadaş 04 Temmuz 2013 at 22:34

    bende bu sene üniversite sınavına hazırlanıcam herkes gibi hayaler hayaller..bence yanlışı en başında düşünmeden yaptım o çok sevdiğim edebiyat yazarlarının çoğu açmış:) edebiyat okumalı ama okumak için ya da öğretmen olarak farklı ülkelerde hizmet verilir:)ve şimdiye kadar hangi bölümün yorumlarını okuduysam herkes söylenmiş bu ne iş arkadaş:)

  • Reply kararsız 05 Temmuz 2013 at 04:14

    bu okuduklarım şimdiye kadar görmediğim duymadığm sözler değil açıkçası ama maalesef ne yazık ki üzülerek söylüyorum türkiyede okumakta zor çalışmakta.. Okumaya ilk adımımı attğm ve daha sonrasında edebiyatla tanştğm andan itibaren hep bi umut vardı içimde hatta bu his sayesnde kalem kağıtla arkadaş olmuş sürekli yazılar sözler şiirler yazıyordm bunları yapa yapa edebiyat aşkım aldı başını gitti. Maalesef yolun sonu hüsran ve hayal kırıklığıyla doluydu bilemedikk işte yolun sonuna geldk iş işten geçmş bu saatten sonra kalkıp içimdeki edebiyatı öldüreyim mi ne yapayım yazık değil mi bunca zamandr içimizde yaşamış hislere. Olsn ben çalışmasamda olur üniversiteye gidim yetr de diyemem yazık değil mi bunca zamandr ailelerimzn bizim için kendini harap ettiği emeğe kendi emeklerimizee.. !!!!!

  • Reply sevda 05 Temmuz 2013 at 16:44

    madem bu kadar iyisiniz puanlarınız yüksek nasıl oluyorsa açıkta kalıyorsunuz aklım almıyor . inandırıcı da durmuyor. edebiyat bölümü düşünen öğrencilerin aklını karıştırmaktan başka bir şey yaptığınız yok :/ . gerçekten başarılı olan herkes belli mevkilere gelen insanlardır . puanı çok yüksek olan biri nasıl issiz kalır ya . öyle bir anlatıyorsunuz ki . lütfen ya sizin puanlarınız başarılı öğrencilere göre düşük ve kalmışsınız burada isyan ediyorsunuz ! okumak isteyenlerin şevkini kırıyorsunuz

  • Reply merve 06 Temmuz 2013 at 01:12

    Sonuna düşünen kahraman olamaz diyorum sadece…

  • Reply sevgi 06 Temmuz 2013 at 15:06

    Merhaba Tercihler 8 temmuzda başlıyor Yazınızı tam zamanında okudum Aslında çok yüksek bi puanım yok (ts2 300,41664) Yazsam da çıkmaz büyük ihtimal Edebiyatın en çok sevdiğim yanı: edebiyatla kendini tanımak Bi çok romanda şiirde yazıda kendini buluyorsun İlim kendini bilmekse, bu edebiyatla olur Tercihler konusunda kafam allak bullak Ben hayatta ne istediğimi hiçbir zaman anlayamadım Tek bildiğim 4 yıllık bi üni okumam gerektiği Sizce hangi bölümleri yazsam yerleşirim Tercih sıramı neye göre yapmalıyım Önerilerinize ihtiyacım var

  • Reply Gülçin 07 Temmuz 2013 at 20:48

    arkadaşlar gerçekten hiç iç açıcı şeyler değil bunlar TS2 de 16 bindeyim Türkçe öğretmenliği uzak yerlerde tutuyor ve istemediğim şehirlerde , bende Türk dili ve edebiyatı bölümü yazarım dedim tabi istediğimden değil zorunluluktan İstanbul da tutan yerler var hem ailemin yanında olurum diye düşünmüştüm ama bu yazılanları okuduktan sonra gram içimde bir şey kalmadı zaten bölüm istemiyordum kafam iplik yumağı gibi çok karışık tercih yapacak arkadaşlarda beni çok çok iyi anlarlar sözel öğrencisiyim alanımızda az meslek olduğunu da biliyorum ama sözelci olmaktan hiç bir zaman pişman olmadım ama yardıma ihtiyacım vaaar

  • Reply ece 08 Temmuz 2013 at 00:27

    türk dili ve edebiyatı 2.sınıf öğrencisiyimm çok zor bir bölüm sakın yazmayın..istanbul üniversitesi bu bölümde en iyi üniversitedir.

  • Reply edeb,yat maqduru 08 Temmuz 2013 at 03:39

    ARKADAŞLR EDEBİYAT OKUYORDUM 1.SINIF YARIM DÖNEM GİTTTİM BIRAKTIM.OKUNACAK BÖLÜM DEGİL İŞSİZ KALMAK YÜZDE YÜZ. SAKIN YAZMAYIN. FORMASYON FLN YOK HPSİ HİKAYE.İŞİ TAMAMEN TİCARETE DÖKMŞLER. ŞUAN HALKLA İLŞKLR OKUYRM ÇOK MEMNUNUM. HAYATINIZIN HATASINI YAPARSINIZ. SAKIN!!

  • Reply H.i. 09 Temmuz 2013 at 02:10

    Tercih haftalarındayız şu an. Yorumlarınızla,tecrübelerinizle bize yol gösterdiğiniz için teşekkür ederiz. Ben üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı okuma hayalimi bir kere daha gözden geçireceğim gibi görünüyor.

  • Reply Kaan Fakılı 09 Temmuz 2013 at 10:18

    Sevgili arkadaşlar, gelen yorumlar neticesinde bu yazıyı kaldırıp kaldırmama konusunda epey tereddüt ettim. Bu yazı sizi hayallerinizden, ideallerinizden vazgeçirmek için kaleme alınmış bir yazı değil. Bunu defalarca söyledim ben. Yorumları okumadığınız için bunları görmemiş olabilirsiniz.

    Ben bu yazıyı iş konusunda çok sıkıntı çektiğim dönemlerde kaleme aldım. Yazının başında ve sonunda farklı bir yazımın da adresini verdim. Lütfen olayı daha kapsamlı düşünün.

    Bu yazıda dikkat ederseniz size yol gösterdim. Edebiyat okumak istiyorsanız neleri göze almanız gerektiğinden bahsettim. Bu demek değildir ki, başka bir bölüm okursak hiç zorluk çekmeyeceğiz. Matematik okuyun, fen okuyun, iktisat, işletme okuyun, aklınıza ne gelirse okuyun Türkiye’de yaşıyorsanız işe girmek için mutlaka sıkıntı çekeceksiniz. Bunu dikkate alın lütfen.

    Ben yazıyı yazarken kendi başarısızlıklarımdan, umursamazlıklarımdan da söz ettim. Eğer siz benim gibi olmazsanız mutlaka başarılı olacak, bir iş imkânı kendinize yaratacaksınız.

    Bakın ben 2010 yılında edebiyat öğretmeni olarak atandım ve şu an Ankara’da “kadrolu” olarak görev yapıyorum.

    Bana ulaşmak isterseniz, kaanfakili@gmail.com ‘a e-posta gönderin. Yardımcı olacağım.

  • Reply duygu 09 Temmuz 2013 at 18:51

    Merhaba Duygu ben . bende edebiyatı çok seviyorum ve çok onceden beri edebiyat bölümü istiyodum. Ama şuradaki yazılar beni gerçekten endişelendiriyor. ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Bir yandanda hallederim diyorum hırs yapmaya çalışıyorum. Ama yinede içimdeki huzursuzluk geçmek bilmiyor.

    Ama şöylede bişey var ki bu olumsuzluklar bütün mesleklerde var zaten önemli olan zoru başarmak değilmidir?
    Şimdi ben edebiyatı bırakmalımıyım yoksa devam mı etmelıyım .

  • Reply betül 12 Temmuz 2013 at 18:17

    Ben bu sene Ankara üniverstesi türk dili ve edebiyatı nı ilk tercihime yazmayı düşünüyorum.Ama hocalarım kesinlikle önermiyor.İş imkanı yüzünden..Oysaki ankar atutuyor gelir düye düşünüyorum.Yardım edin lütfen.Tercih etsem mi etmesem mi?

  • Reply ZEKİ 13 Temmuz 2013 at 13:22

    Merhaba Türkçe Öğretmenliğini okuyan lisede çalışabilir mi?Üniversitede Akademisyen olabilir mi?Yardımcı olursanız çok sevinirim!

