İzliyorum

Schindler’s List – Schindler’in Listesi

Schindlers ListBöylesine güzel bir filmin adını Türkçeye çevirme işini bana bıraksalar emin olun daha çarpıcı ve güzel bir isim bulabilirdim. Zira şu anki isim bana pek bir şey çağrıştırmıyor. Çağrıştırmamanın yanında muhtevasını öze dökmekte inanın başarılı olamıyor.

Son günlerde kendimi sinemaya adadığımı ve her güne bir film izleme projemi daha önce de söylemiştim. Balıkçının ağından bugün adını söylemekte ve yazmakta epey zorlandığım  “Schindler’s List” filmi çıktı. Genelde uzun ve siyah beyaz filmleri izlemeyi sevmem ama bu filmi seyretmekte sebat kıldım ve sonuna kadar dayandım.

Bir Steven Spielberg yapımı olan film 1993 yılında çekilmiş. Filmin konusu; 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi askerlerinin Yahudiler’i, toplama kamplarında toplayıp katletmeleri ve Oskar Schindler adında bir Alman işadamının bu Yahudilerden bin kadarını kurtarması işlenmektedir.

Aslında filmin konusu sık sık rastladığımız ve Nazileri kötüleyen Amerikan yapımı filmlerin konusundan pek de farksız değil. Yaşanan aşağılanmalar, dövülmeler, küfredilmeler, acılar, yakılmalar, ölümler, silahlar gibi her şey klasik bir Nazi filmi. Ancak bu filmi diğer filmlerden ayıran en önemli özelliği bir Alman işadamının başarılı girişimleri ve insancıl duyguları ile binden fazla Yahudi’nin hayatta kalmasını sağlamasıdır. Tabiî onların hayatta kalmasını nasıl sağladığı ise bambaşka bir özellik.  Filmin asıl teması da bu zaten.

Filmin içeriğini detaylı anlatmayı pek istemiyorum. Sizin de benim gibi filmi görmeniz ve ondan tat almanızı istiyorum. Bu yüzden sadece filmi izlerken hissettiklerimi anlatsam yeterli olacaktır.

Filme önyargı ile başladığımı söyleyebilirim. Genellikle Nazi filmlerinde Naziler Yahudilere işkence yaparlar, onları gaz odalarına tıkarlar ve öldürürler. Daha sonra da fabrikalarda küllerini yakarlar. Yahudilerse dünyanın sanki en masum milleti gibi bu filmle birlikte kendilerini en masum millet ilân ederler. Filmin bana bir Yahudi sempatisi kazandırdığını söyleyemem. Hem de bunu kesinlikle inkâr edebilirim. Çünkü daha evvel izlediğim “Piyanist” ve “Hayat Güzeldir” gibi Nazi-Yahudi filmlerinde de aynı temayı işlemişlerdi ve ben aynı duyguları hissetmeme rağmen hiçbirisinde bir Yahudi sempatisi duymamıştım.

Filmi izlerken orada yaşayan Yahudilerin yerine kendinizi koymanızı istiyorum. Evet evet, sizden sadece bunu istiyorum. Orada ellerinden çocuğu alınan bir kadının siz olduğunu düşünmenizi istiyorum. Ya da sevgilinizden veya karınızdan kopartılıp farklı trenlerde ölüme götürüldüğünüzü düşünmenizi istiyorum. Sizi dezenfekte etmek için bir barakaya sokup, üzerinizi kilitleyip ve ışıkları da kapatıp su yerine size gaz verdiklerinizi düşünmenizi istiyorum. Ve o borulardan bir anda olsa gaz değil de su geldiğini gördüğünüzde suyun sizin hayatınızda ne kadar önemli bir nesne olduğunu düşünmenizi istiyorum. Trenlerde yolculuk yaparken trenin açık kalan penceresinden sarkan buz kütlesini kırıp ve bu kütleyi bir demir kapta eritip 15-20 kişi ile paylaştığınızı düşünmenizi istiyorum… Sadece bunları düşünün, bana hak vereceğinize eminim.

Film bittiğinde şöyle bir düşündüm de, acaba Türk toplumunun bir parçası değil de adı böylesine kanlı olaylarla tarihe geçen Alman toplumunun bir parçası olsaydım, Alman olduğum için bu kadar sevinebilecek miydim diye düşünüyorum. İyi ki Türk doğmuşum ve iyi ki Müslüman doğmuşum. Böylesi filmleri izlediğimde, Batı dünyasının kendi barbarlıklarını bizim üzerimize nasıl yıktıklarını bir kez daha anlıyorum. Kendi tarihinde 6 milyon Yahudi’yi sebepsiz yere katleden Nazileri unutan Almanların, bugün Osmanlının yaptığı tehciri nasıl Ermeni Soykırımı var diye bangır bangır bağırdıklarına şaşıyorum. Bazı şeyleri düşünmeyi havsalam almıyor. Düşünemiyorum. Sorgulayamıyorum. Yorum yapamıyorum.

Sanırım siz de bu filmi izlediğinizde benimle aynı duyguları paylaşmış olacaksınız. Ve saat kaç olursa olsun (şu an 05.30) bu filmi birilerine anlatma ihtiyacı duyacaksınız…

Not: Bu arada filmin konusu gerçek hayattan alınmıştır. Yani Oskar Schindler adlı birisi gerçekten vadır ve binden fazla Yahudi’nin hayatını kurtarmıştır.

Previous Post Next Post

You Might Also Like

2 Yorumlar

  • Reply Merve Zeynep 07 Temmuz 2008 at 18:26

    Bu filmi seyrederken Yahudilere duyduğum kin ve nefreti unutup o insan dışı Almanlara ne kadar sinirlendiğimi tarif bile edemem!
    Zira dediğiniz gibi kendimi onların yerine koyunca fena halde zihin ve duygu patlaması yaşadım!
    Allah’ım dünyayı bizler için öyle güzel bir düzende yaratmışken ve yaratılanı Yaratandan ötürü sevmeye alışık bir insan iken bu filme şahsen benim canım dayanmadı! Yine de olanı biteni görmek istedim ve sonuna kadar kah ağlayarak kah sinirden yastıkları yumruklayarak filmi bitirdim. Ve kendi kendime -Keşke dedim! Filmle beraber bu insan dışı varlıkların varlığı da bitseydi! Dünya insanlara kalsa ve insanlar insanca yaşasa idi…
    Çok şükür ki bizler için öyle bir memleket var! Ben onların hem evveline hem ahirine üzülüyorum!
    Bu varlıkların şerrinden koru bizi Rabbim..
    Amin… 😥 😳 ❗

  • Reply mehmet 13 Ağustos 2008 at 08:08

    naziler almanların almanyaya sıqmadıklarını söylüyorlardı ve bunun için baqzı ülkere savaş actılar tmm adamlar ülkesinde almandan başkasını istemiyor buraya kadar bana göre normal nede olsa ülkenin adı ALMAN-YA… ama daha sonra yaptıkları insanlqa aykırı..

  • Yorum yazabilirsiniz

    This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.