  • Reply Nurettin 13 Temmuz 2013 at 14:04

    Bende Erciyes üniversitesi edebiyatı tercih edeceğim Türkiye şartlarında hangi mesleğin garantisi var ki ? 4 yıl okuyup okulu bitirdikten sonra ALLAH kerim..

  • Reply Kaan Fakılı 13 Temmuz 2013 at 15:09

    @Zeki,

    Türkçe öğretmenliği sadece ortaokulda görev yapar. Lisede yapamaz.

  • Reply mazlum 16 Temmuz 2013 at 00:26

    her bölümün bi zorluğu var önemli olan inanmak ve mücadele etmek inanan ve mücadele eden herkeze selam olsun

  • Reply Atakan 17 Temmuz 2013 at 20:49

    İsmim Atakan . Bu yazıyı kaldırmalısınız . Edebiyatı çok seven ve okumak isteyip hayatını kalemiyle kazanmak istiyenlerin burada resmen hayallerini yıkmışsınız . Bana soracak olursanız direk kaldırın .

  • Reply Orhun 17 Temmuz 2013 at 21:03

    Benim hedefim türk dili ve edebiyat bölümüydü ve hala bölümü yarın tercihler için son gün ve bu son güne kadar tercihlerimi silmeyi düşündüm ama sizin bu yazınızı okuduktan sonra bu kararımdan vazgeçip tercihlerimin gelmesini bekliyorum inşallah gelir edebiyat bölümü dediğiniz ; gibi biraz gayret lazım , çalışmak lazım, uğraşmak lazım ve bunların hepsi bizde bitiyor. Herşey için teşekkürler ama kafamda hala sorular var bunlardan en önemli olanı :İşsiz kalmam korkusu.

  • Reply raziye 19 Temmuz 2013 at 02:06

    Ben istanbul üniversitesi Turk Dili ve Edebiyati bolumunde okuyorum bu sene uce gectim gerci gectim denilmez pek ama … bolum cok zor cidden cok idealist olup okulu dersleri cok ciddeye almak gerek.. ben hata ettim ciddye allmadan kolay bolum gibi okumaya calistim llmuyor arkadaslar

  • Reply raziye 19 Temmuz 2013 at 02:08

    Cok ciidi bir calisma ve ask gerekli bn cok seviyorum tabi ama is imkani formasyon hepsi yipratici seyler sadece seven insanlarin okyacagi bir bolum bnm girdigim yil izmirde turkce ogretmenligi tutuyodu fakat cok istedigim icin gittim posman degilim fakat calismadigima okulumu cisdiye almdigima pismanim..

  • Reply hatice 20 Temmuz 2013 at 05:02

    yazdıklarınızı okuyunca bir an öğrencilik yıllarım geldi aklıma, duygulandım. Zor ;ama harika zamanlardı. Tüm zorluklarına rağmen bugün tercih yapsam yine edebiyat bölümü tercih eder, yine edebiyat okurdum. Bazı yerlerde genç arkadaşlarımızın yazdığı yorumları görünce gerçekten üzülüyorum özellikle puanı düşük diye edebiyat bölümü tercihi yapmayı düşüneneleri…Eğer edebiyata gerçekten ilginiz yoksa sadece puanı düşük hiç olmazsa edebiyat okuyayım diyorsanız tercih yaparken bir kez daha düşünün, inanın bu bölümde okumak bölüme girmekten daha zordur.

  • Reply Kaan Fakılı 20 Temmuz 2013 at 14:12

    Hatice Hocam,

    Söylediklerine harfiyen katılıyorum. Yorumunuz beni de çok heyecanlandırdı ve memnun etti.

  • Reply Ayça 24 Temmuz 2013 at 00:59

    Arkadaşlar ben de bu yıl tercih yaptım. Tm puanımın iyi olmasına rağmen en son dayanamayıp edebiyat yazdım. Akademisyenlik için uğraşacağım, evet çok zor. Ama benim lisedeki öğretmenim çalıştı ve akademisyen olmaya hak kazandı, son başvuru tarihini kaçırdı orası ayrı. Çalışma aşamasını bizimle paylaştı, kısa sürede dişini sıkıp disiplinli bir şekilde çalıştı, 5 ay uğraşıp ÜDS’den çok yüksek bir puan aldı. Onu örnek alarak bu yola girdim ancak tabii ki büyük bir aşkla.. Umutsuz olmamak gerek, kendinize inanın yeter.

  • Reply melike 24 Temmuz 2013 at 02:09

    bence bu bölümü sırf puanınız tutuyor aman en azından 4 yıllık bır bolumden mezun olucam mantıgıyla yazmayın gırmek okumaktan cok zor edebiyat bir ömür demek ne kadar emek verirsen ver yetmez zor arkadaşlar biz atanabılıcekmıyız endişesi yasarken sizi düşünemiyorum yeni alanlara yönelin hepinize bol şans…

  • Reply umut 24 Temmuz 2013 at 23:16

    valla içimde edebiyat aşkı vardı oda gitti bu sene tercihlerimin arasında vardı inşallah hiç biri gelmez 🙂

  • Reply çalışmak çalışmak çalışmak:) 25 Temmuz 2013 at 05:58

    merhabalar.. Ben edebiyat 3.sınıf öğrencisiyim keşke bu yazınızı 1.sınıfta okumuş olsaydım, üniversitenin rahatlıgına aldanmaz ve daha fazla ders çalışırdım.s.. Özellikle şu ingilizceyi ertelemeseydim keske:(. Edebiyat güzel bi bölüm insanı geliştiriyor,duygusal zenginlik katıyor falan filan ama o bence işin hobi tarafı, işin acı tarafı edebiyatı meslek olarak gördüğünüzde karşınıza çıkıyor zira bir çok zorlukları var. Okumak zor,günlük çook ders çalışmak gerekiyor eğitimciler yatarken biraz zor ama:p. Çok çalıştığın takdirde iyi bi transkribe sahip olursun, formasyonu alırsın sonrada kpssden yüksek alırsın ve al sana öğretmenlik. Benim eksik yanım okulu ciddiye almamış olmam yoruldum diyip çalışmaktan kaçınmam ama dersler ağır olunca insanın ders haricinde çalışası gelmiyor ki özellikle 1. sınıfta.. Yinede ben geç kalmadım(yazı sayesinde.p) kpssye çalışmaya başladım ve formasyonu özelden alacagım öğretmen olunca geri öderim artık,yüksek alıp atananlar melek olmadığına göre şansım var demektir.Akademik kariyer yapmak isteyen arkadaşlarım var ama ben hayatım boyunca sürekli sınavlara tabi olmak istemiyorum yorumlarda, seksen yere basvurdum kabul edilmedim, diyen kişiyi onlara anlatacagım. Tabi sular seller gibi ingilizce bileni, alesten 100 alanı her üniversite havada karada kapar:).. Kısacası sadece sevmek yetmez, çok çalışmak çalışmak çalışmak gerek…

  • Reply Edebiyat Bölümünü Kazanan Öğrencilere Altın Öğütler 28 Temmuz 2013 at 18:13

    […] bitirdiğim zaman çektiğim iş sıkıntısı yüzünden “Türkiye’de edebiyat mezunu olmak” isimli yazıyı kaleme almıştım. Bu yazıda edebiyat bölümünü bitirdikten sonra, […]

  • Reply Kaan Fakılı 29 Temmuz 2013 at 10:28

    Sevgili arkadaşlar,

    Edebiyat bölümü ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları aşağıdaki site aracılığıyla bana ve diğer edebiyat bölümü mezunu arkadaşlara sorabilirsiniz.

    http://www.edebiyatbolumu.com

  • Reply zeyy 31 Temmuz 2013 at 01:43

    merhaba ben gelecek sene edebiyat okumak istiyorum. Ama bu yazıyı okuduktan sonra gözüm korktu. Kararsızlaştım.

  • Reply nur 31 Temmuz 2013 at 17:33

    merhaba ben tarih 2.sınıfa geçtim aöf edebiyat ve ya coğrafya okumayı düşünüyorum çünkü tarih bitirince sınırlı iş olanakları var sizce ne okumalıyım yazınızı okuyunca edebiyat düşündüm ama kararsız kaldım bu konuda yardımcı olursanız sevinirim iyi günler 🙂

  • Reply su 03 Ağustos 2013 at 00:33

    bu yazıya kesinlikle katılmıyorm.her bölümün zorlukları var yanlız edebyatın dgl.ha hemen meslege baslıyablcgn bölümlerde var fakat insanın sevdgi işi yapması önemli.emek olmadan yemek olmazmıs bn edebyat ikinci sınıf öğrencsym tabiki zorlukları var yok dgl ama hangi bölüme gderseniz gdn bu byledr.bu yazıyı yazan arkadas zorluklar cekmiş ve eleştrsini dile gtrmiş bunu gençlern tercih yaparken bi kez dha düşünmesi için aslında brazda edebyatı secmemeleri için yazmış yksa kmse durup dururken bunu yazmaz.iş insanın kendnde bter basarının sırrı azimden calısşmaktan ve istkten gecer.yoksa insanoğuna hersy zor dershane mevzuuna gelince her dershanede byle muamele görmüo kmse kusura bakmayın brazda abartı söz konusu.işin aslına geliirsek kmse hyallerndn vazgcmesn eger bu bölümü seviyorsnz calışmyı ve arada olacak skntlrıda göz önüne alırsnz basarmycgnz hiç bsey yk ki öğretmnlikle sınırlandrmyn kndnzi farklı işlerde ypablirsnz bu bölümdn mezun olup

  • Reply burcu 22 Ağustos 2013 at 23:05

    merhaba edebiyat mezunları trt nın hangi kadrolarında calısabilir diger bölümlere göre bir edebiyatçının trt ye girme ihtimali nedir acaba?

  • Reply Pınar 10 Ekim 2013 at 18:57

    Merhaba, ben İstanbul Üniversitesi Örgün Eğitim Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 1. sınıf öğrencisiyim. Okuduğum üniversite şüphesiz Türkiye’nin en iyi Türk Dili ve Edebiyatı eğitimini veren sayılı üniversitelerden biri. Fakat bu bölümü edebiyata aşık olduğum için seçmedim. İyi bir sözel öğrencisiydim, TS-2 puanım 441.15787, sıralamam 3575’ti ve bu bölümü de edebiyat fakültelerinin sözel puanı ile alan en saygın bölümü diye seçtim. Türkiye’de ne mezunu olursan ol iş bulmak zordur, hadi bunu geçtim. Benim asıl hedefim akademisyen olmaktı, baktım zaten bütün sınıf arkadaşlarım bunu istiyor. Anladım ki zor biraz bunu yapmak. Şimdi hedefim çift anadal, bunun da bir TDE öğrencisi için neredeyse imkansız olduğunu söylüyorlar. Yani bölüm zor, bu yüzden bu sıralar pişmanlık, göz korkması arası adını koyamadığım bir his var içimde. Güzelim yüksek puanımın boşa gittiğini de düşünüyorum, puanıma değen bir bölümde ve üniversitede okuduğumu da… Yani diyeceğim o ki, puanı değil okuyacağınız bölümün size çekici gelmesini önemseyerek tercih yapın. Yoksa benim gibi bölümü sevmeye çalışırken bulursunuz kendinizi. Bir yanımda mis gibi öğretmen olmuş ağabeylerim ablalarım, bir yanımda Türkolog unvanlı işsiz ağabeylerim ablalarım. Anlayacağınız kafam çok karışık.

  • Reply ÖSYMveYÖKcellatlarım 24 Ekim 2013 at 01:34

    O destek olacak şahıslara sahip olmadığım icin maalesef kendimi yiyip bitiriyorum kaan bey. Beni bir kenara bırakın ümitsiz vaka oldum artık hala su bölümden medet ummaya çalışanlar edebiyat okumanın iyi yanları var elbette ama hakikaten atanamayan binlerce insan var arkadaş kim edebiyat oku dedi zaten fazlasıyla mezun var hala bu bölümleri yazan arkadaşım git açıköğretim yaz seviyeyi neden düşürüyosun her sene Türk Dili ve Edebiyatı na kayıt yaptıran var bile bile tas atıyosun önüne formasyon yok kpps gibi lanet bir sınav var biliyo musun?! neyle öğretmenlik yapacaksın dersanelerde surunurum diyosan üç kurusa yaz 2 yıldır formasyon bekliyorum haberin var mı? ? Cok yoruldum ve benim elimden gelen hicbirsey yok. Farklı işlere yönelin diyen arkadaslar allah aşkına dışarıda bütün işler Türk Dili ve Edebiyatı mezunlarını bekliyor sanki bu kadar iyimser olmayın.

  • Reply yeliz 27 Aralık 2013 at 22:01

    Merhaba Kaan Bey bende Kırıkkale Üniverstesi Türk dili ve edebiyatı bölümü 4.sınıf öğrencisiyim yazınızı okudum ve çok etkilendim mezun oluyorum ama o kadar mutsuz ve karamsarım ki ki yazıyı okuyunca ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım.. Edebiyata çok büyük hayallerle gelmiştim bölümüme aşığım bu yıllar geçse de değişmeyecek…Fakat bir dönem sonra mezun oluyorum ailemin benden beklentileri çok büyük işsiz kalmaktan ailemi hayal kırıklığına uğratmaktan çok korkuyorum.Hep başarılı ve idealist bir öğrenci oldum eğer okulum bittikten sonra bunun meyvesini alamazsam yıkılırım.Hayalim akademik kaariyer yapmaktı ama yıllar geçtikçe bunun bir hayalden öteye gidemeyeceğini anladım. Öğretmen olmamız da o kadar zorlaştı ki artık… bakanlıklar da çalışma imkanımız varmış sanırım bu ne kadar ihtimal dahilinde bir bilginiz varmı ya da başka iş imkanlarımız neler olabilir yazımı okuyup yardımcı olursanız yol gösterirseniz çok sevinirim.

    • Reply Kaan Fakılı 28 Aralık 2013 at 02:48

      Merhaba, e-posta atacaktım fakat adresiniz yanlış.

  • Reply eda dığrak 08 Ocak 2014 at 20:59

    kaan abi ben lise ikinci sınıf öğrencisiyim edebiyata aşırı bir ilgim var edebiyat fakültesi okumak istiyorum ama bu yazıyı okuduktan sonra kararsız kaldım ben sevdiğim bir mesleği yapmak istiyorum bu yüzden edebiyatı fakültesini düşündüm bizim toplumumuz bu konuda çok bilinçsiz edebiyat okuyacağına hiç okuma daha iyi diyorlar iş falan bulamasın diyorlar ne yapmalıyım ben lütfen bana yardım edin

  • Reply Tuğba 10 Ocak 2014 at 00:24

    Edebiyat 3.sınıf öğrencisiyim bu bölüme severek ve isteyerek geldim ortalamam da 75 ama şu kamuya yerleştirilme konusundaki eksiklik son derece canımı sıkıyor ve bazen bölümü burada bırakasım geliyor! Madem İŞ VERİLMEYECEK neden derinlemesine ve zor bir eğitimden geçiyoruz(hadi bunu anlarım cevaben; geleceğe BİLİM İNSANI!Yetiştirmek diyelim.Öyleyse tüm emeklerin boşa çıkarıldığı bir bölüm niteliği kazanmış bu ZAVALLI bölüme neden bu kadar fazla öğrenci alınıyor??Her kapıyı paranın açtığı,kimilerinin para sıkıntısı çekip okuyamadığı,kimilerinin de kamyonla para kaçırdığı şu zamanda vicdan arayamıyorum artık!Velhasıl söylemek istediğim:”ATAMAYACAK,İSTİHDAM ETMEYECEKSENİZ KAPATIN ARKADAŞ!”

  • Reply Erkam 14 Ocak 2014 at 13:09

    Merhaba Arkadaşlar,ben de t.d.e bölümünü bitirdim.Şu an özel bir bankada çalışıyorum.T.d.e bölümünü ilk kazandığımda ben de sizler gibi gururlu ve umutlu idim.2005 yılında ünv.ye giriş yaptım.Hocalarımız hep bizim özel bir bölüm okuduğumuzu,bir dilbilimci,folklor bilimci,türkolog adayı olduğumuzu söylerlerdi.Haliyle bizim de koltuklarımız kabarırdı.Meğer hiç bir şey denildiği gibi değilmiş.Bunu son sınıfta anlıyorsunuz.Akademik kariyer hedefin yoksa Formasyon alamayınca okuduğun bölümün hiç bir işe yaramadığı anlamak…İnsana en çok koyan da bu duygu olsa gerek.Velhasılı kelam edebiyatı ne kadar sevsem de şimdiki ruh halimle kesinlikle okumayacağım bölümlerin arasında olurdu.Severek gittiğim bir bölümü afedersiniz ”söverek” bitirdim.Ayrıca ”neyse okulu bitireyim de hiçbir şey olamazsam polis olurum” kanısı da artık geçerli değil.Bunu da bizzat tecrübe ettim okul bittikten sonra.Polislik mülakatına girip,her şeyin mükemmel olduğunu düşündüğüm anda kontenjana giremediğimi öğrendim.Şeffaflık yok polis alımında,iki kelimeyi bir araya getiremeyen adamı alıyorlar.Bazılarını da gözünün üstünde kaşın var diye eliyorlar.Neye göre alım yaptıklarını,bu işi mantığını da anlayamadım.Anlayan varsa beri gelsin.Uzun lafın kısası,ünv.ye yeni gidecek arkadaşlarım, daha kolay meslek edinebileceğiniz bölümleri tercih ediniz.Çünkü ne yazık ki artık Fen-Edebiyat fakültelerini bitirdiler.

    Saygılarımla

  • Reply ZELAL 18 Ocak 2014 at 21:03

    Ben de son sınıf öğrencisiyim yani bu martın 23 de sınava girecem edebiyata ilgim çok..fen edebiyatı tercih etmek istiyorum ama bu yorumları okuduktan sonra okadar üzüldüm ki..zaten kararsızdım bu yorumlar tam aklımı karıştırdı ..edebiyat okuyup akademisyen olrk kalmayı hep hayal edyrdum ama dediklerinize bakılırsa hayal etmekle olmuyor hiç bişey o kadar kolay değil..Bana biraz yardımcı olur musunuz lütfen..

    • Reply Kaan Fakılı 03 Şubat 2014 at 14:08

      Zelalcim, keşke yazımı baştan itibaren okusaydın ve ince ayrıntılara da dikkat etseydin boşa karamsar olduğunu anlardın.

  • Reply adem 24 Ocak 2014 at 03:19

    Konuyu çok açık bir şekilde izah etmişsiniz şimdi ne yapmak gerek okulu bırakıp polis mi olalım 🙂

    • Reply Kaan Fakılı 03 Şubat 2014 at 14:03

      Ben izah etmişim ama sen ısrarla temamı anlamamışsın Ademcim. 🙂 Çalış çalış çalış. Okuyorsan sadece bunu yap.

  • Reply tuğba 27 Ocak 2014 at 21:10

    ben 8.sınıf öğrencisiyim Kaan abinin yaşadıklarını okuyunca önümde daha uzun bir yolumun olduğunu fark ettim yolun daha çok başındayım ama bir kararsızlık oluştu

    • Reply Kaan Fakılı 03 Şubat 2014 at 14:02

      Tuğbacım, yolun başında değilsin. Yola bile gelmemişsin ki. Bu ne karamsarlık? Daha 8. sınıfta birisinin bu kaygıları duymaması gerekiyor. Senin tek yapman gereken notlarını yükseltmek. Notunu yüksek tut ve beğenilerini, sevdiğin alanları vs. iyi araştır.

  • Reply ali karadavut 06 Şubat 2014 at 13:47

    Türk Dili ve Edebiyatı mezunu insanların hayatları paralel gelişiyor. ben 2007 de mezun oldum. çok büyük hedeflerim vardı. yüksek lisans yapıp akademisyen olacaktım. çok zorlu ve sıkıntılı 2 yıldan sonra yüksek lisansa başladım ancak yabancı dilde başarılı olamadım. yüksek lisansında tez döneminde bıraktım. evlilik çocuk derken 30 yaşıma geldim. ailem ticretle uğraşıyor. ben öğretmen olmak istiyorum. arada kalmış bir hayat yaşıyorum ne esnaf olabildim ne öğretmen. hayatta herşeyim yarım kaldı. bu arada askere gittim geldim. 2014 yılı insallah benim için hayırlı olcak. şu an sadece şu kpss ye çalışıp atanmak istiyorum. bu yoğun iş temposundan dersaneye vakit ayırabilirmiyim bilemiyorum. herşey gözümde çok büyümeye başladı. idealler hedefler, hepsini sildim. sadece öğretmen olup rahat bir nefes almak istiyorum. son 5-6 yılım her sabah ben ne olacağımla geçti. şunuda belirtmek gerekir sanırım; ben yapamadıklarım ve yapmadıklarım yüzünden bu durumdayım. ama yapabileceğim çok şeyim var diye düşünüyorum. 6 aylık sıkıntı dan sonra ömür boyu sevdiğin işi yapmak var. bu süreçte (kpss hazırlık) dersaneye gitmeyi pek düşünmüyorum. fikirlere açığım arkadaşlar. nasıl bir yol tavsiye edersiniz. tecrübelerden faydalanmak isterim

  • Reply Hacer Betül 13 Şubat 2014 at 20:38

    Bende lise son sınıf öğrencisiyim bunları okuyunca çok üzüldüm bende edebiyat istiyorum ama korkmaya başladım bir sürü sıkıntısı varmış daha okumadan acaba formasyon alabirmiyim atanabilirmiyim diye düşünüyorum

  • Reply elif 16 Şubat 2014 at 22:32

    yazdıklarınz çok mantıklı .. gerçekten birazcıkta olsa ışık tuttu .teşekkürler 🙂

  • Reply kartaliçe 17 Şubat 2014 at 01:24

    Evvelâ selam, Çok alakasız bir noktaya değinicem, Başkent üniversitesi hala aynı şekilde formasyon veriyor mu acaba?

  • Reply elif 17 Şubat 2014 at 03:38

    ben sana nasıl ulaşabilirm ? bana çok yardımcı olcağın inanıyorm

  • Reply Hasan 20 Şubat 2014 at 12:07

    içimi kararttın kaan 🙂

    benımde ılk senem ve ılk doonem ortalamam 1.05 😀
    6 tane zayıfım var hepside yuksek kredılı dersler 5i FF 🙂
    Düzeltirim çalışmamıştım 🙂
    iyice korkkuttun benı valla bıraksammı 😀 neyse yazı ıcın teşekkulerde off nyse 😀

  • Reply pelda 01 Mart 2014 at 23:18

    Edebiyat öğretmenliğini istiyordum ama o bölüm kalktığı için türk dili ve edebiyatı bölümünü araştırmaya başladım. Yazdıklarınız hem korkuttu hem de heyecanlandırdı. Yine de ben bu bölümü okumaya kararlıyım. Sizce edebiyat öğretmenliği bölümünün kapanması türk dili ve edebiyatı bölümü için bir umut olabilir mi?

  • Reply melih 16 Nisan 2014 at 00:33

    Yazilan seyler cok doğru arkadaşlar suan tip ve belli universitelerin mühendislik bölümleri disinda kolay atanilabililen bir is sahasi yok ne yazikki ben selcuk universitesinden 2011 de maden Mühendisliği bölümünden mezun oldum ama hala bölümümle alakali bi is bulamadım iyi derecede almanca biliyordum bi sirkete girdim yazışmalarıni yapıyorum memnunmuyum tabiki değilim ben 4 sene arti 1de hazırlık 5 sene bunun icinmi okudum hic okumasamda bem bu isi yapabilirim kiz arkadasimda Türk dili edebiyatı mezunuydu oda aynı şekilde bir is bulamadı o yüzden bunları bilin ama Allah cok buyuk 1 kapi kapanir 10 kapi açılır bunlarla icinizi kararrtmayn görelim mevlam ne eyler ne eyelrse güzel eyler

  • Reply ERKUT YAMAN 28 Nisan 2014 at 21:36

    şuan lise 4 teyim ve 5dk önce kendi kendime diyodum abi süper bölüm diye ama şimdi vazgeçtim iyiki sayfanıza bakmışım tavsiyeleriniz için teşekkürler .

  • Reply Gökay 05 Mayıs 2014 at 17:08

    Meraba ben lise 3 e gidiyorum ve benim 15 yaşından beri hayalim bu bölüm ama şu yazılanları okuyunca insan biraz karamsar oluyor tm okuyorum ama sözele büyük bir ilgim var … N’apayım vaz mı geçeyim bu hayalden yoksa sonuna kadar gideyim mi ?

  • Reply Gökay 05 Mayıs 2014 at 22:12

    Ama son dönemlerde her üniversitede formasyon verilecekmiş yani formasyon artık dert olmamalı

  • Reply Dilan 21 Mayıs 2014 at 19:23

    Bakın arkadaşlar,edebiyat okusak işsiz kalırız,türkçe okusak işsiz kalırız,çocuk gelişimi okusak işsiz kalırız,işletme okusak işsiz kalırız,tarih okusak işsiz kalırız,sınıf oğretmeni olsak işsiz kalırız…sürüp gidiyo birisi söylesin ne okuyalım nasıl iş güç sahibi oluruz,o kötü bu kötü demekle olmuyo,bi akıl verin.

  • Reply Aslı 25 Mayıs 2014 at 03:41

    Önce bu site için sonra da bu yazı için tebrikler ve teşekkürler sunarım. Ama keşke birinci sınıftayken tesadüf edebilseymişim. Neyse ki son anda yetişebildim halen okumaktayken 🙂
    5 haziranda mezuniyet törenim var. Edebiyat bölümü mezunlar kadrosuna yeni bir can, yeni bir kan daha geliyor.
    Hemen iş bulamam, eş de bulamam. Şiir kitabım için sponsor da bulamam. Ne yapalım yani ölelim mi?
    Sabredelim…
    Amaçları, planları, faydalı fikirleri kısacası işe yarar bir şeyleri olan herkes sabretsin ve beklesin. Elbet zamanımız ve sıramız gelecektir.
    Bakın abimiz sabretmiş e biraz da hatta epeyce de azmetmiş. Yanılıyor muyum?
    Öğrencilerinize karamsarlık yerine umut aşılanamanızı dilerim. İyi geceler

  • Reply zeynep 19 Haziran 2014 at 20:49

    merhaba.yazınızı yeni lise mezunu olmuş, sınavlara girmiş ve edebıyatı okumayı istyen bırı olarak okuyorm.Bende bu bölüm hakkında bilgi edinmek için araştirma yaparken denk geldim yazınıza.Yazıyı yazdığınız tarih üstünden baya zaman geçmiş ama sorunlar hala aynı ve türkiye bu olmaya devam ederse hepte devam edecek malesef.yaşadiğiniz zorluklara rağmen hedefinize ulaşmişsniz sevindim adınıza. sizde olduğu gibi bu başarı bu zamanda da beende ve edebıyat mezunu olanlarda olur mu sizce ama cevabı karşınızda azimli bir kız olduğnu düşünerek cevap verin:) Bana şu soruyuda sorabılırsınız NİYE BU BÖLÜM ? ben siz sormadan cevap vereyım:) istediğim okula gönderilmedim ve kararlar bana ait değildi benim hayatm olmasına rağmen… meslek lisesinde okudum görmem gereken dersleri görmedim ağırlık olarak alan desleriydi bundan dolayı da istedıklermi gerçekleştiremedim SÖZELCİ oldum. bü bölümde beni yani kişiliğimi yansıtan bir bölüm olduğu için istiyorm sizce ne yapayım… YAZDIĞINIZ YAZIDAN DOLAYI TEŞEKKÜR VE DOBRALIĞINIZDAN DOLAYI SİZİ TEBRİK EDERİM 🙂

  • Reply Âdem 22 Haziran 2014 at 22:27

    Türk Dili ve Edebiyatı. Hâl-i hazırda bir yüksek lisans öğrencisi olarak Liseden çıktıktan sonra en çok arzu ettiğim bölümlerden birisi. Bölüme gelince aslında her şeyin düşündüğüm gibi olmadığını ve ileride de böyle olmayacağını fark ettim. Ancak her iş ve meslekte olduğu gibi bu bölümü de severek okumak esas olmalıdır idrâkimce. Neticede bu bölüme geldikten sonra geriye dönüş imkansız olabiliyor. Hayatta doğru seçimler yapmak çok önemli; ancak bir seçim yaptıysanız bu yolda ilerlemek zorunda kalabilirsiniz. Böyle olan çok arkadaşım var. Sevdiğiniz kişiyle evlenemiyorsanız evlendiğiniz kişiyi seveceksiniz. Aynı şekilde sevmediğiniz bölüme geldiyseniz bölümü sevmekten başka çarenin olmadığını göreceksiniz…

  • Reply seda 29 Haziran 2014 at 17:19

    puanım292 tercih haftasındayım ne yapacağımı bilmiyorum sadece edebiyat tutuyor edebiyat yazmayı düşünüyorum br de ekonometri tutuyor ne yapmalıyım nolur yardımcı olunnnnnnnnnnnn

  • Reply Aysel 29 Haziran 2014 at 21:55

    Ne okumak istiyorsun? sorusuna ben Türk Dİli ve Edebiyatı bölümü okumak istiyorum dediğimde Edebiyat öğretmenimden dahil aman okuma tarzı cevaplar aldım. Hatta öğretmenim bir öğrencinize sizin okuduğunuz bölümü okuma demek inanın çok kötü bir durumdur demişti. O zaman bozulmuştum o bile öyle söyleyince ama vazgeçmedim sonra internetten bu konu ile ilgili düşünceleri okudum pek bir şey değişmedi herkes ortak bır hayıflanmanın içindeydi şimdide bu yazıyı okuyorum bu sefer bozulmadım çünkü yazıyı yazan da aynı düşünceye sahip olanlarda haklıydı hermde fazlasıyla haklı fikrim değişmedi ama bu yazıda yazan uyarıları dikkate alacağım çünkü her ne kadar işsiz kalırsın diye karşılık alsamda ben sevdiğim için okuyacağım ve tercih zamanında çoğunu Türk Dili ve Edebiyatı yapacağım belkide okurken hiç akıl almadın mı diye tepki gösterebilirsiniz 🙂 aldım hemde çok… Yazdığınız yazı için çok teşekkürler 🙂

  • Reply Nazik 01 Temmuz 2014 at 01:13

    Kendimi bildim bileli ne olmak istiyorsun sorusuna verdiğim cevap Türkçe öğretmeniydi. Sonradan bu edebiyat öğretmenliğine döndü. Ts2 puanım 364 sonuçlar açıklandığından beri kafamda sürekli “acaba atanabilir miyim,mezun olduktan kaç yıl sonra atanırım,dört yıl okuduktan sonra elimde diplomayla evde mi otururum…..” hep bu sorular dönmeye başladı. Hocalarımın,çevremdeki pek çok kişinin söylediği tek şey; “edebiyat okuma bir yıl daha hazırlan” Kafam o kadar karışık ki düşünmekten kafam patlamak üzere. Tam diyorum “istediğin zaten edebiyattı bırak etrafındakileri niye düşünüyosun git oku” sonra biri diyo ki “sende hiç mi akıl yok” sonra bir de internette yazılan bu kadar kötü yorumları okuyorum tam karar vermişken aklım tekrar karışıyor. Bazen “aslında insan istediği şeyin peşinden gitmeli” diyorum, bazen de “insan yıllarca bir meslek sahibi olmak için okuyor o kadar emeğin sonucunda ailesinin karşısına işsiz biri olarak çıkmamalı” diyorum. Kısacası beynim artık düşünemez durumda.

  • Reply Ne Yapacağını Bilmeyen Adam 01 Temmuz 2014 at 16:26

    Nazik aynı bende senin durumundayım ne yapacağımı bilemiyorum 🙁

  • Reply yıldız 03 Temmuz 2014 at 02:13

    bu yıl lise son sınıfa geçtim liseye başladığımdan beri aklımda hep edebiyat var zaten yazınızı da bu sayede okudum. okuyana kadar çıldıra çıldıra istediğim okulun( Boğaziçi) Türk dili ve Edebiyatı bölümünü araştırıyordum.. yazınızı okurken şöyle duraksadım ve kendime baktım bütün bu olacaklara hazır mıyım? diye ama fark ettim de zaten bu koşuşturmayı herhangi bir meslekte yaşayacağım ama önemli olan istediğim çırpındığım umduğum değil midir? ne olursa olsun varım ben bu işte sevmediğim bir işte çalışıp çok para kazansam ne fark eder aklım hep bunda kalmayacak mı ve sonunda ne pahasına olursa olsun edebiyattan vazgeçmeyeceğimi anladım bana kendime karşı olan bu sorguyu yaptırıp ne istediğimi hatırlattığınız için çok teşekkürler 🙂 ve lütfen eğer yorumumu görürseniz dua edin benim için istediğim okulu kazanıp hayallerime daha mutlu bir adımla başlayayım….
    bu yorucu hayat maratonunda Allah hepimizin yardımcısı olsun.

  • Reply kararsız 03 Temmuz 2014 at 04:32

    Cok kararsizim.tercihlere cok az kaldi.367 puanim var.Cogu il tutuyor.Eskisehir Osmangazi gibi ama ben edebiyati secip secmemekte kararsizim.2 yillik cocuk gelisimi yada edebiyat yazacagim. Lutfen yardim edin sizce hangisini yazmaliyim

  • Reply Kaan Fakılı 03 Temmuz 2014 at 10:33

    Arkadaşlar, herkese selam.

    Bu başlık altına çok fazla cevap veremiyorum. Kusura bakmayın. Genel olarak hepinize bir cevap yazayım.

    Bakın ben yukarıdaki yazıyı bundan 6 sene evvel yazdım. Bu yazıyı yazmamdaki birinci amaç sizin bu bölümü seçmenizi engellemek değil aksine bu bölümü seçerseniz nelerle karşılaşacağınızı önceden bir abiniz olarak sizlere söylemek ve gerekli tedbiri almanızı sağlamaktı. Ama gerek gelen epostalarla, gerek yorumlarla bu yazı çok farklı yerlere çekildi. Yazının başına gerekli eklemeleri, atandığımı vs. yazmış olmama rağmen hâlâ bu karamsarlığı anlamıyorum doğrusu.

    Bu bölümü seviyorsanız ve çok çalışmak gibi bir düşünceniz varsa bu bölümü tercih edin. Kararsız kalacak bir şey yok.

    Bu bölümden mezun olunca öğretmenlik dışında pek yapacak bir işiniz olmaz. Seçenekler kısıtlı:

    1. Üniversitede akademisyenlik (50 kişilik sınıftan 6-7 kişi en fazla)
    2. Dershanede öğretmenlik, özel okullarda, kolejlerde öğretmenlik
    3. MEB’de öğretmenlik
    4. Alternatif işler (Bu aklınıza ne gelirse, düz memurluk, kütüphanecilik, TRT, uzmanlık, editörlük, yayıncılık vs. Bu da 50 kişilik sınıftan 1-2 kişiye nasip olur, ki o bile çok. Bu seçenekteki işler biraz kişisel tecrübe ile, arkadaş çevresi ile vs. alakalı.)

    Yani bunun dışında pek bir iş seçeneği yok.

    Edebiyat bölümü çok mezun veren bir bölüm olmasına rağmen ataması da çok olan bir bölüm. Her sene 1500-2000 civarında edebiyat öğretmeni alınıyor. 5 sene sonra ne olur kimse bilemez ama bugün durum böyle.

    Bakın ben bu yazıyı yazarken atanamamıştım ama 35 sene evvel, 2010 ‘da atandım. Şu an Ankara’da görev yapıyorum.

    Hayatın size ne getireceğini bilemezsiniz. Birçok arkadaşınızın dediği gibi Türkiye’de hangi üniversiteyi, hangi bölümü okursanız okuyun bir iş garantiniz yok. Neticede buna benzer zorlukları çekeceksiniz. Bu sebeple tercihlerinizi bu yönde yapın.

    Dönem dönem moral bozuklukları olsa da genel anlamda hiçbir zaman pişman olmadım bu bölümü okuduğum için. O yüzden seven, isteyen vazgeçmesin. 😉

  • Reply Azra fatma 08 Temmuz 2014 at 19:43

    Merhaba kaan hocam ben lys den 258 puan aldım ve benTürk Dili ve Edebiyatı bölümünü okumayı çok ama çok istiyorum ama puanlar biraz yüksek okulda ki rehberlik öğretmenimle konuştum o da ancak ikinci öğretimler gelebilir dedi bende tercihlerimin yaklaşık 20-25 tanesini Edebiyat bölümü üzerine yapmayı düşünüyorum size göre bu puanla bir üniversiteye gidebilirmiyim…
    Ayrıca ailem benim K. Maraş’a yakın yerlere gitmemi istiyorlar. Tavsiyelerinizi bekliyorum…
    Ayrıca üslubunuz gerçekten akıcı ve çok güzel yazmışsınız elleriniz dert görmesin Şimdiden teşekkür ederim.

  • Reply Meryem 14 Temmuz 2014 at 14:15

    bende tercihlerimde 1 tane Türkçe Öğretmenliği 11 tane Türk Dili ve Edebiyatı yazdım. İlk başlarda çok seviniyordum ama şuan ağlamak istiyorum. Özellikle de formasyon meselesi çok canımı sıktı. Bölümü çok başarılı bitirirsek ne gibi faydaları olur? Özellikle de formasyon için faydaları olur mu? Lütfen yardımcı olun.

  • Reply merve 27 Temmuz 2014 at 15:04

    Merhaba 🙂 o kadar çok yorum var ki hepsini okuyamadim belki sormuslardir :/ sadece ingilizce mi yoksa başka bir dil var mi ? Yani ingilizceye mi ağırlık vermeliyim ? Bana Türk Dili ve Edebiyati çıktı 🙂 çok mutlu oldum ama basarmak icin daha cok calismak gerekiyor anlasildi 🙁 herkese kolay gelsin

  • Reply kubra 04 Ekim 2014 at 22:03

    ben açık öğretimden bitirdim.dersanelere ben basvura biliyormuyum.bi de okullara basvurmam icin formasyon sart mı?

  • Reply derya 14 Kasım 2014 at 13:55

    ben lise son siniftayim ve edebiyat okumak istiyorum ama atama sorunları var ama edebıyata ılgim de var sizce hayallerimden vazgeçmelı mıyım

  • Reply Seda 19 Kasım 2014 at 23:57

    Yıl 2014 ve ben bu yıllar öncesinde yazilan yazıyı ilk kez şimdi görüyorum. Tam da derslerimi çalışmış testlerimi çözmüş yatağıma yatıp bir edebiyat öğretmeni nasıl olmalıdır diye araştırırken… Yazılanlar çok mantıklı ama her şeye rağmen ben hayallerimi bir köşeye birakamiyorum. Üniversite sınavına hazırlanıyorum ve edebiyat bölümü hedefimde. Inşallah edebiyat öğretmeni olacağım. Bilgiler icin teşekkür ediyorum. Şu an bu yazının sahibi ne durumda meslek olarak değişen bir şeyler var mı acaba merak ediyorum

  • Reply eda 25 Kasım 2014 at 23:33

    2009 senesinde aöf edebiyat bölümü açıldı her sene açıköğretimden onbinlerce ogrenci alındı bu insanlar 2013’de mezun oldular herkese alessiz formasyon verdiler 2014’te de nitekim böyle oldu mezun olupta kpss sınavına giren örgün ve aöf edebiyat mezunlarından 85 üzeri alan atandı atanamayanlar dersaneye başvurdu asgari ücret bile odenmeden 2 sene boyunca heybeye çalıştırıldı işsizliği tercih etti kimisi de marketler de yahut mağazalarda çalıştı tıpkı benim gibi haline acıdı. AKLI OLAN NE EDEBİYAT ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜNÜ NE DE EDEBİYATIN KENDISINI OKUSUN ÖĞRETMENLİK OKUMAYINNNN SON PISMANLIK FAYDA VERMİYOR!

  • Reply atesbocegi 02 Ocak 2015 at 16:29

    “” YILDIZ “”
    Sana çok çok teşekkür ederimm 🙂 Tam bir web sayfası açıp umutsuzca başka bir meslek arayacaktımki yazını okudum.Çok haklısın istemediğim bir meslek yapıp tonla para kazanmak istemiyorum.Bne türkçe öğretmeni olmak istiyorum,zaten istediğimiz bir şey için çabalamadığımız sürece onu elde edemeyiz. Ben Boğaziçini kazanıcam,ben SelçukÜ’ kazanıcam,ben herhangi bir yeri kazanıp TÜRKÇE ÖĞRETMENİ olucam.Sana tekrar tekrar teşekkür ederim ben sürekli diyorum ki bu sefer kararı kesin ama araştırıca herkes türkçe öğretmenliğini okumamamı,iş bulamayacağımı söyledi.Neden bulamayacakmışım çok kazanıp kpss denen sınavı kazanırım,kazanırız biz bu mesleği istiyoruz.Dualarım hayallerinin peşinde koşan herkesle,Sizler de dualarınızı esirgemeyin.Allah hepimize yardım etsin.İnşallah yıllar sonra bu siteye girdiğimde atanmış bir Türkçe Öğretmeni olurum,oluruz,belki aynı okulda çalışırız 🙂

  • Reply Meral GÜRKAN 21 Mart 2015 at 17:11

    Edebiyat Mezunu olmak gercekten zor . Atama sayısı düşük ve formosyan süresi cok zor.

  • Reply AYTEKIN ARSLAN 21 Mart 2015 at 17:26

    Keşke edebıyat bolumu secmeseydım gercekten cok zor bır bolum

  • Reply Beste 09 Haziran 2015 at 01:25

    Ben lise son sınıf öğrencisiyim. Haftasonu lys sınavım var 2 hafta sonra benim için zorlu zamanlar olacak sanırım. Türk dili ve edebiyatı bölümü düşünüyorum uzun süredir. Yaklaşık 15 tercih yapacağım hepsi aynı bölüm. Başka bölüm yok sözelde kendime göre maalesef. Hukuk ya da psikoloji çok isterdim fakat TMden alıyorlar bende de matematik yok. Zor bir durum sözelciler için. Bölüm, iş imkanları çok dar. Edebiyatı çok seviyorum öğretmen olmayı küçüklüğümden beri istemişimdir ama bu kpss , atanma işleri beni çok korkutuyor ve biliyorsunuz dershaneler de kapanıyor. Ailem bu bölümü okumama karşı iş imkanı zor olduğundan. Benim ise kafam çok karışık sınav geldi tercihler yaklaştı korkuyorum emin olamıyorum. Sonradan pişman olmak istemiyorum. Yazınız benim kafamı çok karıştırdı açıkcası. Ama 2008de yazılmış şimdi sistem değişti hep olduğu gibi. Size sorum; ne önerirsiniz? Pişman olur muyum? Yeni sisteme göre alternatiflerim olabilir mi? Teşekkürler şimdiden.

  • Reply Aysenur 18 Haziran 2015 at 06:06

    En buyuk bolum magduru benmisim gibi hissediyorum siz vakit harcayarak magdur olmussunuz. Ben kiz meslek lisesinde okuyordum yeni mezun oldum. Okudugum bolum güzellik ve sac bakimi hizmetleri bolumu idi. Gercekten is imakani cok fazla fakat staj gordugum zaman bunlarin bi faydasi olmayacagini anladim. Edebiyat benimde sevdigim bi bölüm bu sene hazirlanacagim insallah

  • Reply ege 25 Haziran 2015 at 18:57

    Okucaksanizda gidin aof ten okuyun.ben bu kadar sacma bir sisten gormedim.yakinda tip aof te acarlar

  • Reply Esra 01 Temmuz 2015 at 23:12

    Ben bu sene lys sınavına girdim. Ts-2 puanım 384 ve edebiyat tercih etmeyi düşünüyordum.Şimdi sizler de böyle deyince açıkcası biraz korktum 🙂

  • Reply ayşe korkmaz 02 Temmuz 2015 at 19:16

    Sizin en başta atanamamamızın sebebi neydi KPSS puanınız kaçtıki?

  • Reply Şeyda 09 Ağustos 2015 at 03:38

    Ahh bir an hayallerim suya balıklama atladı bu yazıyı okurken ya Türkiye’de okumak ne zor iş önce sbs denen sınav sistemi var birde okullarda geçme kalma sıkıntısı ygs lys tam oldu diyoruz kazandık ya bölümü hayallerimizin gerçekleşmesine az kaldı diyoruz hopp üniversite de çekilen zorluklar hadi üniversite de bitti diyoruz hopp kpss ya tamam geçtik diyoruz oldu diyoruz atama çıkmıyor ulan bazen düşünüyorum da okul hayatına verdiğim parayı yatırım yapsaydim ülkenin zenginleri arasına girerdim herhalde

  • Reply İkra 22 Temmuz 2017 at 16:02

    merhaba. Sakarya’da bir Anadolu lisesinde öğrenciyim. kitap okumak,araştırmak,şiir okumak vs çok sever ve ilgilenirim. edebiyat bölümü haricinde başka alan düşünmedim hiç ilersi için. bir çıkış yolu, yeni başlangıç kapısı olarak görüyorum üniversiteyi. sınava hazırlanırken daha yoğun düşünüyorum artık;ne yapacağım,ne yapmalıyım… aslında öğretmenlik istemiyorum. öğretmenlik dışında pek bir meslek de olmadığı için,sanırım en iyisi o olmalı. bölüm için; ‘kafa yormak lazım’,’zor’ gibi yorumlar çok görüyorum. korkutmuyor. toparlayamadım,affola. neyse efendim, yazı için teşekkürler. daima hoş kalın.

  • Reply Zuhtu 28 Temmuz 2017 at 16:47

    Ben de eski bir Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olarak bölümün şu anki halini gözlerinizin önüne sereyim.2017 Kpss’ye yaklaşık 45 bin Türk Dili ve Edebiyatı mezunu öğretmen olabilmek için girdi ve büyük ihtimalle bunlardan sadece 1000-1500 tanesi sözleşmeli öğretmenlik mülakatına girmeye hak kazanacak ve bunların içinden de 300-500 kişi öğretmen olabilecek.Önümüzdeki 3-4 sene boyunca da bu bölümden mezun sayısı artmasına rağmen alınacak öğretmen sayısı aşağı yukarı aynı kalacak.

    Şunu da belirteyim,sadece edebiyat bölümü mezunlarının değil yaklaşık 500 bin kişilik sayıya ulaşmış tüm öğretmen adaylarının geleceği çok karanlık gözüküyor.Toplam öğretmen ihtiyacı 90 bin civarı ve 3 sene içinde bu açık kapatılacak.Ondan sonra da her sene emekli olanların yerine en fazla toplam 10 veya 15 bin atama yapılır.Bu kadar mezunun çok azı özel sektörde iş bulabilecek veya ücretli öğretmenlik yapabilecek;geri kalan çoğunluk da en sonunda özel sektörde asgari ücretli bir işe(kasiyerlik,satış temsilciliği,özel güvenlik v.b)razı olacak gibi gözüküyor.Gidişat bu yönde ne yazık ki!
    Tabi Din kültürü,İngilizce,Sınıf öğr.,Türkçe öğr. mezunlarının atama sayıları sebebiyle bir miktar daha şanslı olduklarını da belirtmek lazım.

    Edebiyatı,daha doğrusu roman,şiir,hikaye okumayı sevdiği için Türk dili ve edebiyatı bölümünde okumak isteyenlere de şunları söyleyim : Bu bölümde sadece Yeni Türk Edebiyatı yoktur,bu bölüm daha çok Eski Türk Edebiyatı ve Eski Türk dili,Yeni Türk dili ağırlıklı bir bölümdür.Yani bu dersler yüzünden roman,çağdaş şiir,hikaye okumanıza pek fırsat da kalmaz.Ayrıca bırakın diğer derslerin hocalarını Yeni Türk Edebiyatı hocaları bile genelde gündemdeki yazarları( Orhan Pamuk,İhsan Oktay Anar,Hasan Ali Toptaş,Murathan Mungan,Buket Uzuner,Ayşe Kulin,Elif Şafak,Murat Menteş,Hakan Günday,Emrah Serbes,Barış Bıçakçı v.b) okumamış kişilerden oluşur.Yani bu yazarları okumuş veya okuyan biriyseniz, bunları, sizin gibi okuyan öğrenciler hariç tartışabileceğiniz kimseyi bulamazsınız.
    Zaten bir kaç örnek hariç(Boğaziçi Üniv.,Bilkent Üniv.) ülkedeki diğer tüm edebiyat bölümlerinin sıkıcı bölümler olma sebeplerinden biri de bu çağdaş ve günümüz edebiyatına yabancılıklarıdır.Buralardan mezun olup öğretmenlik yapan kişiler de genelde okullarındaki çağdaş ve günümüz edebiyatına meraklı öğrencilerle iyi bir edebi ilişki kuramazlar,onlarla çeşitli paylaşımlarda bulunacak kadar güncel edebiyat bilgisine sahip değillerdir.Tabi ki istisnalar vardır aralarında ama genel profil aşağı yukarı böyledir.Bu sebeple bu öğretmenlerin de çoğunluğunun edebiyat dersleri öğrencilerinin gözünde sıkıcı dersler olarak gözükmektedir.Çünkü adlarını sürekli bir yerlerde duydukları,kitaplarını nette,televizyonda,kitapçılarda gördükleri yazarları okuyan veya okumuş olan ve öğrencilerine de bunların arasında iyi olanları heyecanla okutmaya çalışan bir edebiyat öğretmenine çok sık rastlanmaz.Gerçekler ne yazık ki böyle!

  • Reply Pelin 13 Eylül 2017 at 04:56

    Arkadaşlar merhaba. Ben türk dili ve edebiyatı mezunuyum. Ve ilk senemde atandım. Çok fazla çalışmayı, emek harcamayı gerektiren zorlayıcı bir bölüm süreciydi benim için. Sanıyorum tüm okuyanlar için de geçerli. Okul dönemi boyunca çok fazla karamsarlığa düştüm yalnız Allah’a inancım çok yüksek, sürekli namaz kılıp dua ettim. İşte benim psikoloğum namazlarımdı. Ve kpss çalışma sürecinde aile desteği çok önemli kesinlikle. Benim için onlar moral depomdu. Ve onların bana harcadığı paraları ve emekleri boşa çıkarmadığımdan ötürü çok şükrediyorum. atanma bekleyen tüm meslektaşlarımın Rabbim yar ve yardımcısı olsun inşallah.. Bunu çok içten söylüyorum, sağlıcakla kalın.. ????

  • Reply emrah 26 Şubat 2019 at 06:08

    Pelin arkadaşım atandığınız için kutlarım.Yazınız da çok yanlışlar var. Örnek; cümle “Ve” ile başlamaz.Süreciydi benim için bu nasıl bir cümle yapısıdır ? Vah vah vah.

  • Reply Yaş Otuz Üç, Yolun Neresi? - kaan fakılı 02 Mart 2019 at 01:34

    […] girme” sürecinden daha zor değildir eminim. Bu süreçle ilgili yazdığım “Türkiye’de edebiyat mezunu olmak” isimli  yazım benimle birlikte birçok arkadaşımı da karamsarlığa düşürdü. […]

  • Reply Enes Akçe 04 Temmuz 2020 at 15:03

    Kaan hocam.. Meslektaşım, abim. Emek kokan ellerinize sağlık. Yazı yıllar önce yazılmış ama ziyaretçiler hiç bitmemiş. Abi ben Kocaeli Üniversitesi TDE bölümü mezunuyum. 10 gün önce kadar mezun oldum. Farklı yollar arıyoruz, farklı iş alanları bakıyoruz, düşünüyoruz, başvuruyoruz.. Solup giden hayatlardan olmak istemiyorum. Onca zaman bu okulumu güzelce bitirebilmek için neler çektiğimi bir ben bilirim, şimdiyse diyorum ki bir şeyler olsun er ya da geç yardım et Allah’ım.. Canım çok yanıyor Kaan abi. Bu satırları yazarken gözlerimden akan yaşın haddi hesabı yok..

  • Reply Melisa 04 Ekim 2020 at 15:17

    Hocam ben de Türk Dili ve Edebiyatı okuyorum bu bölümü seçerken çevremden mezun olduktan sonra formasyon alarak Türkçe öğretmeni olabileceğimi öğrendim bu yüzden seçtim bu bölümü
    bu doğru mu bu bölümü okuyanlar Türkçe öğretmeni olabilir mi?

  • Reply Edebiyatzede 05 Ağustos 2021 at 10:14

    Arkadaşlar beni dinleyin sakın Türk Dili ve Edebiyatı okumayın. Dünyanın en gereksiz bölümü diyebilirim. Size kendi hikayemi anlatayım. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü benim hayalimdi. Sonunda kazandım. Okurken de çok zevk aldım. Okulu bitirdikten sonra akademisyen olmaktı hedefim. Dile çalıştım ve çok yüksek puanlar aldım. Sonra ne mi oldu? Torpil denen arkadaşla tanıştım. 6 yıl işsiz gezdim. Akademisyen olmak isteyenler bu işlerin torpille döndüğünü bilsin. Akademinin torpil pisliğini yüksek lisans bittiğinde anladım ama 3 yıl geçmişti. Neyse doktoraya başladım ve anladım ki bu bölümden hayır yok. Ikinci üniversite olarak İngilizce Öğretmenliği okumaya başladım. Iki yıl okudum. Sonra denk geldi bir üniversitenin araştırma görevliliği sınavına girdim. Yine torpilliyi aldılar ve ben yedeğe kaldım. Sonra meğerse torpilli iki yerde kadro açtırmış kendine. Bu kadro 50d diye diğerine gitti ve yıllardan sonra artık akademisyen olabilmiştim ama ben de ne derman kaldı ne de heves. 1.5 yıldır çalışıyorum ve doktoram bitti aslında ama kadro için uzatıyorum. Yoksa yine işsiz kalacağım. İngilizce Öğretmenliğinin de bitmesine bir şey kalmadı. Zaman her şeyi kafama vura vura öğretti ama bunların başıma geldiğine hiç üzülmüyorum çünkü benim asıl yapmam gereken iş İngilizce öğretmenliğiymiş.

  • Reply my dream is to be a writer 08 Mart 2022 at 00:17

    Güzel Türkçemizi pek sevdiğim için ve muhterem anneciğimin desteği ve ilgisi üzerine 2022-2023 vizyonu çerçevesinde Edebiyat okumaya karar verdim. Yazılarınız yolumu aydınlatıyor pek kıymetli hocam. Her ne kadar kendi realitemden nefret etsem de”Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.” başlığı çerçevesinde kendime bir yol çizmeye karar verdim. Sevgili orta son edebiyat hocamı pek sever idim. Edebiyat ve Türkçe denilince o aklıma gelir. Birde Nazan Bekiroğlu Hocamız.
    Yazılarınızdan faydalanacağım. Teşekkür ederim.

  • Reply my dream is to be a writer 08 Mart 2022 at 00:26

    Yada Türkiye de yaşanmaz belli bir jenerasyonu yok etmek yada Türkiyenin bir üst çıktısını çıkartıp belli nüfusu (eski kuşak) oraya gönderip; onlar yorumlarını oradan iletsinler demeli (miyiz?). Tüm Türkiye oturup ağlıyalım. Tövbe edelim. Belki göklerden bir karar iner.

  • Reply Sedanur Pınarbaşı 13 Ağustos 2022 at 15:08

    Evet Türkiye’de edebiyat okumak zor fakat Türkiye’de birçok bölümü okumak zor. Edebiyat yalnızca bunlardan birisi. Bu meseleye biraz da öğrenilmiş çaresizlik olarak bakmak gerek bence. Alelade bir üniversitenin düşük puanlı bir bölümüne yerleşip atanamıyorum, iş bulamıyorum demek kadar saçma bir şey yoktur. Herkes üniversite okumak zorunda değil, hadi onu geçtik, herkes temel bilim okumak zorunda değil, iki yıllık birçok bölüm var ve düşük kpss puanlarıyla atanabiliyorlar. Yani durum buyken sürekli eğitim sisteminin bozukluğundan bahsedip gerçekçi olmayan hayallerle zor bölümleri tercih ederek ve ardından da bölümü kötülemek ne kadar mantıklı? Fen edebiyat fakültelerinin amacı bilim insanı yetiştirmektir. Öğretmen ya da başka bir şey değil. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü hak ettiği değeri görmüyor evet ama bunu değiştirecek olan o bölümün öğrencileridir. Ben şu anda Mersin Üniversitesi Türk dili ve edebiyatı 3. Sınıf öğrencisiyim ve hiçbir sınıf arkadaşım bu bölümü gerçekten istediği için okumuyor. Herkesin aklı mezun olunca başına geliyor. Bu durumda suç kimin, sorumluluk kimin? Oyunun kuralları zaten en başından belli. Buna uyum sağlayamayan sizlersiniz. Ne istediğinize karar vermeden yola çıkan sizlersiniz. Bunun pişmanlığını da bölümü suçlayarak yansıtamazsınız. Belki ben de iş bulamayacağım, hayallerim gerçekleşmeyecek ama bu bölümden mezun olduğum için daima gurur duyacağım.
    Seçtiğiniz, sevdiğiniz, belki aşık olduğunuz bölüm hakkında yeterince bilgi sahibi olmalısınız. Eğer ilk sene doğru yerde miyim yanlış yer de mi, bunun farkına varamıyorsanız ve ancak mezun olunca bir şeylerin ters gittiğini anlıyorsanız geleceğiniz, kendiniz, istekleriniz, hedefleriniz üzerine yeterince düşünmüyorsunuz demektir.
    Torpil meselesine gelince, evet bu konuyla ilgili çok büyük problemlerimiz var ama bunu da yola çıkmadan önce biliyordunuz. Torpil her yerde var ve belki her zaman olacak. Siz de buna göre bir başka seçenek oluşturmak durumundasınız. Evet çok kolaymış gibi anlatıyorum, çünkü yapılabilecek şeyleri yapabilmek için iyi bir yerlere gelmek gerek ve o zamana kadar da oyunu kurallarına göre oynamak zorundayız yoksa oyun dışı kalırız.

  • Yorum yazabilirsiniz

    This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.